banner564

Artık bu düzen değişmeli

İnönü Belediye Başkanı Ali Öncü “Yağma, talan ve avanta düzeni toplumu yedi bitirdi, ahlaki değerlerimizi bozdu” diyerek yaşananlara isyan etti

Artık bu düzen değişmeli
banner598
 İnönü Belediye Başkanı Ali Öncü, yıllardır yaşanan sıkıntıların devam ettiğini, ganimet düzeninin ahlaki değerlerimizi dahi bozduğunu belirterek, artık bu düzenin değişmesi gerektiğini söyledi.
   Diyalog Tv’nin her hafta bir farklı bölgede düzenlediği ‘Halk Meclisi’ toplantısına katılan Başkan Öncü, artık bu düzenin değişmesi gerektiğini belirtti. 
   Diyalog Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ve Haber Müdürü Aytuğ Türkkan bu kez Dörtyol köyü ve çevre sakinleri ile bir araya geldi. 
   Program, Tahir Çetin’in saz dinletisi ile başladı, ardından konuşmalara geçildi. 
   İlk sözü İnönü Belediye Başkanı Ali Öncü aldı. Öncü şunları kaydetti: 

 “Hala asbest su boruları var”
“Bölgemizde hayvancı, çiftçi yani köylünün bir çok sorunu var. Ülkede de bir çok sorun var. Bence bu sorunların çözümü Kıbrıs sorunun çözümünden geçiyor. Liderler ne konuşursa konuşsun bu konuda son sözü halk söyleyecek. Bölge sorunlarına bakacak olursak; büyük bir su sorunu yaşadık, Türkiye’den geldi ama bu kez de alt yapı sorunu çekiyoruz. Basınçlı sudan bu kez borular patlıyor. Yatırım yapılması lazım. İnönü’de her gün boru patlıyor. İki personel koyduk şimdi bu iş için kaçakların belirlenmesi için. Bu arada asbest borudan geliyor sular. Değirmenlik’ten gelen su asbest borudan geliyor. Paşaköy,  Vadili, İnönü asbest borudan su alıyor. Asbest borulardan gelen su, çamaşırda, banyoda , içme dışında her türlü kullanılıyor.
   6 yıldır görevdeyim, sorunları çözemiyoruz. Hükümetler gidip geliyor bir şey değişmiyor. Hayvancının su sorunu devam ediyor, elektrik sorunu var. Biz gelirlerimizi köylülerden aldığımız vergiden topluyoruz. Çiftçi hayvancı kazanmazsa biz onlardan nasıl vergi toplayalım? Kadınlarımız tarlada çalışarak ancak aile ekonomisine katkı sağlıyor. Bizim sıkıntılarımız dün neyse bugün de ayni içinden çıkılmaz bir halde bekliyoruz. Sistem mutlaka değişmeli, belki işte Kıbrıs sorunu çözülür ve köklü bir değişim sağlanır. Artık bu ganimet düzeni devam etmemeli. Bizi yedi bitirdi, ahlaki değerlerimizi bozdu. İnsanların psikolojisini bozdu. Bu yağma, talan avanta düzeni devam ediyor… ”


Salih Ereldir  / Dörtyol Muhtarı 

“Kanla aldık, kalemle vermeyiz”

“Kıbrıs sorununda anlaşma yapanlara soruyorum; bu topraklarda şehit verilirken nerelerdeydiler? Türkiye’den buraya göçmen olarak gelmemizin sebebi vatan bilmektir. Geri dönmeyiz, gerekirse ölürüz. Bu topraklar kanla alındı, kalemle geri verilemez.  Bunun dışında 2009 yılında sel felaketi yaşadık. 6 yılda çok bakan değişti. Tüm yardımlar dağıtıldı her bölgeye. Yardımlar nereye gitti, kimlere verildi? Buradaki civar köylerin muhtarları olarak çiftçinin zararı ödensin diye Tarım Bakanı’yla görüştük, hiçbir bütçeye bu girmedi. Ayrıca işsizlik büyük sorun. Üniversite mezunlarımız çobanlık yapıyor. Para verip okutuyoruz ama iş yok. Devlet dairelerine ne kadar personel alındığını biliyoruz. Bu köylere bir ambargo var, hiç de kalkmadı.   Su konusuyla ilgili olarak Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştük telefon aracılığıyla  ertesi gün konuyla ilgili Ankara’ya haziran ayının 3’ünde bir dilekçe yazdım . Ayın 6’sında yani 3 günde cevap geldi Ankara’dan. Ayni mektubu ayni tarihte KKTC makamlarına da gönderdim. 5 ayda cevap alamadım. Sadece cumhurbaşkanlığından 6’ıncı ayın 102’unda cevap geldi. Konu yetkili mercilerde gündeme gelecek dendi. Düşünebiliyor musunuz?

Hayrettin Gök: Siyasetçiden beklentimiz yok

“15 Temmuz darbe girişimi gecesi Büyükelçiliğimizin önündeydim. Büyükelçimiz halkın arasına inmedi. Buradan Büyükelçimize sesleniyorum,  halkın arasına insin, köylere çıksın. Bizim siyasetçilerden beklentimiz kalmadı. 1974’den önce Mağusa’nın çıkışında narenciye işleme fabrikası vardı Korkuteli’nde soba fabrikası vardı, Dörtyol’da çuval fabrikası vardı,  Aslanköy’de tuğla fabrikası vardı ve Rumlar bunları çalıştırmış. Ama 40 yıldır, tüm bakanlarımız bu Lefkoşa Mağusa yolunu kullandı. Bu sürede sadece 2-3 tane gece kulübü açıldı, o nedenle biz siyasetçilerden bir şey beklemiyoruz. 80 mandıramız var ama sadece 10 tanesinde hayvan var. Tüm alt yapının yapılmış olması lazımdı ama devlet desteği yok. “

Ahmet Utku: Türk askeri çıkarsa bir daha gelemez

41 yıl kamuda yöneticilik yaptım. 1974’ten bugüne kadar bizleri yönetenler halkı mutlu edemedi. Hastaneye gider doktora bakınamaz, bakınırsa ilaç bulamaz. Çiftçi buğday verir 6 ay sonra ödenir faiz yer kendisini, tabi mutlu olmaz. Çocuk okula gider, uyuşturucu dolu ortalık nasıl mutlu olacaksınız bu nedeniyle. Komşunun 20 oyu var diye çocuğu kamuda işe alınır, diğerinin 5 oyu olduğu için onunki işe alınmaz ve mutlu olamaz.  Böyle örnekler saymakla bitmez. Siyasi partiler bu yöntemle oy kazanmaz, artık siyasete güven kalmamıştır. Bu sistemi değişsinler artık, yönetmeye talipseler bunu yapmak zorundadırlar. Türkiye ile ilişkilerimizde daha hassas davranmamız lazım. Ev ödevlerimizi yapmıyoruz. Türkiye’ye plan ve projelerle gitmemiz lazım, Türkiye bizim kötülüğümüzü istemez. Kıbrıs sorununa ilişkin olarak da anlaşma istiyoruz ama görelim bir bakalım ne çıkacak. Güvenlik sağlanmazsa olmaz. Türkiye askeri buradan çıkarsa bir daha gelemez. “

Hüseyin Olgunay:Hayvancılık iki yılda bitecek

  “Kıbrıs konusu kısır döngü gidiyor ve çözülmeyecek. Ben bir genç olarak hiçbir beklentim olmadığını söylemek istiyorum. Gelelim sorunlarımıza; 2003’ten gelen tüm Tarım Bakanları öyle bir sistem yarattılar ki sırtımıza yaslandılar. Bu sistemde 2 yıl içinde tüm hayvancılık sistemi çökecektir. Bu kuraklığın yaşandığı dönemde TÜK arpaya zam yaptı. Derdimizi kime anlatacağız? Maliye Bakanı Serdar Denktaş istihdamla uğraşıyor, bize baktığı yok. Ekim zamanı geldi ne tohum geldi, ne gübre geldi, günahımız nedir? Mazot paramızı da alamadık, nasıl geçineceğiz?” UBP, DP, CTP olsun, derdimizi anlayacak halde değiller…”

Arif Seren  / YDP MYK Üyesi 

“Hayvancılıktaki sorun koopratifleşmeyle çözülecek”

“Dörtyol’da 80 mandıra yeri dağıtıldı ve masraflar yapıldı ancak 5-6 tanesinde hayvan var. Köylünün geçim kaynağı da tarım ve hayvancılıktır. Buradaki insanları devlete istihdam eden de zaten yok. Biz hayvancılığı kooperatifleştirip hayvancıya kredi verip, yemini devlet tarafından karşılayıp, hayvan büyüdüğünde devlet olarak onu biz satın alacağız. Hayvancıyı kasaba mahkum etmeyeceğiz. Fazla eti yurt dışına satacağız.”


Mahmut Hayta: Türkiye’den gelen suyu köyümüze verin
   “Çok susuzluk çektik. 6 günde bir su gelirdi, sadece 4 saat akardı. “İçsek mi koklasak mı” diye düşünürdük. TC Yardım Heyeti zamanında 390 bin TL ödedi ve su borularını döşedi. Ali Öncü Başkan oldu diye boru ince dediler suyu vermediler. Çok acı çektik.. Şimdi Türkiye’den su geldi. Bu suyu istiyoruz. Suyu köyüme versinler, ne mazot desteği, ne doğrudan gelir desteği istiyorum…”


Fettah Karakuzu  / Korkuteli Muhtarı

“Kaçak etin önüne geçilmeli”

  “Üreticilerimiz çaresiz. Arpa yok ama üreticim  borç harç alıyor bir şekilde idare ediyor. Ama üreticiler hayvanını satamadığı zaman büyük sıkıntı yaşıyor. Kaçak et konusu çok ciddi bir sorun. Kaçak etin önüne geçilmesi gerekiyor. Hayvancıalr Birliği Başkanımız burada ona sormak istiyorum ne yapıyorlar?” 

Mustafa Naimoğluları /Hayvancılar Birliği Başkanı 

“Kaçak et konusunda ağır cezalar gerekiyor”

    “Muhtarımız haklı. Hayvancı gidip kapılarda mı bekleyecek? Hayvancı polis mi olacak, gümrükçü mü olacak? Tarım Bakanı Meclis’te çıkıp konuştu, kaçak etin önüne geçecekmiş ve tedbirleri artırmış. Ama yasal düzenleme yok. Yakalansa bir insan cezai mü idesi yok. Yakalanan gene yapıyor. Kaçakçılıktan dolayı cezalandırılmıyor, sınır ihlalinden yargılanıyor. İçerden çıkınca yine yapıyor. Halk zehirleniyor burada. Ciddi anlamda cezası olmalı. Bu olsa bu kişiler bunu yapabilir mi?  Bu kaçakçılık nedeniyle hayvancı ekmek kazanamaz. Ama gümrükçü de polis de bu işin içinde.”

Öncü: Su Ankara’da ihale aşamasında

Su konusuyla ilgili yeniden söz alan Belediye Başkanı Ali Öncü, “Türkiye’den gelen su konusunda tüm çalışmalar yapıldı. Ankara’da ihale süreci de başladı. Burada Türkiye DSİ’den gelen arkadaşlar uğraştı. Ama Kıbrıs’ta her iş vakit alıyor. Kısa zaman sonra ihale bitince Yıldırım, Muratağa, Korkuteli, Dörtyol ve Pirhan olmak üzere su dağıtılacak. Bu konunun yakından takipçisiyiz” dedi. 

Bünyamin Öztürk:Bürokrasi büyük sorun

“Bu ülkede en büyük sorunlardan biri bürokrasidir. Bı sorunu çözmek için hangi siyasetçi ne yaptı bugüne kadar. Siyaset bitti, satıldı. Artık bu siyasetin ele alınıp temizlenmesi lazım”

Hasan Koçak: Siyasetçiler umut tüccarlığından vazgeçsin
Köylülerimizin geçim kaynağı hayvancılıktır. Ailem de çiftçilik hayvancılık yaptı. Ben okudum büyüdüm, yaşıtlarımın tümü bun işi yapmaktan vazgeçti. Oklar yaydan çıktı artık. Siyasetçiler umut tüccarlığı yapmasınlar artık. Köylülerimiz büyüklerimiz sabah 4,30’da kalkıp hayvanlarına, tarlarına gitmeye devam ediyorlar. Koltuklarında oturup siyaset yapmasınlar. Ülkeyi derleyip toplasınlar. İnsanların geleceğini düşünerek adımlar atsınlar” 

Hüseyin Çavuş Kelle / Çiftçiler Birliği Başkanı 

“Bıkkınlıkla “evet” çıkarmaktır amaçları 

“Halkın anlattığı sorunları siyasetçiler nasıl çözecek. Burası küçük baş hayvancılığın merkeziydi ayrıca KKTC’nin tahıl ambarlarından biridir. Peki şimdi öyle mi? TÜK battı, arpa getiremiyor.. Ama neden? Personel sayısından mı aldığı hiçbir borcu ödemedi çünkü. Köylüden aldığı parayı kredilere yansıtmadı, borçlarını ödemedi. Köylerde üretim bitmiştir. Burada cımbızla küçükbaşçı bulursunuz. Tahıl üreticisi de kalmadı. Herkes arazilerini kiralıyor artık., satılıyor bu araziler. Üretim yaptığımız toprakları satmaya itiyorlar bizi.. bir buçuk ay önce mazot parası ödenecekti, ödenmedi. Türkiye mazotta ve gübrede yüzde 50 hibe veriyor, biz bu destekleri kaldırıyoruz. Bu şekildeki politika ile gidersek, ilk referandumda istedikleri “evet”i bıktırma politikası ile çıkarmaya çalışıyorlar. 

Adil Onalt :Arpasız kaldık! 

Hayvancılıkla uğraşıyorum… Hayvancılarımız burada ezildi, ayaklar altına alındı. Bugün memlekette arpa yok, Binboğa Yem Fabrikası üretimi durdurdu. Köylü vatanına milletine sahip çıktı ama bugün 500 ton arpa Rum tarafından geldi. Bu Tarım Bakanlığı bizi arpasız bıraktı. Böyle mi vatana sahip çıkacağız? 

Zorlu Töre / UBP Milletvekili 
“Dörtyol’u Prasyo yapmayalım!”

  “Kıbrıs yarı kurak bir iklime sahip. Rum tarafından bu tarafa bazen de buradan oraya yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde gelip gidiyor. Yasak olanın geçmesidir sorun. Yani kaçak et sorunu. Bu bir türlü önlenemiyor. Benim dönemimde de vardı. Üzerlerine gittik ama maalesef medya bizi suçlu gösterdi. Üreticiye çeşitli yollarla destek verilebilir. Suyu buralara getirmek gibi, yem bitkisi yetiştiriciliği gibi. Çünkü hayvancılık en zor meslektir. İnşallah Anadolu suyu buralara en kısa sürede gelir. Allah razı olsun Anavatan Türkiye’den. Cumhurbaşkanımız zaman zaman ifade ediyor toprak konusunda düz bir çizgi olacak diyor. Nedir bu düz çizgi? Mağusa’dan Lefkoşa’ya kadar tüm Güney Mesarya   haritanın içerisine yeniden mi konulacak? Dolayısıyla Dörtyol’u Prasyo yapmayalım.”

Erkut Şahali   / CTP Milletvekili    

“Belirsizlik ortadan kalkmalı”

   “Sorunların aşılabilmesi için siyasetten vazgeçmemek lazım. Halkın yararına icraat yapacak olan siyasetçiyi aradan bulup çıkarmaktır vatandaşın görevi. Kıbrıs sorunu yaşadığımız her sorunun ucuna ekleniyor. 42 yıldır belirsizlik içerisinde yaşıyoruz. Dörtyol Kıbrıslı Türklerin mi olacak, Rumlara iade mi edilecek. Buna kesin bir noktaya getirmeliyiz. İsviçre’deki görüşmeler çok önemli. Sayın Akıncı istanbul’da Sayın Tayyip Erdoğan ile görüştü ve İsviçre’ye gitti. Türk tarafı Türkiye ile birlikte hareket ediyor. Türkiye çözüm konusunda istekli ve gayretlidir. Rum liderliği buna karşılık verirse süreç ilerleyecek. Bir belge ortaya çıkarsa kararı biz vereceğiz. Biz Türkiye’nin tüm desteğine rağmen hak etmediğimiz bir hayat yaşıyoruz. Bu ülkedeki refah ve mutluluğu yakalamasının yolu akıbetinin belli olmasından geçer.” 

Kenan Akın  / Tarım eski Bakanı 

“Üreticinin emeği sıfırla çarpılıyor”

Hangi köye gitsek 40 yıldır ayni sorunları dinliyoruz. Siyasete küskün bir toplum var ama asla siyasetten vazgeçmemelidir toplum. Nüfusumuzu bile bilmiyoruz bu memlekette. Nasıl üretim politikaları hayata geçireceğiz. Ayrıca dış politika anlamında da Türkiye’den gelen göçmen nüfus üzerinde oyunlar oynanmaktadır. 220 bin nüfusun yüzde 35’ine Türkiye’den gelenler sahipse bunun sayısı 70 bindir Annan planında ikinci Cumhurbaşkanımız 45 binden bahsetmişti. Ciddi oyunlar oynanmaktadır. Bu bölgelere Rum tarafının yeniden dönme talebi var. Peki sizler nereye döneceksiniz.?.Tarım ve hayvancılık politikalarında ise tüccara yenilmiş durumdadır siyaset. Üretilenin daha fazlasına ithal izni veriliyor maalesef. Sonuçta bu ülkede üreten insanın emeği sıfır ile çarpılmaktadır. Adaletsizlik maalesef en çok bu bölgede hissediliyor”

Güncelleme Tarihi: 13 Kasım 2016, 08:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473