Züleyha KARAMAN

    Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez modern teknoloji ile kuru temizleme evini hizmete koyan Mustafa Akgüç’ün oğlu Serdar Akgüç, baba mesleğini başarıyla sürdürüyor. Akgüç, son teknoloji ile çalışan Londra Temzileme Evi’nin, kalite ve fiyat açısından Rum tarafındaki işletmelerden daha iyi hizmet verdiğini söyledi.

   Olası bir çözümde Kıbrıs Türk  firmaların  Rum işletmelerle rekabet durumu araştıran Diyalog, bu kez, “KKTC’nin ilk kuru temizleme evi” olan Londra Kuru Temizle’nin sahibi Serdar Akgüç ile konuştu.

   Kıbrıs’tan 1950’lerde Londra’ya göç eden ve orada uzun yıllar tekstil işi yapan Mustafa Akgüç’ün Ada’ya kesin dönüş yapmasının ardından 1984’te kurduğu Londra Kuru Temzileme, bugün Mustafa Akgüç’ün oğlu Serdar Akgüç tarafından işletiliyor.

   Londra Kuru Temzileme’nin “KKTC’nin ilk kuru temizleme evi” olduğunu belirten Serdar Akgüç, son teknoloji ürünü makinalarla, en iyi ilacı kullandıklarını, fiyat açısından da Güney Kıbrıs’a göre daha uygun olduklarını belirtti.

Rum müşterileri de var

   Kalite ve fiyat açısından daha cazip olduklarını ve Rum tarafından da müşterileri geldiğini  kaydeden Serdar Akgüç, Londra’dan askı ve  ilaç siparisi verdiğinde, Rum tarafındaki kuru temizlemecilerle de paylaştığını açıkladı.

  Güney Lefkoşa’daki bazı kuru temzilemeci Rumlarla arkadaşlık kurduğunu, onlardan çok daha kaliteli iş yaptıklarını anlatan Akgüç, Rumların ekonomik olarak  çok zor durumda olduğunu, yurtdışına malzeme siparişi verirken, Rum arkadaşlarının da talepde bulunduğunu anlattı.

  Rum tarafındaki işletmelerden daha iyi hizmet verdiklerini anlatan Akgüç, birleşik bir Kıbrıs’ta rekabetin kendilerini endişelendirmediğini, şu an bile güneyden önde olduklarını vurguladı.

  Serdar Akgüç, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:

Soru:Kaç yıldır faaliyettesiniz, işletmeniz nasıl kuruldu? KKTC’deki kuru temizleme sektörü ne durumda? Güney Kıbrıs’la kıyasladığınızda bizim ülkemizdeki durum nedir?

  Londra Temzileme Evi, Mayıs 1984 yılıdan beri faaliyette. Babam Mustafa Akgüç İngiltere’den kesin dönüş yapınca burayı açtı, ben o zaman 14 yaşındaydım. Babam 1950’lerde Londra’ya gitmişti, ben orada doğdum, babam İngiltere’de konfeksiyon işi yapardı. Kıbrıs’a kuru temizlemeyi açan ilk insanlarız. Ondan önce de kuru temzilemeler vardı ama bu teknoloji ile ilk kez biz açtık. Babam burayı açmazdan önce bir araştırma yaptı. Kuru temzileme o zaman kazanların içinde farklı bir malzeme ile yapılır, verilen elbise 1-2 hafta sonra alınırdı, ağır da bir kokusu vardı. Babam ülkemizde kuru temzileme açmaya karar verdi. Makinaları İngiltere’den getirdi ve faaliyete başladı. Üniversite bitince, 1990’ların sonunda burayı ben devraldım. Şu an ikinci kuşak yönetiyoruz. Burada benimle birlikte  5 kişi çalışıyoruz. Halkımızda kuru temizleme bilinci gelişti. Lefkoşa’da 6,  Girne’de, 3, Gazimağusa’da 3-4 tane kuru temzilemeci var. Tümü ile arkadaşız. Aslında bu sayı burası için fazla. Her kesimden müşterimiz var, fiyatlar her keseye uygun. Kuru temzileme sadece zenginlerin işi değil.

  İşletmede, 1984’ten bu yana 4 kuru temzileme makinası değiştirdik. Çünkü, en son çıkan teknolojiyi alıyoruz. Şu an kullandığımız makina, İngiltere’de bile çok az, çünkü çok pahalı bir makina. Güney Lefkoşa genelinde araştırma yaptım, onlar hala daha 1980-1990’ların makinaları ile çalışırlar. Yerinde gördüm, ziyaret ettim, konuşup sohbet de ettik. Bizden 1-2 basmak geridedirler.

“Rumlar askı ve ilaç istiyor”

  Rum tarafı AB’nin içindedir, yani bir eli Avrupa’dadır. Benden askı ve ilaç temin etmek isterler. Ben İngltere’den ilaç ve askı siparişi verdiğimde, arkadaşlarım için de söylüyorum. Rum tarafında da iki-üç arkadaşım var, onlar da ‘askı ve ilaç aldığında bize de haber ver’ diyorlar.  Güney’de samimi olduğum arkadaşlarım var, orada işler çok bozuk. Çok şükür, bizim makinamız her gün 4-5 kez çalışır, Rumlar şimdi üçgünde bir çalıştırıyor.  Ekonomik kriz çok etkiledi.

“Çözümde iş fırsatları artar”

Çözüm halinde iş fırsatlarının artacağına inanırım. Rum tarafı bizden daha pahalı. Rum tarafından gelen müşretilerim de var, onlarla konuştuğumda, ‘kalite ve fiyattan dolayı tercih ettiklerini’ söylüyorlar.  Rum tarfında eski makinalar kullanılıyor. Bu işte kullanılan ilaç da etkili. Yani eski bir mercedes var, bir de son model mercedes var. Bizim işletmemiz son model. Bizde bir takım elbise 26 TL yaklaşık 7.5 Euro, Rumlarda 14 Euro, fiyat iki katı. Diyeceksiniz ki Rumlar Euro kazanıyor, ama şimdi ekonomileri hiç  iyi değil. Para kazanırken, kazandığınızı, yine işinize yatıracaksınız. Biz kazanırken, işletmemize yatırıyoruz.