Türkiye Barolar Birliği’nce (TBB) "Kıbrıs'ta son söz söylenmedi" konulu panel düzenlendi.

Birliğin konukevinde gerçekleştirilen panelin açılışında konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, bir güneydoğu gazisi meslektaşının kendisine "Türk askeri mermi yediğinde ölmez, milleti tarafından unutulduğunu düşünüldüğü anda ölür" dediğini aktararak "İşte biz vatan davasına gönül vermiş, sadece elini değil gövdesiyle taşın altına girmiş olan her vatanseveri minnetle anmak ve elimizden ne geliyorsa o desteği vermek zorundayız" diye konuştu.

Kıbrıs'ı Kıbrıs Türkü'nden başka hiç kimsenin alamayacağını vurgulayan Feyzioğlu, "Burada büyük bir senaryo oynanmaktadır. Kıbrıs Türkü'nü Kıbrıs'ta azınlık statüsüne indirip, Balkanlar'da Türk varlığının başına ne geldi, ne getirildiyse Kıbrıs'ta da aynının Kıbrıs Türkü'nün başına getirilmesi için ilmek ilmek kurulan ve maalesef desteğini de içeriden bulan bir hain senaryodur" değerlendirmesinde bulundu.

Rauf Denktaş'ın çizdiği yolun Türkiye ve KKTC'nin çıkış yolu olduğunu aktaran Feyzioğlu, Kıbrıs'ın önemine ve Türkiye'nin de Kıbrıs'a yönelik doğru politikalar üretme zorunluluğu olduğuna değindi.

Koparma senaryosu başarılı oluyor…

Feyzioğlu, şöyle devam etti:

"Kıbrıs Türkü'nü Anadolu'dan, Türkiye Cumhuriyeti'nden koparma senaryosunda, maalesef oldukça mesafe alınmıştır. Bu senaryoya karşı Türkiye'nin akıllı, kararlı stratejiler hayata geçirmesi lazım. Kıbrıs Türk'ü iş ve istihdam istemektedir. Kıbrıs Türkü maaşla yaşayan değil, Türkiye'den gelen maaşların dağıtılarak yaşamını sürdüren bir toplumun parçası olmak değil, üreten bir toplumun parçası olmak istemektedir. Kanaatimce Türkiye'nin KKTC'ye yönelik politikalarındaki önemli eksikliklerden birisi, KKTC'yi üreten, iş, istihdam sağlayan yapıya dönüştürmekte gerekeni yapmakta ihmal göstermesi olmuştur." 

"400 yıl idaremizde yaşayanlar …"

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş da konuşmasında, Kıbrıs Türkü'nün en büyük gücünün Anadolu insanının Kıbrıs hassasiyeti olduğuna işaret etti.

Bir Rum Avrupa Parlamento üyesinin "Kıbrıs, bir Yunan adasıdır, zamanla içimize Türkçe konuşan unsurlar da sızdı" sözlerini aktaran Denktaş, "400 yıl idaremizde yaşayan kişiler şimdi adayı Yunan adası olarak bütün dünyaya duyurmaktadır. Yaklaşık 100 yıl İngiliz idaresinde kalan Kıbrıs'ta Türklük hiç kaybolmamıştır. Dilimizi, dinimizi, kimliğimizi hep koruyageldik" diye konuştu.

Denktaş, son 10 yıllık sürede her iki tarafta da toplum mühendisliği yapıldığını ve iki kardeş arasında bir soğukluk yaşatılmaya başlatıldığını ileri sürerek bunun kendilerini üzdüğünü aktardı.

"Türk ordusu tek güvencemiz"

Avrupa Birliği kuralları kendilerine ve Türkiye'ye karşı kullanılarak adanın yeniden Yunanlaştırılmak istendiğini ifade eden Denktaş, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını belirtti.

Türk ordusunun adadan çıkartılmaya çalışıldığını öne süren Denktaş, "Garantiler ve Türk ordusu, bizim tek güvencemizdir. Rumlar, bize söylesin 1974'ten 2016'ya kadar Türk ordusunun kendilerine yönelik tehdit içerecek tek bir hareketini göstersin. Yoktur çünkü Türk ordusu oraya hakikaten barış ve istikrar getirmiştir" dedi.