banner564

Üzücü tablo

Kuzey Kıbrıs’ta 2020 yılında 43 hasta kalbe bağlı sebeplerden dolayı hayatını kaybetti

Üzücü tablo
banner598

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi Kardiyoloji Klinik Şefi Dr. Güzin Zekican 12-18 Nisan Kalp Sağlığı Haftası nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, kalp hastalıklarının tüm dünyada olduğu gibi ülkede de ölüm nedenlerinde ilk sırada yer aldığına dikkat çekti.
Zekican, bulaşıcı olmayan hastalıklardan ölümlerin yarısının kalp damar hastalıkları nedeniyle olduğunu ve dünyada her yıl yaklaşık 18 milyon insanın kalp damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti.
Zekican, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde 2020 yılında kardiyoloji servisi ve koroner yoğun bakıma toplam 3 bin 18 hastanın yatışının gerçekleştiğini, yatışların arasında yeni kalp krizi saptananlarının sayısının 488 olduğunu vurguladı.
Kardiyoloji ve koroner yoğun bakım servislerinde tüm sebepler dahil edildiğinde 43 hastanın hayatını kaybettiğini dile getiren Zekican, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji servisi ve koroner yoğun bakım yatışlarının 739 hasta ve yaş ortalamasının da 68.34 olduğunu belirtti.
Kalp damar hastalıklarına, neden olduğu ölümlerin yanında önemli oranda engelliliğe, verim kaybına, sağlık maliyetlerinde belirgin artışa neden olduğunu dile getiren Zekican, kalp hastalıklarının; koroner damar hastalıkları, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kalp kası hastalıkları, romatizmal kapak hastalıkları, ritim bozuklukları; el-bacak ve beyin damar hastalıklarını kapsadığını belirtti.
Kalp damar hastalıkları ile mücadelede en önemli basamağın hastalık gelişmeden tedbir almak olduğunu vurgulayan Zekican, hastalığın çeşitli risk faktörlerinin varlığında erken ortaya çıkmakta ve hızla ilerlemekte olduğunu kaydetti.

Risk faktörleri
Koroner arter hastalığı için risk faktörlerinin; erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaş üstü veya erken menopoz, aile öyküsünde erken yaşta görülen kalp hastalığı bulunması, sigara veya alkol kullanımı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği; fiziksel hareketsizlik, diyabet (şeker) hastalığı; obezite, stres, depresyon, uyku bozukluklarını içerdiğini dile getiren Zekican, kalp damar hastalıklarının yaygın olmasına rağmen önlenebilir hastalıklar olduğunu kaydetti.
Yaş, cinsiyet, genetik yapı dışındaki başlıca önemli risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile ölümlerin yüzde 80 oranında azaltılabileceğinin öngörüldüğünü kaydeden Zekican, bu nedenle risk faktörleri ile mücadelenin çok önemli ve maliyeti çok düşük tedbirlerle iyi sonuçlara ulaşılabileceğinin bilindiğini belirtti.
 
Bu öneriler dikkate alınmalı
Zekican şu önerileri sıraladı:
“Sigara içmeyin, içilen ortamlarda bulunmayın ve alkolü azaltın; Sağlıklı beslenin, ideal kilonuzu hedefleyin. Doymuş yağ içeren katı yağlar, kırmızı et, yağlı süt ürünleri, işlenmiş/paketlenmiş gıdalardan, kızartmalardan, fast food yiyeceklerden uzak durun. Sebze, meyve, liften zengin gıdalar ve balık tüketimini artırın. Zeytinyağı ve diğer sıvı yağları tercih edin. Asitli, şekerli içeceklerden uzak durun; tuz tüketimini azaltın. Tuz miktarını günde 5gr (1 tatlı kaşığı) ile sınırlandırın; fiziksel olarak aktif olun. Egzersiz yapın (Haftanın 5 günü, 30-45 dk, haftalık toplam 150 dk tempolu yürüyüş yapın, bahçe işleri ile ilgilenin, bisiklet sürün, asansör kullanmayın, daha az araba kullanın, uzun süreli televizyon, bilgisayar başında zaman geçirmeyin.); Vücut kitle indeksinizi, bel çevresi ölçümlerini, kan şekeri, kan basıncı ve kolesterol düzeylerinizi kontrol ettirin. Toplam kalp damar hastalıklarına yakalanma riskinizi risk faktörlerinize göre bir takım skorlama yöntemleriyle doktorunuza hesaplattırabilir ve planınızı doktorunuza danışarak yapabilirsiniz. Doktorunuzun uygun görüp, reçete ettiği ilaçları kullanın; Çevre ile daha kaliteli zaman geçirin, stresinizi azaltın, uyku düzeninize dikkat edin; Kalp damar hastalıkları genellikle 40’lı yaşlardan sonra artış göstermektedir. Ancak birçok ülke gibi bizim ülkemizde de hastalık artışının 30’lu yaşlara kadar indiği gözlemlenmektedir. Plansız şehirleşme, çevre kirliliği, dijitalleşme nedeniyle fiziksel aktivite olanakları kısıtlanmakta, özendirici pazarlama teknikleri ile özellikle çocukların yüksek kalorili yiyecek, yağ, şeker, tuz tüketimleri artmaktadır; Obezite, diyabet, hipertansiyon, hareketsizlik gibi risk faktörlerinin çocukluk çağında görülmelerinin, erişkinlikte kalp hastalığı yaşama riskini büyük ölçüde arttırdığı bilinmektedir. Özellikle çocuklarımıza şimdiden kalp dostu bir yaşam şekli kazandırıp bunu sürdürmelerini başarabilirsek ilerde kalp damar hastalıklarının yaratacağı olumsuzlukları ve riskleri bugünden önlemek için bir fırsatımız olabilir. Buna yönelik sürdürülebilir sağlık politikalarına ihtiyacımız vardır.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473