banner564

“Tehdit olursa tereddüt etmeyiz"

Davutoğlu "Biz parlamentodan tezkereyi bir müdahaleden daha çok Türkiye’nin ulusal güvenliğini sağlamaya dönük bir tedbir olarak çıkardık” dedi

“Tehdit olursa tereddüt etmeyiz
banner598
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ortak Tv yayınında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ayn el-Arab’ın IŞİD’in eline geçmesi Türkiye’nin tutumunu değiştirir ve meclisten aldığı yetkiye dayanarak bölgeye müdahale etmek ister mi sorusuna Davutoğlu, "Biz parlamentodan çıkardığımız tezkereyi çıkartırken bunu bir müdahaleden daha çok Türkiye’nin ulusal güvenliğini sağlamaya dönük bir tedbir olarak çıkardık ve Türkiye’ye dönük bir tehdit olursa kullanmaktan da tereddüt etmeyiz" cevabını verdi.
Koalisyona başvurmadan mı sorusunu ise Davutoğlu şöyle yanıtladı:
"Tabii ki Türkiye’nin güvenliğine yönelik en ufak bir tehdit olduğunda Türkiye buna cevap vermekte tereddüt etmez. Nasıl Suriye uçakları, Suriye rejimi uçakları Türk hava sahasını ihlal ettiğinde bir uçak bir helikopter düşürdük, Suriye hududunu ihlal eden herkese karşı Türkiye tedbir alır. Bunda da hiç tereddüt etmeyiz, gerekli talimatlar silahlı kuvvetlerimize verildi. Ama Suriye içinde bir operasyon, Türkiye’ye doğrudan bir saldırı olmadan Suriye içindeki bir operasyon için uluslararası koalisyonla birlikte hareket etmeyi tercih ederiz. O hareketi de güvenli bölgeler, uçuşa yasak bölgelerle birlikte değerlendiririz. Kapsamlı bir strateji görmek istiyoruz."


Güvenli bölge
Güvenli bölgeye ilişkin yakın zamanda bir sonuca ulaşabileceğinize inanıyor musunuz sorusunu "Mümkün" diye yanıtlayan Davutoğlu, ne zaman olacağı konusunda kesin bir şey söylemenin zor olduğunu dile getirerek şu ifadelere yer verdi:
"Biz bunun için yoğun bir müzakere yürütüyoruz, "Ayn el-Arab’ın düşmesini istemeyiz, Ayn el-Arab’ın düşmemesi için elimizden gelen katkıyı da sağlarız. Ama bütün bu sorumluluğu Türkiye’nin üzerine yüklemeye kimsenin hakkı yok. Suriye’deki krizin sorumlusu Türkiye değil. Herkesin elini taşın altına koyması lazım. Ayn el-Arab'ın düşmesi istenmiyorsa Ayn el-Arab’taki durumun diğer yerlere de sıçramasına engel olmak lazım. Şunu sormak da herkesin hakkı; Peki Ayn el-Arab'ın düşmesi gerçekten bizi üzer ve düşmemesi için elimizden gelen katkıyı yaparız ama Rakka düşerken neredeydiler? Cerablus düşerken neredeydiler? Musul düşerken neredeydiler? Musul’u terk etmediği için bizim başkonsolosumuz rehin alındı. Musul’u terk eden Irak ordusunun sorumluluğu nerede? Peki Azez düşerken neredeydiler?

Şimdi dolayısıyla meseleyi sadece Ayn el-Arab’a bağlamak ve sadece bir yerdeki mücadeleye bağlamak doğru değil. Bizden bir şey talep eden, masaya kapsamlı bir strateji koyacak ve Türkiye'ye bu stratejinin uygulaması esnasında Türkiye’ye yönelecek mülteci gücünü nasıl engelleyeceğini de anlatacak. Burada da anlaşacağız. Bundan sonraki aşamada Suriye’de nasıl bir yapı doğacak, onda da anlaşmamız gerekecek. Yoksa IŞİD’e karşı mücadele ederken Suriye rejimini meşrulaştırmaya kesinlikle razı olmayız."

Güncelleme Tarihi: 17 Ekim 2014, 09:23
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474