banner564

“Kıbrıs sorununda tehlikeli gerilemeler”

Haravgi’ye göre Anastasidis’in söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmuyor

 “Kıbrıs sorununda tehlikeli gerilemeler”
banner598

Güeny Kıbrıs’ta AKEL’in yayın organı Haravgi Gazetesi, Rum yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda söyledikleri ile yaptıklarının birbirini tutumadığını belirtti.

Gazete,“Kıbrıs Sorununda Tehlikeli Gerilemeler” başlıklı haberinde, “Gerçeğin kriteri fiil ise o zaman Başkan Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda değerlendirilmesi için kendi açıkladıklarına ve yaptıklarına dikkat etmekten başka çaresi yok” ifadesine vurgu yaptı.
Gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in bir dizi açıklamları ile bunlarla ilgili yaptıklarını örnek gösterdi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, “Downer 30 Nisan’da iki tarafa bir belge verdi” derken Rum Sözcü’nün “belge Başkan Anastasiadis’e 16 Mayıs 2013’te verildi” dediğini, Anastasiadis’in de 17 Mayıs’ta yaptığı yazılı açıklamada, belgenin Downer tarafından verilmediğini, kendisi talep ederek aldığını açıkladığını hatırlatan gazete, Downer’ın 28 Mayıs’ta “belge her iki lidere de bir ay önce, aynı gün gönderildi” diyerek Anastasiadis’i “yaktığını” yazdı.
Gazete, “Anastasiadis’in, stratejinin Rum Ulusal Konseyi tarafından belirleneceğini, Konsey’in kapsamlı bir çözüm taslağı oluşturulmasında belirleyici rol oynayacağını, Kıbrıs sorununun siyasi yönetiminin Konsey’in işbirliğinde belirleneceğini söylemesine karşın, devamında şu trajik gerilemelerle ortak açıklama noktasına kadar gelindiğini” kaydetti:
“-Anastasiadis hükümetinin inisiyatifiyle Talat-Hristofyas ortak açıklamaları BM Barış Gücü’nün son iki kararından çıkartıldı.
-Anastasiadis’in ‘geniş ortak açıklama’ tezi ‘sade’, daha sonra yine geniş ortak açıklamaya dönüştü ve nihayetinde özlü meseleleri arkasında bırakan geniş bir Ortak Açıklama’yı kabul etti.
-Bölünmez egemenlikle ilgili kesin bir ifade yok.
-Merkezi hükümetin yeterli yetkiye sahip olacağı taahhüt edilmeksizin artık yetkiler oluşturucu eyaletlere veriliyor.
Anastasiadis’in AB’nin Kıbrıs sorununa daha aktif katılımıyla ilgili sayısız açıklaması var. 17’nci Dünya Dış Rumlar Kongresi’nde (21 Ağustos 2013) ‘herhangi yeni bir prosedür Avrupa devleti olma sıfatımızı görmezden gelmemelidir ve bu çerçevede AB’nin aktif katılımı şarttır’ dedi. 15 Ekim 2013’te ‘prosedürü şahsen çok yakından takip edeceğim’ diyen Rumpuy AB’nin Kıbrıs sorunundaki özel temsilcisini ‘çok yeterli’ diye niteleyerek Anastasiadis’in talebini dolaylı ancak net şekilde reddetti.
Anastasiadis Kıbrıs halkına her alanda verdiği ‘taahhütlerinin’ birçoğunu sadece bir yıl içerisinde çürütmüş olabilir ancak yabancı emperyalist merkezlere karşı sözlerinde istikrarlı kaldı. Bu kadar da değil. NATO ile Kıbrıs sorununu arasında tehlikeli bağlantı kurdu.
24 Şubat 2013’te Eleftheria Meydanı’nda ‘Avrupa’daki ve uluslararası alandaki itibarımızı yeniden elde edeceğiz. Dış politikamız dışa dönük olacak ve istisnasız bütün devletlerle işbirliği yapacağız derken bir yandan da ilk faaliyetlerimizden biri de Kıbrıs’ın Barış İçin Ortaklık’a katılımı olacak’ dedi.
Bu açıklamasını daha sonra (28 Şubat 2013) ‘NATO ile de ilişkileri yapılandırmamız gerekir’ şeklinde zenginleştirdi. Bir yandan AB’nin Afrika’ya yeni askeri müdahalesine asker gönderme niyetinde olup olmadığını açıklamazken Ukrayna, Suriye, v.b. yönelik her emperyalist müdahaleyi destekledi. 30 Eylül 2013’te bağımsızlık yıldönümü nedeniyle yayımladığı bildiride ise ‘dış politikamızı uygulamadaki en üst kriterimizin vatanımızın malum çıkarları olduğunu’ söyledi ki bu söylemi yaptıklarının tamamen dışındadır.
Bu yaklaşımının en büyük göstergesi de kısa süre önce Kathimerini’ye verdiği mülakatta Türk garantilerinin NATO garantileriyle değiştirilmesi yaklaşımıdır.”

Güncelleme Tarihi: 03 Mart 2014, 04:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473