Zeynep CARAN 

Kuzey Kıbrıs’ta 10 yıl önce mahkemeye yansıyan sadece 9 cinsel suç varken, bu rakam 10 yıl sonra 29’a yükseldi. Diyalog muhabiri Yüksek Mahkeme’nin her yıl hazırladığı faaliyet raporlarını inceledi, son 10 yılda işlenen cinsel suçları mercek altına aldı. 

Geçmişte faaliyet raporlarında “Kız kaçırma, zorla ırza geçme, tabiat kurallarına aykırı cinsi münasebet” adı altında olan bu tip suçlar, 2014 yılında yapılan yasal değişiklik sonrasında “cinsel tecavüz ve diğer cinsel suçlar” başlığı altında toplanıyor. 

Her geçen yıl artış gösteren bu başlık altındaki suçların rakamları incelendiği zaman, korkunç tablo ortaya çıkıyor. Cinsel suçlarla ilgili 2006 yılında Ağır Ceza Mahkemesi’ne sadece 9 vaka yansımışken, bu rakam 2016’da 29’a yükseldi. 2006 yılında 9, 2007 yılında 5, 2008 yılında12, 2009 yılında5, 2010 yılında 3, 2011 yılında 11, 2012 yılında 14, 2013 yılında 7, 2014 yılında 15, 2016 yılında 21 ve 2016 yılında 29 vaka Ağır Ceza Mahkemesi’ne intikal etti. Faaliyet raporunda 2006-2016 yıllarını kapsayan 10 yıllık cinsel suçların ağır ceza mahkemesine yansıyan toplam sayısı 131. Uzmanlara göre cinsel suçların önemli bir çoğunluğunu oluşturan “aile içerisinde” yaşananlar ise gün yüzüne çıkmıyor, hasıraltı ediliyor. 

Psikolog Erkal: Şiddet her yerde artıyor

Psikolog Deniz Erkal cinsel suçlardaki artışın nedenini Diyalog’a anlattı. Erkal, cinsel suçlardaki artışı şiddetin artışına bağlayarak şu tespitte bulundu: “Şiddetin her türünde maalesef ki artış görüyoruz. Bunun altında giderek daha sık rastladığımız kişilik bozuklukları görüyorum. Modern yaşam biçimi, medyanın daha fazla hayatımıza nüfus etmesi, insanların çeşitli hayatlara özeniyor ve bunlara sahip olamıyor olması gibi pek çok sebep nedeniyle şiddetin arttığını söyleyebiliriz.” 

“Mağdur ölünce öğreniyoruz”

Psikolog Erkal, aile için cinsel istismar konusuna da değinerek, bu konunun tümünün ortaya çıkmadığını söyledi. “Biz birçok olayı maalesef ki mağdurlar ölünce öğreniyoruz” diyen Erkal sözlerini şöyle sürdürdü:  “Ülkemizde bu tür olaylar yaygındır. Aile içi yaşanan cinsel istismar olaylarında yanlış bir tutum sergilenerek, üzerini örtüyorlar. Hatta mağduru suçluyorlar ve şiddeti gerçekleştiren kişi elini kolunu sallayarak hayatına devam ediyor. Burada bilinçlendirme şarttır.”

“Tecavüz büyük bir şoktur”

 Tecavüzün çok büyük bir travma olduğunu anlatan Psikolog Deniz Erkal, mağdur olan kişilerin büyük bir şok yaşadığını kaydetti. Tecavüze uğrayan bir bireyin kendi benliğiyle, dünya arasındaki uyumun bozulduğunu anlatan Erkal, “Tecavüze uğrayan kişi kendini güvende hissetmeye başlar. Hatta suçluluk duygusuna kapılır. İçinde yaşadığımız kültür tecavüze uğrayanı suçlu gösterme eğilimindedir. Kişinin yeniden hataya adaptasyonu için zamana ve aile desteğine ihtiyacı vardır” dedi.  Tecavüz mağdurlarında dikkat edilmesi gerekenleri de anlatan Erkal, intihar düşüncelerinin veya eylemlerinin ortaya çıkmasıdır. Aile ve arkadaş çevresi çok dikkatli olmalıdır ve bu konu bir profesyonelden mutlaka yardım alınmalıdır” diye konuştu.