banner564

‘Çalışkanız, başarılıyız, sevgi doluyuz’

Çalışan kadınlar Diyalog’a konuştu

‘Çalışkanız, başarılıyız, sevgi doluyuz’
banner598
Cemre AKAR

     Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… Tüm dünyada, kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini ve isteklerini dile getirdikleri, birlik ve beraberlik günü olarak kutlanıyor.
Kadınlar; insanlığın devamı için olmazsa olmazdır. En büyük mutlulukların ardındaki kahramandır.    
   Kuzey Kıbrıs’ta kadınlara yönelik haklar, Türkiye’den daha ileri düzeyde olmasına karşın, birçok konuda eksiklerin olduğunu görüyoruz.
   Diyalog, bu özel günde ülkemizin çalışan kadınlarıyla gerçekleştirilen söyleşilere yer veriyor.

Azra Taçoy: Tabular yıkılmalı
 
Ülkemizin tanınan isimlerinden Azra Taçoy, kadınların artık erkekler kadar eğitimli olduklarını belirtirken, bu gerçeğe karşın yeterli değeri göremediklerinden yakındı.
   İşte Azra Taçoy’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları:
  
 Soru: Önce size ve ailenizi tanıyabilir miyiz?
   Yanıt: Bu yaşıma kadar babamın mimarlık ofisi dışında bir yerde çalışmadım. İki kızım var, onları en güzel şekilde yetiştirmeye çalışıp bu günlere getirdim. Eşimin mesleğinden dolayı sürekli insanlarla iç içe oldum. Yaşamayı, ufak şeylerden mutlu olmayı, spor yapmayı, gezmeyi, eğlenmeyi, yardım etmeyi bir yaşam tarzı haline getirdim. 
   Etnik olarak geleneksel Türk toplumu kültürüne sahip olduğumuz için önceleri kadının toplum üzerindeki rolü maalesef ki çocuk doğurup onları topluma yararlı bir birey olarak yetiştirmekti. Şimdilerde kadınlarımız kendierini çok geliştirerek kendi ayakları üzerinde durabilen, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilen özgür birer birey olmuşlardır.
   
Soru: Kadınlarımızın toplumdaki rolü konusunda ne söylemek istersiniz?
   Yanıt: Modern kadınlarımızın toplumdaki rolü göz ardı edilemez. 
Kadınlarımız ailede üstlerine düşen görevi yapmanın yanı sıra ev ekonomilerine katkıları, ekonomik özgürlükleri ve kendilerini kariyerlerine adamaları ile büyük takdiri hak ediyorlar. 
Malesef ki kadınlarımız erkeklerimiz kadar eğitim değerleri ne kadar yüksek olursa olsun erkek hegomanyası altında eziliyorlar. Toplumumuzun ihtyacı olan en önemli şey iş hayatında ve normal günlük hayatımızda tabuları yıkmak ve kadına, erkeğe eşit değerleri vermektir.
   Biz kadınlar iyi ki varız, iyi ki güçlüyüz, dayanıklıyız, doğurganız, kurmacıyız, sevgi doluyuz, üretkeniz. Kısacası biz kadınlar hayatın ta kendisiyiz. Kadınlar Gününüz kutlu olsun. 


Yaprak Hamzalar: Çalışkan ve mücadeleciyiz

   Soru: Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz ?

    Yanıt: Mesleğim mimarlık. 9 yıl  önce mezun oldum. Şu an kendime ait 100% DESIGN markamla butik konseptli magazamda hem mimarlık hizmeti hem de ev aksesuar ve mobilya tedariği yapıyorum. 


   Soru: Ülkemizde kadının yerini ve kadınlara sunular imkaları nasıl değerlendiriyorsunuz ? 


   Yanıt: Kıbrıslı Türk kadını; ev hanımı veya çalışan, veya benim yakın çevremden bile yola çıkacak olursak; bana göre güçlü, ailedeki dengeleri tutan, hem çekirdek, hem iş alanında alınacak radikal kararlarda katkısı, hatta sonucu baskın bir şekilde etkileyen durumdadır. Kısacası kadının onay vermediği birşey, nasıl bir süreçten geçilirse geçilsin, sonuca varıldığında gerçekleşmez. 
   Jenerasyonlar ilerledikçe çalışan ve kendi ayakları üzerinde durabilen Kıbrıslı Türk kadın oranı artmaktadır. Çalışma imkanı olan Kıbrıslı Türk kadınların tuttuğunu koparan, çalışkan ve mücadeleci olduğunu düşünüyorum. Hemen her sektörde var olup, bulundukları iş ortamında hem dengeyi kuran hem de ototriteyi sağlayabildiklerini söyleyebilirim. Ancak daha global bir açıdan baktığımız zaman yurt dışı baglantılı işlerde veya çok uluslu konularda aktif olan kadın sayımız daha aza inebiliyor. Tabii bu ülkeminizin tanınmamışlığının yarattığı kısıtlamalarla da  direkt bağlantılı.

   Soru: Dünya kadınlar günü için mesajınız nedir? 
   Yanıt: İş alanında kadınların başarmak istedikten sonra üstesinden gelemeyeceği birşey olmadığını düşünüyorum. Sosyal alanda ise yine çekirdeğine inandığımız her boyut kadınla başlar... Kadına saygılı ve sevgi dolu davranmayı bir erkek çocuğuna öğreten ve geniş ölçekte bakıldığında halkına şekil veren figür yine kadındır. Döngüde erkek çocuk annesi tarafindan  sevgi ve adalet aşılanarak büyümüşse, evlendiği kadına da öğrendiği gibi davranacak. Kadın mutlu olunca yaydığı enerji yörüngesinde bulunan canlılara da mutluluğu iletecektir. 
   Tüm kadınlara mesajım büyük ve evrensel etkide olan gücünün bilincinde olup; bunu sevgi ve adalet öğreterek kullanmasını dilemek olacaktır...


Cansu Çınar: Eşitlik sağlanmalı

   Soru: Eğitim ve iş hayatınızı özetler misiniz?

   Yanıt: 1986 Lefkoşa doğumluyum. Eğitimimi Lefkoşa TMK’da tamamladıktan sonra, Üniversite eğitimi için İngiltere’ye gittim. Burada University of Wolverhampton’da İç Mimarlık eğitimi aldıktan sonra, London Metropolitan University’de Mobilya Tasarımı üzerine yüksek lisans yaptım. Ardından ülkeme geri dönüp Cansu Cinar Events isimli organizasyon şirketini kurdum. Halen aktif olarak düğün, doğum günü, babyshower, weddingshower ve bekarlığa veda organizasyonları yapmaktayım. 
   Kurulum süreci her işletmede olduğu gibi zaman ve efor gerektiren bir süreçti. Fakat gerekli hazırlık ve kurulumları yaptıktan sonra, heyecan verici ve dizayn açısından ilham verici bir meslek olduğu daha da fazla ortaya çıkmaya başladı.  Müsterilerimizin en özel günlerini, kendilerinden aldığımız fikirler ve ilham doğrultusunda en güzel şekilde tasarlayıp, onların mutluluklarına mutluluk katmak bizim için de çok özel bir duygu.

   Soru: Kuzey Kıbrıs’ta kadının rolünü nasıl yorumlarsınız?
   Yanıt: Kuzey Kıbrıs’ta kadın annelik rolünü üstlenirken genellikle hem ev içinde, hem iş yerinde çalışmaktadır. Bu da Kuzey Kıbrıs’ta kadının rolünün toplumumuz tarafından nasıl bir yapı taşı olduğunu göstermektedir. Gelecek nesillerimizin en iyi şekilde yetişmesini sağlarken, toplumsal konularda da önemli rol oynamaktadır. Modern kadının rolü her toplumda olduğu gibi Kuzey Kıbrıs’ta da yadsınamaz.

    Soru: Sizce, ülkemizde kadınlara sunulan imkanlar yeterli mi?
   Yanıt: Ülkemizde kadınlar, önlerine her daim imkan çıkmasa bile girişimcilik konusunda cesur olup, orjinal fikirlerle hem kendi kariyerleri hem de toplum standartlarını ilerletici projelerde yer almalıdırlar. Tabii ki, bunun için kadınları teşvik edici atılımlara da yer vermek gereklidir.  Bu konuda devlete sorumluluk düşerken, toplumsal yapı açısından baktığımızda, aile içindeki kadın erkek eşitliğinin sağlanması da bu konuda yardımcı bir ilk adım olabilir. 

   Soru: Kadın girişimcilerin sayısı yeterli mi?
   Yanıt: Dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi kadın girişimlerin çoğaltılması gerekmektedir. Bu şekilde kadının toplum ve iş dünyasındaki aktif rolü artırılabilir, kadın erkek eşitliğini sağlamada önemli bir yapı taşı olur.

   Soru: Bugün için mesajınız nedir?
   Yanıt: Bir gün kadın ve erkek arasındaki eşitliğin tamamen sağlanıp, dünya kadınlar günü gibi kadın ve kadın sorunlarına dikkat çekecek bir güne ihtiyaç kalmamasını dilerim.

Güliz Kaner: Harcama yerine yardım yapılsın
Kuzey Kıbrıs’ta kadının rolünü nasıl yorumlarsınız?
Kadının rolü her ülkede aynıdır aslında. Ancak eğitim, kültür, din ve siyasi görüş farklılıkları olan ülkelerde bu roller göz ardı ediliyor. Yani medeniyeti yakalamış toplumlarda kadın rolünü hakkı ile yerine getirebiliyor. Bizim ülkemiz de medeniyeti yakalamış bir toplum olarak kadın rolünü dilediği gibi yaşayabiliyor.  Ancak yukarıda saydığım kültürlerde ülkemize göç etmiş aileler kadın üzerinde baskılarını negatif yönde maalesef devam ettiriyor.
Ülkemizde kadınlara sunulan imkanları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Siyaset dışında sunulan imkanlarda sorun olduğunu düşünmüyorum. Ülkemizdeki siyaset anlayış ve seviyesine de bakıldığında kadının daha farklı dallarda üretken olmasını şahsen ben de daha uygun buluyorum.
Kadın girişimcilerin sayısını yeterli buluyor musunuz?
Girişimcilik ülke ekonomisi ve devletin katkıları ile paralel gider. Bu kapılar açık olduğu takdire gerek erkek gerekse kadınların girişimciliklerinde ayırım yapmayı anlamlı bulmuyorum.
Dünya Kadınlar Günü için mesajınız;
Dünya kadınların gününde kutlamalar ve harcamalar yapılması yerine, imkanları yerinde olan her kadının, hayatını zor şartlarda yaşayan bir kadına yardım eli uzatmasını ve ona desteğini sürdürmesini tercih ederdim.

Sizce Kuzey Kıbrıs’ta “Cinsiyet ayrımı” var mı ? 
Kuzey Kıbrıs medeni bir ülkedir ve cinsiyet ayırımı yoktur. Ayırıcı yaratan halen medeni bir zihniyete sahip olmayan ailelerdir.

Sizce Kadın ve Erkek arasındaki fark ne? 
Kadın ve erkek arasındaki farklar saymakla bitmez. Zaten doğa gereği de böyle. Önemli olan her iki cins de doğanın bize verdiği özellikleri doğru ve yerinde kullanmaktır. Haklar açısından bakacak olursak, yaşayan hiçbir canlıya haksızlık yapılması ne insani ne de ahlakidir. Bizim öğrendiğimiz dinimiz de bunu böyle buyurmuş. 

Selin Candemir: Her alanda başarılıyız


   Soru: Öncelikle sizi tanıyalım?

   Yanıt: 1984 yılında Lefkoşa’da doğdum. Lise tahsilini tamamlayıp, kısa bir süre kararsızlık yaşadıktan sonra üniversite eğitimime ülkemde devam etmeyi  tercih ettim. Doğu Akdeniz Üniversitesi ‘English Language Teaching’ bölümünden mezun olduktan sonra mesleğimi geliştirmek amacıyla İngiltere’ye gittim. Kısa bir süre Oxford House College’de mesleğim odaklı eğitim aldıktan sonra, ülkeme geri dönüp özel bir okulda ingilizce öğretmenliğine başladım. 
   Bankacı annenin ve ticaretle uğraşan bir babanın kızı olmakla birlikte bir kız kardeşe sahibim. 2006 yılında eşimle evlendim ve bir çocuk annesiyim. 1994 yılında babamın kurmuş olduğu aile şirketimiz olan Offsetsan ailesine katılmak için öğretmenlik mesleğimden ayrılıp, 2007 yılında fiilen işe başladım. 2008 yılında kız kardeşiminde bize katılmasıyla aile şirketimizi kurumsallaştırdık.          

   Soru: İş hayatında ne tür zorluklar yaşadınız?  

   Yanıt: Yıllarca verilen emeğin zorluklarını ve sorumluluklarını üzerime alarak, başarının çok fedakarlıklar vererek kazanılacağını  iş hayatında öğrendim. Aile şirketimiz matbaa malzemeleri, gazete, matbaa ve ofis kağıtları ile iş yaşamında faaliyetlerini sürdürürken, 2011 yılında yelpazesini genişleterek  açıkhava reklamcılığı sektöründeki firmalara da hizmet vermeye başladı. 
   2014 yılında uluslararası kalite standartlarında ileri teknoloji tabaka offset yatırımı yaparak baskı sektöründe de yerimizi aldık. Matbaacılığın gelişiminin, toplumun kültürel gelişimiyle paralel olduğundan şu an Ecoprint Graphics ailesi olarak toplumun kültürel altyapısında yer almanın haklı gururu içerisindeyiz. Girişimci bir aileden geliyor olmanın ve varolan işletmeye yenilikler ekleyerek sürdürebilmenin bir kadın olarak öneminin ve sorumluluklarının yanında, 2014 Haziran itibariyle Gönyeli Belediyesi’nde Meclis üyeliği görevimi de sürdürmekteyim. 

   Soru: Kadınların girişimciliğini nasıl buluyorsunuz?
   Yanıt: Ülkemizde genç kadın girişimcilerin popülasyonunda artış gözlemlemekteyim. Bu da birçok alanda başarının yükseldiği gerçeğini ortaya koyar. Günümüzde anne, eş ve iş kadını olarak ayakta kalabilen biz kadınlar özelde ailenin genelde ise toplumun temelini oluşturmaktayız. Toplumun, her alanda biz kadınların potansiyeline, bakış açısına, enerjisine ve gücüne ihtiyaç vardır. Çünkü farklılıklar engel değil, başarıyı ortaya çıkarır. 
   Ülkemizde kadının emeğinin geçmediği, fikir ve gücünün katılmadığı görev kalmamıştır. Biz kadınlar üstlenmiş olduğumuz görevlerde başarılı sonuçlar elde ederek iş hayatından siyasete, sanattan spora kadar birçok alanda hem ülkemizde hem uluslararası arenada kendimizden söz ettirmekteyiz. ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun’ diyorum.

Aydın Bahri: İş olanakları artırılmalı
Soru: Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Yanıt: Yakın Doğu Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun oldum. 33 yaşındayım ve yaklaşık 10 yıldır devlet memuru olarak görev yapmaktayım. Bunun yanı sıra Çetin Kaya Spor Klübü’nün de genel sekreteriyim.

   Soru: Kuzey Kıbrıs’ta kadının rolünü ve cinsiyet ayrımı konusunda ne düşünüyorsunuz?        

Yanıt: Eskiye nazaran artık kadınlar erkeklerle eşit statüde yaşayabildiği bir dönemde. Tabii ki bazı alanlarda halen kadını zayıf ve yetersiz görüyorlar. Fakat kadınlar bir çok alanda en az erkekler kadar başarılı ve aktif olarak çalışıyor. Cinsiyet ayrımı zaman zaman oluyor ama genele bakıldığında bir eşitlik olduğu söylenbilir.

Soru: Kadın girişimcilerin sayısının artırılması için neler yapılmalı ?
   Yanıt: Ben kadınlara iş sektöründe daha fazla olanak tanınması gerektiği kanısındayım. Kadınlara daha fazla imkan yaratılmalıi onlara güvenerek daha fazla kapı açılmalı. Dünya kadınlar gününde kadına yönelik şiddetin, tcavüzlerin artık son bulmasını diliyorum. Kadınların bir tahrik aracı olmadığı bilincinde bir dünya yaatılmasını temenni ediyorum. 

Türel Özer Öksüzoğlu: Ayrıcalık yaratılıyor
   Soru: Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz ?

Yanıt: 15.08.71 Osmaniye doğumluyum…1975 yazında Kıbrıs adasına Göçmen olarak geldim. Çocuk yaşta geldiğim bu adada büyüdüm, okudum ve bu adayı  vatan saydım. Ailemin maddi gücü olmadığı için liseye kadar okuyabildim. Fakir ancak onurlu bir ailenin 6 çocuğundan biriydim. Abimi askerlik görevini yaparken bu adada şehit verdik. Ailemize yardımcı olabilmek için 1991 yılında çalışmaya başladım. 1993 yılında Kıbrıslı biriyle evlendim. 15 Ağustos 1996 yılında bir oğlan bir kız olmak üzere dünyalar tatlısı ikiz evladımız oldu. KKTC Engelliler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Organizasyonlar Sorumlusuyum. Herkes İçin Spor Derneği’nin AS Başkanıyım. Ayrıcı sosyal bir girişimciyim.

   Soru: Kariyerinizi bizimle paylaşır mısınız? 
   Yanıt: 2 Temmuz 1991 yılında iş hayatıma; Kimsesiz çocuklara eğitmen olarak alındım. Daha sonra  KHK’dan Çevre Müfettişi olarak atandım. Arkasına almış olduğum eğitimler, kurslar ve seminerler sonrasında; Bakanlar kurulu kararı ile ‘Suç Dosyalarını Temin Edilmesi’ için Soruşturma memuru olarak görevlendirildim. İşimi, evliliğimi ve çocuklarımı belli bir düzene girdirince, içimde kalan okuma isteğimi tekrardan gündeme getirdim. Öncelikle  Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini Onur Öğrenci olarak mezun oldum. Sonra hiç beklemeden Lefke Üniversitesinde-MBA Yüksek Lisans yaptım. Yüksek Lisans uzmanlığım Mobbing üzerinedir. Yine LAÜ’ de 21 Hafta süreli ‘Siyaset Okulu’ na da devam ederek  Sertifikamı da almış bulunmaktayım. Şu an ise LAÜ’de  Doktora     bitmiş durumda ve Tezimi yazıyorum. Kamu-Sen de 4 yıl Profesyonel Sendikacılık yaptım. 

   Soru: Ülkemizde kadının rolünü nasıl yorumlarsınız? 

   Yanıt: Kadın cinsiyeti daha çok ev gibi özel alanda kalırken; erkek cinsiyeti, dışarıda her türlü kamusal alanda kendini ifade eder. “Roller”, kaynakları sağlayan kişi (erkek) ve evle ilgilenen kişi (kadın) olarak dağılmaktadır. Çalışma yaşamından siyasete, sivil toplum örgütlenmesinden eğitime kadar kamusal alanda iki cins temelindeki bu görünüm toplumsal cinsiyete eşitsizlik oluşturur. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği; kadınların erkeklere göre ikinci planda görülmesi, ayrımcılığa maruz kalmalarıdır. Hâlbuki kadın ve erkek cinsi doğuşta eşittir. İkisi de evlattır. Sonradan bir cins diğerine göre daha üstün tutulur. En uygar toplumlarda dahi, kız çocukları ve kadınlara yönelik önyargılar olduğu bir gerçektir. Aileler ve toplum tarafından kadınlara ve Kadınlara yüklenen en önemli toplumsal rol anneliktir. Kadınlar, toplumsal olarak desteklenmediklerinde ve güçsüz kaldıklarında, annelik rollerini de gereği gibi yerine getiremezler. Kadınlar, anneliğin yanı sıra, evin idaresinden de sorumludurlar. Ev işleri, yapıldığı sürece farkına varılmayan, herhangi bir maddi karşılığı olmayan, çalışma tanımına girmeyen işlerdir. Kadınların birçoğu aynı zaman sürecinde çocuk doğurma ve bakımıyla birlikte, ailedeki yaşlı ve bağımlı bireylerin, akrabaların bakımlarından da sorumlu olurlar. Kadınların boş zamanları erkeklerinkinden çok daha azdır. 

   Soru: Ülkemizde kadınlara sunulan imkanları nasıl değerlendiriyorsunuz?
   Yanıt: Şu an içinde bulunduğumuz modern hayat tarzının  gerektirdiği şartlar sayesinde kadınlarımız; eğitimleri, meslek edinmeleri, kurumsal yapılarda çalışma içinde olmalarında; herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Ancak bu görünüşte bir durumdur.Çünkü kadının asıl görevinin ev ve çocuk bakımı olduğu şeklindeki ‘Ataerkil Yapının’ yarattığı; PİSİKOLOJİK Baskı, kadın emeğinin değersiz hale getirilmesi, bu şekilde iş yaşamında ikincilleştirilmesi, dışlanması, ayrımcılık, baskı ve şiddet  yapılması  elbette çok önemli bir sorundur. Toplumsal yapının her alanında; işyerinde, okulda, sokakta ve evde kadınlara görünür ya da görünmez bir biçimde şiddet uygulanmakta ve artık bu durum neredeyse normalleşmektedir. Oysa, mücadele etmek için yapılması gereken çok şey vardır. Son yıllarda birçok kişi ve kurumun yürüttüğü projelerle aile içi şiddete duyarlılığın arttığını söylemek mümkün, ancak belki de asıl mesele; kadının bizzat kendisinin bu şiddete, sömürüye ve tacize izin vermemesidir. 

   Soru: Kadın girişimcilerin sayısını yeterli buluyor musunuz?
   Yanıt: STK ve Sosyal Girişimcilik anlamında kadınlarımızın temsilinin çok yetersiz olduğunu üzülerek izliyorum. Kadınlarımız; Sivil Toplum Kuruluşların da toplumsal duyarlılık gösteren ve toplumsal sorunlara etkili ve uzun dönemli çözüm bulma sürecine aktif katılmak istemesine rağmen toplum tarafından  ‘görev adı altında’ kendilerine biçilmiş olan birçok  rollerden fırsat bulamamaktadır.  Çünkü kadının kendisine toplum tarafından biçilen söz konusu bu rolleri layığı ile yerine getirmeyince sosyal çevresinden ‘ayıplama, iyi anne, iyi eş olmama’ gibi baskılara maruz kalmaktır. Yirmi birinci yüzyılda olmamıza rağmen Toplumsal baskı halen devam etmektedir. 

   Soru: Dünya Kadınlar Günü için mesajınız nedir?
   Yanıt: Yeni bir dünya için dil, din, ırk, mezhep ve cinsiyet ayrımı gözetilmeden, ayrımcılıktan, şiddetten, hiyerarşiden, yargılayarak uzaklaştıran dil ve davranışlardan arınmış yeni bir dile ihtiyaç olduğunu biliyoruz. İnsanlar arasındaki her türlü farklılığı ortadan kaldırarak daha güzel ve yaşanabilir bir ülke yaratmak adına; Tüm kadınlarımız  farkındalıklarımızla, yaşanmakta olan sürece müdahil olmamız geretiğini ve taşın altına elimizi koymamızın  zamanı gelip de geçtiğini vurgulamak isterim.  
   Bir  kadın   hakları savunucusu olarak bizler, kadının cinsel, fiziksel, psikolojik bütünlüğünün dokunulmaz olduğunu; kadının insan haklarının temel insan hakkı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor; kadına yönelik her türlü şiddet sonlanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi yüksek sesle ifade ediyorum.

Burcu Başay Karakaya: Kadının yükü ağırdır
   Soru: Ülkemizin çalışkan kadınlarındansınız? Bize kendinizi anlatır mısınız?
   Yanıt: 12.06.1975‘te Lefkoşa da doğdum, işletme mezunuyum. İnşaat sektöründe faliyet gösteren Carrington Ltd’in direktörüyüm. Aynı zamanda 2010’dan beri Girne Belediyesi’nde meclis üyesi olarak UBP’yi temsil ediyorum. Girne Vatan Lions’un üyesiyim, bir çok sosyal sorumluluk projelelerinde görev yapıyorum. Evliyim ve 2 çocuk annesiyim.
   Soru: Kadına verilen değeri ve girişimciliği nasıl buluyorsunuz?
   Yanıt: Yaşadığımız ülke belki de kadına verilen saygının ve sevginin en güzel örneğini taşımaktadır. Yeni nesillerde eşitlikci bir anlayış olduğunu,genelde çalışma hayatında kadınlarımızın aktif olduğunu ve aile içinde de sözlerinin geçtiğini düşünmekteyim. Tabii ki herzaman kadının taşıdığı yük ve sorumluluk bizim ülkemizde de kadına yüklenmektedir. Bazı bölgelermizde erkek güçlü ve hükmeden rolleri taşımaktadır. Kadın hem iş, hem aile hayatında, hem de sosyal hayatta sorumluluk taşımaktadır. Kadının mesaisi hiç birmemektedir. Ülkemizde kadının iş, aile ve sosyal hayatta rolünü düşünecek olursak her zaman yükün en ağırını taşımakatadır. Ülkemizde birçok kadın girişimci varıdr. Ancak bu sayının yeterli olmadığını düşünüyorum. Kadınlarımıza daha çok sahip çıkılması gerekmektedir.
   Soru: Şiddet konusunda ne düşünürsünüz?
 Yanıt: Ülkemizde de kadına şiddet uygulamaları zaman zaman kulağımıza gelse de diğer ülke karşılaştırmalarında bizde alt seviyelerdedir. Kadına karşı şiddet bir insan hakları ihlalidir. Ve suçtur. Kadın ve erkek eşitsizliğini destekleyen bu davranışa karşı sessiz kalmak suçların en büyüğüdür. 
   Soru: Kadınların siyasetteki konumu nasıl?
   Yanıt: Şüphesiz kadına sunulan imkanlar arasında ilk akla gelen seçme ve seçilme hakkıdır. Ülkemizde kadın siyasetçiler göz önüne alındığında bu rakamın çok aşağıda olduğunu ve bu dengenin düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kadınların sosyal, ekonomik, siyasi yaşamda hep geri plana itilmeleri ve erkek egemeliğinin de üst seviyede olması nedeniyle ayrılan kotanın dışına çıkılamıyor.

   Soru: Bu özel günde mesajınız nedir?
   Yanıt: İnsan hakları temelinde kadınların her türlü eşitliği, olanağı, başarıyı, siyasi,sosyal, ekonomik hayatta kazanmalarını diliyorum. Kadınlar nesillerin devamlılığı için olmazsa olmazımızdır.


Gülesen Aksay: Daha aktif olmalıyız 

    Soru: Aile ve iş yaşantınızdan başlayalım mı?
   Yanıt: Evli ve üniversiteyi bitirmek üzere olan iki kız annesiyim. Senak Gold & Diamond ve Sena Diamond Boutique de direktörlük ve takı tasarımcılığı yapmaktayım.
   İş hayatıma Senak Gold& Diamond kuyumcu mağazamızda eşime yardımcı olmak için başladım.Daha sonra müşterilerin arzusu ile onların hayalindeki tasarımları çizmekten ve onların beğenisine sunmaktan keyif aldığımı fark ettim.Bu konuda kendimi geliştirmek için İstanbul Moda Akademisi'nde takı tasarım eğitimi aldım.Eşimle birlikte Avrupa ve Türkiye'de gerçekleştirilen bütün takı fuarlarına katılarak vizyonumuzu geliştirmeye,müşterilerimize en kaliteli ve en güzel takıları sunmaya devam ediyoruz.  Gelişime devam ederek 2012 yılında kızımız Buse Aksay ve benim özel tasarım koleksiyonumuzdan oluşan ikinci mağazamız SENA DIAMOND BOUTIQUE'i açtık. Beni en çok gururlandıran kızlarım Buse Aksay ve Ülgen Aksay'ın da beni örnek alarak takı tasarım ve moda tasarım bölümlerinden başarılı bir şekilde mezun olmak üzere olmalarıdır.Ayrıca kızım Ülgen'in Mayıs Ayında gerçekleştirilecek olan defilesi için de çok heyecanlı ve gururluyum.

   Soru: Kuzey Kıbrıs’ta kadının rolünü nasıl yorumlarsınız?
  Yanıt: Kadınlara gerekli değerin verildiğini düşünmüyorum.Siyasette, iş alanlarında ve sosyal alanlarda kadınlar için daha uygun ortamlar oluşturulmalı ve kadınlarımız daha aktif görevlerde yer almalıdır.Kadınların duygusal ve mantık olarak daha duyarlı olduğunu düşünüyorum.Bu nedenle kadının bulunduğu her alan başarı ile sonuçlanır. Kadın girişimcilerin sayısını yeterli bulmuyorum.Gerekli ortamlar ve uygun şartların oluşturulması halinde kadın girişimcilerin sayısı artarak devam etmelidir ki bu toplumumuza, ekonomimize, yaşam standartlarımıza kısaca her alanda bize pozitif olarak geri dönecektir.

   Soru: Dünya Kadınlar Günü için mesajınız nedir?
   Yanıt:Kadınlarımız her alanda daha aktif olarak görev almalıdırlar. Daha önceki sorularda da değindiğim gibi kadınlar daha duygusal, daha duyarlı ve mantıklı yaklaşımlarından dolayı çok başarılı sonuçlar elde ederler. Kadının yer aldığı her ortam sadece görsel olarak güzelleşmekle kalmayıp, zekası, görüşleri ve bakış açısı ile renklenmektedir.


Dilek Şenol Ertuğ: Toplumdaki yeri çok özel

Soru: Kendinizden başlayalım. Neler yaptınız, şimdi ne yapıyorsunuz?

Yanıt: Yıllarca bankacılık, annelik diplomat eşi ve sefirelik yaptım. Hiç boş durmadım. Şuan emlak sektöründeyim. Diplomat eşi olmanın gurunu yaşadığım kadar bir o kadar da zorluklarını yaşadım.
   Günümüzde kadınlar daha aktif ve daha girişken. Yine de dünya standartlarında bir çağdaşlıkta yaşadığımızı söyleyemeyeceğim. 
   Kadının toplumdaki yeri çok özel. Hem anne, hem eş hem de eve ekonomik katkı sağlayan kadın aynı zamanda başarı merdivenlerini çıkmak için erkeklere göre çok daha fazla çaba sarfetmesi gerekiyor. 


   Soru: Dünya Kadınlar Günü için mesajınız nedir?
   Yanıt: Kadınlar gününde yaşamınızda önemli rol oynayan tüm kadınlara birkaç tatlı sözle onların ruhlarını okşayın ve onlara bu günde ne kadar özel olduklarını hatırlatın.

Havva Murat: Bizler şanslıyız

 Soru: Faal bir kadınsınız. Kendinizi nasıl anlatırsınız?

 Yanıt: Merhum işadamı Ercüment Tahir Ergen in ve Havva Ergen’in torunuyum. Babam merhum Av.Hasan Murat ve Feray Murat ın kızıyım.
   Ben aslında grafik tasarımcıyım. Fakat kendi mesleğimi Flower Station’la bütünleştirmiş bulunmaktayım. Tasarımlarımı çiçeklerle sergiliyorum. Şu an henüz yeni ve başlangıç safhasında olmamıza rağmen yaratıcı ve butik tarzındaki dükkanımızda insanlara yaşamak istedikleri masalı cçiçeklerle bütünleştirerek yaşatmaktayız.

   Soru: Kadınların toplumdaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz ?

   Yanıt: KKTC’de kadının rölü erkeğin rölü ile bir diye düşünüyorum. Biz burada şanslıyız. Çünkü kadınlara verilen imkanlar erkeklere verildiği ölçüde... 
Kadınlara verilen imkanlarda bir farklılık yoktur. Sanırım bu yönden şanslı bir ülkedeyiz.
   Kadın girişimcilerimiz farkındaysanız giderek artıyor. Özellikle 2014 senesinde birçok alanda kadınlar atağa geçmiştir.


   Soru: Dünya Kadınlar Günü için mesajınız nedir?
    Yanıt: Yaşasın Emekçi Kadınlar ve Yaşasın bu günü bizlere sunan cesur yüreklere...



Ayşegül Türkeri: Bizde saygı var

   Soru: Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

   Yanıt: Tango Siempre dans ve sosyal aktivite Derneği bünyesinde yönetici, tango dansçı ve eğitmeniyim. 9 yıl önce eşimle birlikte farklı bir paylaşım yaşamak ve hayatımıza sosyal bir uğraş katabilmek adına başladığımız Tangomuz şu an hayatımızda şu içmek yemek yemek gibi bir anlam kazandı. Dansçı olarak başladığımız bu paha biçilemez dansı şu an farklı kitlelere aktarıp adamızda bu pozitif meditasyon gibi gelen tango ruhunu yaymak için gerek büyük, küçük orgsnizasyonlarla gerek milonga geceleri ile adamizdaki dansa ilgisi olan dans etmek isteyen herkese ulaşmaya çalışıyoruz.


   Soru: Ülkemizde kadının rolünü nasıl yorumlarsınız?
   Yanıt: Kuzey Kıbrıs’ta kadının rolü bir çok ülkeye göre hak ettiği noktadır bence. Bizim ülkemizde kadının rolü gerek okul gerek iş ev hayatında sözü geçebilecek durumdadır. Kadın haklarına saygılı bir çerçeve var diye yorum yapabilirim. Kadınlar Günü için mesajım öncelikle biz kendimizi mutlu, huzurlu ve sevgi dolu bir enerjide tutalım ki aynen bu güzellikte nesiller yetiştirebilelim hepimizin kadınlar günü ve her günü kutlu olsun...


Ayşe Tural: Erkeklerden daha dayanıklıyız

   Soru: Başarılı bir öğretmensiniz. Sizden kadının tarifini istesek?
   Yanıt: Kadın olmaktan, anne olmaktan duyduğum sonsuz haz ve gurur duygularımı sizlerle paylaşmak isterim. 
   Dünya düzeninde, farklı coğrafyalarda alabildiğine farklı değerlendirilen KADIN OLGUSU, yüzlerce yıldır tartışılmış; tartışılmaya da devam edeceğe benzer… Biz kadınları en çok üzen nokta da, toplumda İNSAN olarak istediğimiz değerde yerimizi alamamaktır. Genel anlamda her bireyin sahip olduğu noktalarda, erkeklerle EŞİT olarak haklarımızı kullanabilmek… Ne fazla, ne eksik… Yasalarla bazı şeylerin belirlenmesi ne yazık ki – bizim gibi geri kalmış toplumlarda- uygulamada yeterli olmuyor. Sosyal baskılar, toplum baskısı, eş baskısı, aile baskısı, hatta iş yerinde patron ya da amir baskısı… 
   Saydıklarım için sabah haberlerini dinlemeniz yeterli… Sadece bir saatinizi ayırsanız anlarsınız. Toplum sanki cinnet geçiriyor sanırsınız. Biz nerede hata yapıyoruz? Yetiştirdiğimiz oğullarımız gün geliyor, adeta canavara dönüşüyor. EĞİTİM işlevini yitirdi mi? Biz ailede neleri anlatamıyoruz, nasıl kötü rol modellerle bu hale düşüyoruz? Gitgide CEHALET sanki daha fazla yakamıza yapışıyor. Bildiklerimizi umursamıyoruz, BENCİL, KÜSTAH ve SALDIRGAN davranmayı marifet sayıyoruz… Böyle olmayanlar, kendilerini bu halkanın dışına koysunlar ve alınmasınlar… Acaba medyanın olumsuz örnekleri saatlerce, günlerce tekrarı da zaten YARIM AKILLILAR’ın işine mi geliyor? Hani derler ya aklı olmayanlar, olumsuzlukları örnek alır. Beni endişelendiren gün geçtikçe artan sayılarda olayların tırmanması… Birileri (sosyolog, psikolog, toplumbilimci…) çıkıp toplumun kanayan bu yarasına, kangren olmadan çare üretmezse vay halimize… 





Ve bir şiir: Kadın

Yılma!!! 
Sakın vazgeçme... 
Gözlerin gibi gönlün hep uzakları hedeflesin… 
Bil ki sen gücünle, becerinle, sabrınla 
Her şeyin en güzeline layıksın… 
O zaman diren... 
O seni yıkmaya çalışsa da... 
Ulu çınarlar gibi es gölgende taze fidanlar yetişsin…
 Bil ki sen mangal yüreğinle vazgeçilmezsin…

Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2015, 10:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473