banner564

Çanlar çalıyor

2014’te uyuşturucu suçundan hakkında işlem yapılan kişi sayısı 365 iken, 2017’de bu rakam 547’ye ulaştı

Çanlar çalıyor
banner598

 Çiğdem AYDIN

Kıbrıs’ın her iki kesiminde bir numaralı sorun haline gelen madde bağımlılığı, özellikle gençlerin geleceğini karartıyor. Diyalog’a konuşan Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Şube Müdürü Müdür  Yardımcısı Tarkan Kızıltuğ, uyuşturucu konusunda son 5 yıllık rakamları açıklarken, meydana gelen artışlara dikkat çekti. Kızıltuğ, 2014 yılında hakkında işlem yapılan kişi sayısının 365 olduğunu, 2017’de bu rakamın 547’ye ulaştığını söyledi.
Mahkemelerin gündeminde bulunan her üç davadan birinin uyuşturucu olduğunu belirten Kızıltuğ, bu yılın ilk yarısında 258 kişi hakkında uyuşturucudan işlem yapıldığını söyledi. Kızıltuğ, uyuşturucu suçu işleyenlerin 15 ile 58 yaş arasında olduğuna dikkat çekti.  
Kızıltuğ, Diyalog muhabirinin sorularını şu şekilde yanıtladı:

Soru: Madde Bağımlılığı noktasında şu an hangi noktadayız? 
Kızıltuğ: Madde bağımlılığı noktasında ülkemizde gerçekten ciddi bir artış vardır şu anda Polis Genel Müdürlüğü bünyesinde elimizde bulunan kayıtlar bunu gösteriyor. Madde bağımlıları kullanıcıları ve satıcıları gün geçtikçe artış göstermektedir. Son beş yılda; 2014 yılından başlayacak olursak Polis Genel Müdürlüğü tarafından aleyhinde işlem yapılan sanık sayısı 2014 yılında 365, 2015 yılında 352, 2016 yılında bir yükseliş oldu ve rakam 402 sanık sayısına ulaştı. 2017 yılında da bu sayı daha çok artarak 547’ye çıktı. 2018 ayının ilk yarısında ise bu sayı şu an için 258’dir ama yılsonuna kadar artış olacağı öngörüsündeyim.  Merkezi Cezaevi’nde hastanelerde de uyuşturucu madde bağımlılığının arttığı yönünde veriler var Mahkemelerimizin huzurundaki davalara baktığımızda her üç davadan biri uyuşturucu ile alakalıdır. Merkezi cezaevindeki hükümlülerinde yine üçte biri uyuşturucudan yatmaktadır. 

Soru: Belirtmiş olduğunuz rakamlarda kullanıcı ve satıcı ayrımı var mı?  
Kızıltuğ: Son üç yıl içerisinde yaklaşık bin 200 kişi aleyhinde yasal işlem yapılmıştır. Çünkü 2016 yılında uygulanmaya başlayan ‘denetimli serbestlik yasası’  ile birlikte mahkemelerimiz sadece kullanıcı olduklarına kanaat getiriyorsa bu kişilere denetimli serbestlik hakkı veriyor. Satıcı ise bu haktan yararlanamıyor. Dolayısıyla bu ayrımı yapmak daha kolay hale gelmiştir. Bu bin 200 kişiden sadece 200’üne bu hak tanınmıştır. Yani yakalanan kişilerin yüzde 15’ lik bir kesimin içici olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanındaki diğer şahıslar da ithal eden, satan veya uyuşturucu madde içeren ziraat ürünlerinden de mahkûm olmuş olabilir. 
Soru: Özellikle vatandaşlar polise ihbarda bulunmak isterse ne gibi haller şüpheli sayılır?
Kızıltuğ: Öncelikle vatandaşlarımız şunu bilmelidirler ki kesinlikle bize ihbarda bulundukları takdirde kendileri deşifre edilmezler. Eğer etrafınızda, mahallenizde farklı tipler farklı davranışlar içinde birileri varsa şüpheli sayılabilir. Şu çok önemli; bize bilgi veren kişileri korumakla mükellefiz, bu nedenle mahkemede dahi ifşa edilmezler. Bu yöne açıklık getirmek istedim. Günümüzde hemen herkesin maddeleri tanıyacak kadar eğitim almaları gerekiyor. Bizim ülkemizde yasal olarak ihbarcı insanlar için en büyük eksik tanık koruma programlarının olmaması ama yasal düzenleme olmasa bile bizim görevimiz halkın huzurunu sağlamak ve bize ihbarda bulunan kişilerin güvenliğini sağlamaktır.

Soru: Uyuşturucu maddelere başlama yaşı ve risk grubu olan yaş aralığı kimlerdir? 
Kızıltuğ:  En kritik yaş grubu 15 ile 58 yaş grubudur. Uyuşturucu kullanma yaşı 15’lere kadar düşmüştür. Bu endişe verici bir durumdur. Çünkü bu yaşlarda kişi kendini birilerine fark ettirme, ‘ ben buradayım’ deme, çevresindeki arkadaşlarına kendisini kabul ettirme veya karşı cinse kendisini gösterme girişimiyle madde kullanımına başlandığını görüyoruz.  
Soru: Uyuşturucu ile mücadelede temel politikalar nelerdir?
Kızıltuğ: Uyuşturucuyla mücadelede polisin çok önemli görevleri var. Bu amaçla Polis Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü var. Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü olarak Lefkoşa, Mağusa ve Girne’de şubelerimiz vardır. Bunun yansıra köpek eğitim merkezimiz var ve burada da konusunda uzman kişiler görev yapmaktadır. Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü’nde görev yapan arkadaşlar hepsi de sadece polisiye yönüyle değil akademik ve sosyal olarak da gerekli tüm eğitimleri almışlardır. Bir mücadele politikamız var ve bu politika kapsamında zaman mefhumu gözetmeden çalışıyoruz. 
Soru: Kaç personeliniz bulunuyor?
Kızıltuğ:  Şu an için Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü’nde mevcut personel sayımız 40. Fakat rakamın 100 civarında olması gerekiyor. Bu 40 rakamının içinde köpek eğitim merkezinde görevli olan arkadaşlarımız ve dosya tanzim eden arkadaşlarımız da var ve onlar sokakta değiller.
Soru: Narkotik detektör köpeklerinin caydırıcılığı nedir?
Kızıltuğ: Bir kere narkotik detektör köpeklerinin sınır kapılarında görev yaptığını nasıl ki siz ve ben biliyoruz inanın bunu ülkeye uyuşturucu sokmaya çalışanlar da biliyor. Ve çok ciddi bir caydırıcılık sağlıyorlar. Şu anda 6 narkotik detektör köpeğimiz bulunuyor. Her zaman her yerde olabilmeleri mümkün değil ama bütün denetimleri yapmaya çalışıyoruz. Mükemmel çalışıyorlar ve kesinlikle suçlulara karşı acımasızlar. Şirin bir görünümleri var, bunun sebebi de havaalanları ve sınır kapılarında da görev yaptıkları için bu tarz köpekleri seçiyoruz çünkü halkla iç içe onlar da bizim yardımcılarımız.
Soru: Son dönemlerde hintkenevirinin zararsız olduğu ve serbest bırakılması yönünde bir takım kişiler tarafından yayınlar yapılıyor, gerçekten zararsız mı?
Kızıltuğ:  Ele geçirilen hintkeneviri 9 bin 723 gram. Geçen yıl ekili bulunan hintkeneviri bitki sayısı ise 123 köktü ve zararlı değildir diye bir husus kesinlikle yok. Özellikle kötü niyetli kişiler bu algıyı yaratmaya çalışıyor. Başka ülkelerde onkoloji servislerinde zaman zaman kullanılmaktadır. Ancak bilinmelidir ki tedavi edici herhangi bir özelliği bulunmamaktadır. Tamamen uyuşturucu etkisi olduğundan yaşanan acıyı biraz olsun dindirmektedir. Başka bir iyileştirici yani yoktur, tedavi maksadıyla kullanmaz ve uyuşturucu etkisi de bağımlılık yapar. En az bonzai ve diğer uyuşturucu maddeler gibi bu da zararlıdır. Bilinsin ki esrar maddesinin bilimsel ismi aslında hintkeneviridir. Hintkeneviri 15 yıla kadar hapislik cezasını öngören bir maddedir. Özellikle aileler çocuklarının sosyal medya kullanımına ve Youtube kanallarına çok dikkat etsinler. Sosyal ağlar bu illetin tanıtıcı reklam veya programları ile dolu. Özendirici yayınlar yapıyor. Ayrıca “zararsız değil faydalı” gibi kötü niyetli insanların yaptığı yayınlar da var ve buna çok dikkat edilmelidir. 

Soru: Ülkemize en çok ne tür uyuşturucu maddeler getiriliyor?
Kızıltuğ: Bizim ülkemizde en tehlikeli uyuşturucu madde halk arasında bonzai (sentetik cannabinoid) diye bilinen uyuşturucu türüdür ve bunun tamamına yakını Güney Kıbrıs’tan getiriliyor. Farklı ülkelerden gelen başka uyuşturucu maddeler de var ama KKTC için en büyük sorun bonzai. Hintkeneviri de şu anda büyük sorun. Bir başka tehlike de bally’dir. Ama ülkemiz yasalarına göre uyuşturucu kapsamında değil çok yakın zamanda bu durumun da yasal bir zemine oturtulması gerekiyor. Bally konusu bu nedenle Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme şubelerinde değil. Buna CÖŞ ve adli şube ekipleri gerek görülmesi halinde bakıyor. 
Soru: Son birkaç yıl içerisinde hintkeneviri, eroin, kokain, extacy vb. gibi uyuşturucu maddelerden ele geçirilen miktarlar nelerdir?
Kızıltuğ: Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü olarak 2010 yılına kadar bonzai ülkemizde görülmemiş, 2010 yılında görülmeye başlanmıştır. 2011 ve 2012 yıllarında 3 kilo civarında yakalama var. 2011-2012 yıllarında hintkeneviri 10 - 20 kilo kadar yakalamalar vardır. 2013 yılından bu yana maalesef sentetik esrarda ciddi artış olduğu görülüyor. Sentetik esrar yakalamalarında düşüş oldu fakat bonzai’de artış yaşandı. 2013 ve 2014 yılında 5 buçuk kilonun üzerinde olduğu görülüyor bunlar 3 gramlık küçük paketler olarak piyasaya sürüldüğü için ciddi bir sorun olduğu ortaya çıkıyor. 2016’da eroin toplam 7 gram, extacy hap 1905 adet, 2016 yılında hintkeneviri türü uyuşturucu ve bonzai toplamda 3356 gram ele geçirilmiştir. Yine bu yıl özellikle eroin ve extacy türü uyuşturucularda geçen yıla oranla ciddi bir artış vardır. 2017 yılının ilk 6 ayı içinde 9600 gram hint keneviri, 1883 gram bonzai, 604 gram eroin, 243 gram kokain, 40 gram afyon, 7440 adet extacy hap, 3 adet LSD içerikli pul ve 684 kök ekili hintkeneviri bitkisi ele geçirildi. Bu yılın (2018) ilk yarısına bakıldığı zaman bonzai 806 gram, hintkeneviri 3 kilo 637 gram, eroin 44 gram, kokain 81 gram methamphetamine 99 gram, mdma 1,5 gram Lsd 12 adet, Extacy 1441 adet, Hhintkeneviri ekili bitki 3353 kök ele geçirildi. 
Soru: Peki Denetimli Serbestlik Yasası’nda gelinen son durum nedir? Faydalı oldu mu? 
Kızıltuğ: Gerekli tüm alt yapılar hazırlanmadan yapıldı ne yazık ki o dönem görüşümüzü de bu yönde belirtmiştik. Türkiye’den gelen uzmanlar da ‘rehabilite merkeziniz yoktur, laboratuvarlarınız düzgün çalışmamaktadır, kişileri topluma kazandıracak alt yapılar hazır değildir’ dediler ancak yasanın hazırlanması aceleye getirildi. Ancak 2016 yılında hayata geçen yasanın ardından hala bir rehabilite merkezi yoktur. AMATEM’in çalışmalarından haberdarız ancak her geçen gün tehlike büyümektedir. Denetimli Serbestlik Yasası’ndan yararlanan herkesin her 15 günde bir kan ve idrar örneklerinin alınıp Devlet Laboratuvarı’nda analizlerinin yapılması gerekmektedir ama yapılamıyor şu anda. Devlet Laboratuvarında meydana gelen yangından sonra hiçbir tahlil yapılamamıştır. Her hangi bir denetim yapılamamaktadır. Yani bu kişilerin uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığı bilinmiyor. Denetimli Serbestlik Yasası’ndan yararlananların yasanın gereğini yapıp yapmadığı bilinmiyor.  

Güncelleme Tarihi: 08 Temmuz 2018, 11:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474