banner564

Çözüme katkı yapabilir

Cumhurbaşkanı Akıncı, Almanya’nın Kıbrıs sorunu bağlamında önemli bir olduğunu belirtti

Çözüme katkı yapabilir
banner598
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier’in resmi davetlisi olarak hafta başında gerçekleştireceği Almanya ziyaretinin ana gündem maddesinin Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs Türk halkının çözüm kararlılığının Almanya’ya da yansıtılması olacağını belirtti. 
Akıncı, “Almanya hem kendisi önemli bir ülke hem de Avrupa Birliği’nin en önemli ülkelerinden, başta gelenlerinden. Dolayısıyla Almanya’nın bu özel konumu nedeniyle Kıbrıs sorunu bağlamında Kıbrıs Türkleriyle ve onun liderliğiyle yürüteceği diyaloğun önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 
Almanya ziyareti öncesinde Almanya’nın uluslararası yayın kurumu Deutsche Welle’e konuşan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorunu, Türkiye ve Avrupa Birliği ile ilişkiler ile Almanya ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

“2016 önemli bir yıl”
DW: İstanbul’da katıldığınız uluslararası bir konferansta global ağların iç içe geçtiği, kimsenin tek başına yaşama seçeneği olmadığı bir dünyadan söz ettiniz. Kıbrıs’taki müzakere süreci yıl sonuna kadar, uzun yıllar dünyadan soyutlanarak yaşamak zorunda kalan Kıbrıs Türk halkını dünyayla yeniden buluşturacak bir sonuç verir mi?

Akıncı: Bunun için uğraşıyoruz ve 2016’nın bu anlamda önemli bir yıl olduğunu hep başından beri söylüyoruz. Son olarak ocak ayında katıldığımız Davos ekonomik forumunda da sadece ben değil, sayın Anastasiades de bunu dile getirdi. Birleşmiş Milletler aynı düşüncede, Avrupa Birliği de öyle düşünüyor, Türkiye ve Yunanistan da… Bu yılın bir çözüm yılı olması noktasında hemfikirler. Ama her şeyin ötesinde halkımız bunu istiyor. Dolayısıyla şu andaki müzakere sürecine baktığımızda da bunun olmaması için bir neden görmüyorum, zorluklarımız olmasına rağmen… Bunu söylerken toz pembe bir tablo çizmek de istemem. Hep söylerim tablo ne toz pembedir ne de kapkaranlıktır. 6 başlığın 4’ünde ciddi ilerlemeler sağladık. Sayın Anastasiades de benzer şeyler söyledi, “Ciddi ilerlemeler sağladık” dedi ama ciddi zorluklarımız da var. Arzumuz, hedefimiz yılın ikinci yarısında ivmeyi artırmak. Neden ikinci yarısında; çünkü mayısta Güney’de seçimler var. Onun ardından ivmeyi daha da artırmak suretiyle 2016 yılını artık bir barış yılı haline getirmek; hedefimiz, arzumuz, çabamız bu yönde.

“AB ile yoğun bir temas var”
DW: Bir süredir Avrupa Birliği’nin üst düzey yetkilileriyle yoğun temaslar sürdürüyorsunuz. Buradan hareketle Avrupa Birliği’nin müzakere sürecine yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Akıncı: Avrupa Birliği de iyi bir örneğe ihtiyaç olduğunu görüyor. Avrupa Birliği’nin bir üyesinden bahsediyoruz, tırnak içinde söylemek durumundayız, çünkü bu bir eksik üyelik. Kıbrıs Türk halkının içinde olmadığı, Kıbrıs Türk toplumunun eşit bir parça olarak kurucu devletiyle de olsa federal bir yapılanmanın içinde eşit bir ortak olarak yer almadığı sürece de eksik kalmaya devam edecek. Dolayısıyla biz Avrupa Birliği’nin de bu yanlıştan kurtulmasının; kendi içinde de sınırları olmayan, birleşik federal bir Kıbrıs’ın oluşturulmasının onlar açısından da yararlı olduğunu düşünüyoruz. Bölgemiz açısından da iyi bir sonuç olacağını düşünüyoruz. Bu, işbirliği kültürünün de gelişmesine katkı yapacak. AB’nin bütün önemli kurumlarının başkanları hem Brüksel’de benimle görüştüler, hem de beni ziyaret ettiler; bu da önemlidir. Sayın Junker, sayın Tusk ve son olarak Sayın Shultz buradaydı. Onun dışında dış politika ve güvenlikten sorumlu başkan yardımcısı-komiser Mogherini ziyaretimize geldi. Dolayısıyla kurumlar bizimle diyalog içinde. Bunun dışında AB ile ilgili ilk kez bir AD-HOC komite kuruldu. 6 başlığın önemli bir tanesi de AB ile ilgili konulardır. AB’den uzmanlar geliyor buraya ve Kıbrıs Türk halkının ileride bir çözüm sonrasında AB ile uyumu hazırlamak için çalışmalar yapılıyor. 

Şimdiye kadar Avrupa Birliği ile bu düzeyde bir ilişki olmadı, ilk kez çok yoğun bir ilişki ve temas var. İlk kez AB uzmanları geliyor ve Kuzey’e de geçiyor, bizim bürokratlarımızla bu uyumu konuşuyorlar. Nasıl bir yasal çerçeve, uygulamada neler olacak, bütün bunlar konuşuluyor. Zaman zaman tıkanmalar oluyor, bazı bürokratik engellemeler de oluyor daha çok Güney kaynaklı, ama bunları aşa aşa yolumuza devam edeceğiz.

“Ana gündem maddesi Kıbrıs”
DW: Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in resmi davetiyle hafta başında Almanya’da olacaksınız. Bu seyahatinizde ana gündem maddeniz ne olacak?

Akıncı: Ana gündem maddesi Kıbrıs’tır, Kıbrıs’ın çözümüdür, Kıbrıs Türk halkının çözüm kararlılığının Almanya’ya da yansıtılmasıdır. Sayın Dışişleri Bakanı burayı ziyaret ettiğinde sözlü olarak da bu davetini yinelemişti, sonra resmi bir mektup gönderdi, davetini resmileştirdi. Almanya hem kendisi önemli bir ülke, hem de Avrupa Birliği’nin en önemli ülkelerinden, başta gelenlerinden. Dolayısıyla Almanya’nın bu özel konumu nedeniyle Kıbrıs sorunu bağlamında Kıbrıs Türkleriyle ve onun liderliğiyle yürüteceği diyalogların önemli olduğunu düşünüyorum. 

“Çözüm için halkın onayı şart….”
DW: Özellikle Güney Kıbrıs’tan müzakere masasında Türkiye’nin kontrolünde, güdümünde hareket ettiğiniz yönünde iddialar sıkça dile getiriliyor gerek medyada gerek siyasi liderler düzeyinde… Müzakere sürecinde Türkiye’nin yaklaşımı nedir, nasıl değerlendiriyorsunuz?

Akıncı: Kıbrıs Türk halkını ve onun seçilmiş liderini her zaman etkisiz ve yetkisiz gösterme çabası yeni değil Güney’de… Hangi lider olursa olsun, maalesef bu yaklaşımları sürekli devam ediyor ve Kıbrıs Türk halkını aradan çıkararak, Türkiye ile ve onun yöneticileriyle doğrudan bir ilişkiyi hep istiyorlar. Bunun ne kadar yanlış olduğunu hep anlattığımız halde buna yine devam ediyorlar. 
Şu unutmamalı; bulunacak olan çözüm Kıbrıs Türk halkının onayı olmaksızın yaşama geçemeyeceği gibi, yaşayamaz da… 
Türkiye’den biz şu ana kadar olumlu, yapıcı bir destekten başka bir şey görmedik bu müzakere sürecinde, bunu açık yüreklilikle söylemem lazım. Şu ana kadar diyorum ve bunun devam edeceğini ümit ederek bunu söylüyorum. Ha gelecekte bu yönde farklılaşmalar olur, daha başka durumlar ortaya çıkarsa, Mustafa Akıncı bunları da seslendirmekten çekinmez. Çünkü ben bu adada gerçekten çözüm isteyen bir insanım, halkım da beni bu yolda yetkilendirdi. Dolayısıyla bu konulardaki tavrımı bildiği için halk beni seçti. 
Rumların Kıbrıslı Türk lideri, kim olursa olsun her zaman Türkiye’nin bir uydusu gibi, onun güdümünde bir kişi gibi, sanki bizim kişiliğimiz yokmuş, bu halkın kişiliği yokmuş ve bu halk karar üretmekten acizmiş gibi takdim etmesi son derece yanlıştır. 

“Güvenlik ve garantiler…”
Bunları söyledikten sonra şunu da belirtmem lazım: Elbette Türkiye’nin bu topraklarda bir ağırlığı var, bunu inkar edemeyiz. Burada askeri var, burada ekonomik olarak katkıları var. Yalnız Türkiye’nin daha müdahil olacağı bir alan da var. O da güvenlik ve garantiler ile ilgili bölüme ulaştığımızda olacak. Onun içindir ki zaten o konuyu en sona bıraktık ve o en son noktaya ulaştığımızda 3 garantör ülke 2 toplum ile birlikte bir araya gelip bu işi konuşacak dedik. Neden? Çünkü uluslararası bir anlaşmadan bahsediyoruz ve taraflar tümüyle uzlaşmadıkça o uluslararası anlaşma da değişemiyor. İşte o noktada elbette Türkiye’nin daha da bir sözü ağırlıklı olmak durumunda, çünkü onun da onayını istiyoruz. Türkiye’nin de, Yunanistan’ın da… Ben eğer diğer bütün başlıklarda iyi sonuçlar alırsak o konuda da bir uzlaşma yaratabileceğimize güveniyorum. 


“Hükümetle yapıcı işbirliği”

DW: Müzakereler devam ederken Kuzey’de bir hükümet krizi patlak verdi. Hükümetin istifasının ardından yeni bir hükümet kurulacak, merkez sağ koalisyonu gözüküyor. Çözüm konusunda bir takım kırmızı çizgilerle konservatif yaklaşımı olan iki parti iktidar olacak büyük olasılıkla. Bu müzakere sürecini nasıl etkiler?

Akıncı: Olumsuz etkilememesini temin etmemiz lazım. Bizde Cumhurbaşkanı halkın doğrudan oyuyla seçiliyor ve çok bilinen bir de mandası vardır; o da Kıbrıs sorununu çözmek, o yönde müzakereleri yürütmek… Yaklaşık bir yıl önce halkın yüzde 60’tan fazlasının oyuyla ve bu mandayla seçildim. Ben halkın önüne çok açık bir program koydum. 
Bu programın birinci maddesi Kıbrıs’ta çözüm sürecini ileriye taşıyıp sonuçlandırmak. Tabi ki bu sadece bizim kararımızla olmaz, tüm ilgili tarafların, en başta da Güney’in olumlu tavrıyla sonuca gidecek ama bu konuda biz kurulacak herhangi bir hükümetten ancak yapıcı bir işbirliği bekliyoruz. Henüz bu hükümet oluşmadı ancak muhtemel taraflarından bana bu konuda mesajlar ulaşmaya başladı. Bu konuda yapıcı bir işbirliği içinde olacaklarını seslendiriyorlar. Bizim beklentimiz de budur.

Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2016, 09:54
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474