banner564

Rusya mı, ABD mi?

Lavrov’un ardından Pompeo’nun ziyareti, Rum Yönetimini iki seçenek arasında bıraktı

Rusya mı, ABD mi?
banner598

  Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ve birkaç gün sonra da ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Güney Kıbrıs’ı ziyaret etmesi ve her birinin Rum yönetiminden bazı istek ve taleplerde bulunması iki süper gücün de bölgeyi birbirlerine bırakmak niyetinde olmadığının göstergesi olarak yorumlandı.

   Haftalık Kathimerini’nin “Kıbrıs’ta ABD-Rusya Partisi” başlıklı manşet haberine göre, kısa süre içerisinde peş peşe gerçekleşen bu ziyaretler, bazı çevrelerce Güney Kıbrıs’ın “iki süper güç arasında çekişme elması haline geldiği” şeklinde değerlendiriliyor. Bazı çevrelerce ise “çekişme elmasının Türkiye olduğu” belirtilen haberde, Güney Kıbrıs’a süper güçlerden hangisinin yanında olduğunu seçmesi için diplomatik baskı yapılacağı endişesine de yer verildi.
   ABD’nin Pompeo’nun ziyareti aracılığıyla Rum yönetiminin, Beyaz Rusya’ya yaptırım konusundan geri adım atmayacağını güvenceye almak istediği belirtilen haberde, Rum yönetiminin, Beyaz Rusya’ya karşı yaptırımlara rıza göstermek için Türkiye’ye karşı da benzer yaptırım kararları alınmasını şart koştuğu hatırlatıldı.
   İki süper gücün dışişleri bakanlarının bu kadar kısa süre içerisinde peş peşe ziyaret gerçekleştirmesi nedeniyle “tarihi” bir hafta yaşayan Rum yönetiminin, ABD ile Rusya’nın “baskı oyununa katılmış göründüğüne” dikkat çekilen haberde, ABD’nin Beyaz Rusya’ya yaptırım talebi dışında, 2018’den beridir Güney Kıbrıs’ın “yavaş yavaş Rus unsurundan kurtulmasını sağlamak istediği” belirtildi.
   Haberde özetle şunlar aktarıldı:
   “ABD’nin, FBI verilerine göre, Amerikan seçimlerine karıştıkları düşünülen Rus işadamları ve oligarklarına karşı yaptırım çabası 2018’den beri sürüyor. ABD Maliye Bakanlığı’nın ekonomik suçlardan sorumlu müsteşarı, Kıbrıs’ta Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı’nı ziyaret ederek, ekonomi politikası aracılığıyla Kıbrıs’ın kampını seçmesi yönünde ültimatom vermişti.  Hesapların taranmasına ve şüpheli hesapların kapatılmasına o zaman başlanmıştı.
   ABD de, diğer AB devletleri de ünlü ve büyük Rus şirketlerinin Kıbrıs’tan gitmesi için baskı uyguluyor. ABD, Kıbrıs’ın Rus savaş gemilerinin limanlarına demirlemesine son vermesini de istiyor ancak Lefkoşa bir süredir, böyle bir şeyin mümkün olmadığı mesajını veriyor.
    Rum liderin, Lavrov ile görüşmesi sırasında Rus gemilerinin normal şekilde demirlemeye devam edeceğini teyit etmesi tesadüf değil. Bunun, ABD ile ilişkileri nasıl etkileyeceği belli değil, rahatsızlığını nasıl göstereceği de.
  Aynı şey Moskova için de geçerli. Pompeo’nun aksine, Beyaz Rusya’ya yaptırımı uygun bulmayan Rus Dışişleri Bakanı gemilerin demirlemesi meselesini güvenceye aldı ve Rus banka hesapları ve ikili anlaşmalarla ilgili bir dizi başka konuda cevaplar da aldı. Lavrov’un, ziyareti sırasında Türk dengine sıklıkla atıf yapması dikkat çekti. Bu hareketi, Lefkoşa’ya, Moskova’nın Ankara ile çok iyi ilişkileri olduğu mesajını verdi.
   Bu doku içerisinde Kıbrıs sorununun nerede bulunduğu da bir mesele. Başka şartlar altında iki süper gücün gelişi Kıbrıs sorununda mason değişikliğinin ön habercisi mesajı verirdi. Şimdilik iki süper gücün hareketi, Maraş’ın yerleşime açılmasına dair emrivakilerin önlenmesi ve Kıbrıs MEB’inde daha fazla gerginlikten kaçınılması hedefini taşıyor” 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474