banner564

Adli süreç incelenecek

Avrupa Konseyi, Türkiye'ye 'denetim ve Kavala davası için' raportör gönderiyor

Adli süreç incelenecek
banner598

Avrupa Konseyi'nin yasama organı Parlamenter Meclisi (AKPM), 18-20 Mayıs günlerinde İstanbul ve Ankara'da temas ve incelemelerde bulunmak üzere iki raportörünü gönderiyor. Raportörlerin, AKPM'nin Türkiye hakkında yürüttüğü denetim süreci ve Osman Kavala davasıyla ilgili Adalet Bakanlığı temsilcileri, adli merciler ve cezaevleri ile ilgili birimler, baro ve avukatlar, sivil toplum temsilcileri ile bir araya gelmesi öngörülüyor.
Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesinin ardından gerçekleşecek temaslar, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nce başlatılan ihlal süreci açısından da önem taşıyor.
İngiliz parlamenter John Howell ve Letonyalı parlamenter Boris Cilevis, 18-20 Mayıs günlerinde İstanbul ve Ankara'da olacak.
AKPM'nin Türkiye'nin denetim sürecini yürütmek için atadığı iki raportör, 25 Nisan'da sonuçlanan Gezi Davası kapsamında iş insanı Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet ve diğer yedi sanığa 18'er yıl hapis cezasının verilmesinin ardından ilk kez Türkiye'de temaslarda bulunacak.

Rapor hazırlanacak
AKPM tarafından araştırma ve bilgi toplama amaçlı (fact-finding mission) kapsamında Türkiye'ye gönderilen raportörlerin, Adalet Bakanlığı temsilcileri, adli merciler ve cezaevleri ile ilgili birimler, baro ve avukatlar, sivil toplum temsilcileri ile bir araya gelmesi öngörülüyor. Bu incelemelere ilişkin ilk gözlemlerini 24 Mayıs'ta ilgili komisyona aktaracak olan gözlemciler, daha sonraki dönemde AKPM'ye raporlarını sunacak.
Raportörlerin ziyareti, Ankara ile Strasburg merkezli Avrupa Konseyi arasındaki ilişkilerin çok zorlu bir süreçten geçtiği bir dönemde olması açısından önemli.

Strasbourg'la iki ayrı süreç
Türkiye, kurucu üyeleri arasında olduğu Avrupa Konseyi ile iki ayrı sıkıntılı süreçten geçiyor.
Birincisi AKPM tarafından 2017'den bu yana sürdürülen siyasi denetim süreci.
Diğeri de Türkiye'nin iş insanı Osman Kavala ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamaması nedeniyle konseyin siyasi organı Bakanlar Komitesi tarafından Şubat 2022'de başlatılan "ihlal prosedürü."
AKPM, Nisan 2017'de yaptığı bir oylama sonucunda Türkiye'ye karşı denetim prosedürünü başlatmıştı.
Türkiye'nin siyasi denetimden çıkması için yerine getirmesi gereken sekiz koşul bulunuyor. Koşullar arasında OHAL'in kaldırılması, Meclis iradesini by-pass edecek OHAL kararnamelerinin yayımlanmaması, kamu görevlilerin kitlesel işten çıkarılmalarının sona erdirilmesi, tutuklu siyasetçi ve belediye başkanları ile gazetecilerin serbest bırakılması, medyanın ifade özgürlüğünün güvence altına alınması ve anayasal değişikliklerle ilgili olarak Venedik Komisyonu'nun tavsiyelerinin uygulanması yer alıyordu.
OHAL'in sona erdirilmesiyle bu koşullardan bazıları ortadan kalktı ancak geri kalan taleplerle ilgili somut ve anlamlı adım atılamaması, Türkiye'nin siyasi denetim sürecindeki süresini uzatan bir unsur olarak görülüyor.

Resmi ziyaret iptal edilmişti
AKPM'nin atadığı iki raportör, düzenli aralıklarla Ankara'ya yaptıkları temaslarla denetim sürecine ilişkin atılan ve atılacak adımları ele alıyor. Aslında Howell ve Cilevis, aynı görev kapsamında 24-25 Mayıs günlerinde Ankara'da resmi temaslarda bulunacaktı ancak Kavala kararının açıklanması üzerine bu ziyaret iptal edildi. Böylece AKPM, Türkiye'nin siyasi denetimden çıkmasına ilişkin diyalog sürecini devam ettirmeyeceği mesajını vermiş oldu.

Bakanlar Komitesi AİHM kararını bekliyor
Türkiye ile Avrupa Konseyi arasındaki en ciddi konu ise Bakanlar Komitesi tarafından başlatılan "ihlal prosedürü."
Konseyin siyasi organı konumundaki Bakanlar Komitesi, 2 Şubat 2022'de oy çokluğuyla aldığı karar sonrası Osman Kavala davasında AİHM'in aldığı kararı uygulamayan Türkiye'ye yaptırım yolunu açacak olan ihlal prosedürünü başlattı.
AİHM, Ekim 2017'de anayasal düzeni ve hükümeti ortadan kaldırmak suçlarından dolayı hapse atılan Kavala'nın başvurusunu kabul etmiş ve Kavala'nın tutukluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5.1, 5.4 ve 18. Maddelerine aykırı olduğunu saptamıştı. Mahkeme, Mayıs 2020'de kesinleştirdiği karar kapsamında Türkiye'den Osman Kavala'yı derhal serbest bırakma çağrısında bulunmuş ancak bu çağrılar karşılık bulmamıştı.
Bakanlar Komitesi, ihlal prosedürü uyarınca Türkiye'nin söz konusu davayla ilgili kararları uygulayıp uygulamadığını AİHM'e sorma kararı almıştı. Diplomatik kaynaklar, AİHM'in son gelişmeler kapsamında değerlendirmesini 6 aylık bir süre içinde tamamlaması ve kararı Bakanlar Komitesi'ne iletmesini beklediklerini kaydediyor.
Bakanlar Komitesi, AİHM'in "ihlal" olduğuna ilişkin değerlendirmesi ışığında Türkiye'ye uygulanacak yaptırımı kararlaştıracak. Daha önce ihlal prosedürü Azerbaycan aleyhine işletilmiş ancak Bakü yönetimi, yaptırım aşamasına gelmeden AİHM kararını uygulamıştı. Türkiye, Kavala'yı serbest bırakıp AİHM kararını uygulamazsa ihlal prosedürü kapsamında yaptırıma uygulayacak ilk üye olacak.

Gelişmeler Türkiye’nin aleyhine
Avrupalı diplomatik kaynaklara göre, Türkiye'nin Kavala davasındaki tutumu Batı ile son dönemdeki normalleşme çabalarına ve özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimi kapsamında oluşturduğu imaja ters bir adım. Kaynaklar, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi oylamalarında ihlal prosedürü için gerekli üçte iki çoğunluğun sağlandığı; aynı çoğunluğun yaptırım kararında da görülmesinin sürpriz olmayacağı değerlendirmesini yapıyor. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474