banner564

Görüşmeye hazır

Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis, Türkiye’ye yönelik boru hattı için Kıbrıs sorununun çözümünü şart koştu

Görüşmeye hazır
banner598

 Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ‘Ta Nea’ gazetesine verdiği demeçte, enerji konusu yanı sıra Ukrayna meselesi ve Kıbrıs sorunuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
   Kasulidis; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına saygı gösteren, ekonomik açıdan sürdürülebilir, çevresel anlamda kabul edilebilir, MEB düzenlemesi içeren ve Kıbrıs sorununun çözümünden sonra ortaya çıkacak bir anlaşma olması şartıyla, hükümetin herhangi bir karşı çıkma olmadan, Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye yönelik boru hattı güzergâhına ilişkin fikirleri yeniden ele almaya hazır olduğunu öne sürdü.
   Kasulidis’in, gazeteye verdiği demeçte, ülke ekonomisinin maruz kaldığı enflasyon baskıları yanı sıra Türkiye’nin Ukrayna meselesindeki “halkla ilişkiler alıştırmalardan” söz ettiğini aktaran gazete, Kasulidis’in, Ukrayna meselesi yüzünden Türkiye’nin uluslararası diplomatik arenada güçlenip güçlenmediği ve bunun kendisini endişelendirip endişelendirmediği sorusuna verdiği yanıtta şu iddialarda bulunduğunu iletti;
   “Türkiye’nin Ukrayna meselesindeki arabuluculuk çabaları daha çok halkla ilişkiler alıştırmalarına benziyor. Bunlar hiçbir durumda esası ve içeriği olan eylemler olmadığı gibi, sonuç verecek gibi de görünmüyorlar. Türkiye küresel barış ve güvenlik açısından büyük bir problem olan bu konuda da, fırsatçı ve bencil bir şekilde davranıyor. Türkiye’nin, katılım adayı ülke statüsünden kaynaklanan yükümlülüğünü teşkil eden AB’nin kısıtlayıcı önlemlerine uymamasına rağmen, bazı durumlarda bu rolünün kabul gördüğünü ve alkışlandığını görüyoruz. Zamanın geçmesiyle birlikte Türkiye’nin ‘hem nala hem mıha vurması’, hem de sözde bir tarafsızlık sergilemesinin daha zor olacağını düşünüyorum.    AB ve NATO’nun, sadece uluslararasında değil üyelerine karşı da güvenilir kuruluşlar olmak istiyorlarsa, Türk yaklaşımına yönelik yanıtlar bulmaları gerekir.”

Harekat ve KKTC’nin ilanı

   Kasulidis “uluslararası hukukun her ilkesini ihlal eden ve Kıbrıs’ın üçte birini işgal edip ele geçirmek ve sahte devlet şeklinde bir alt yönetim meydana getirmek için 1960 Anayasasının kendisine verdiği garantör güç hakkını kötüye kullanan bir ülkenin, dünyanın başka bir bölgesinde güvenlik sağlayıcısı ve garantisi olarak görünmesinin, siyasi bir paradoks ve çelişkili bir söylem olduğu” iddiasında da bulundu.
   Enerji krizi ve Türkiye lehine baskı yapılması olasılığı konusunda ise Kasulidis “Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye yönelik boru hattı güzergâhına ilişkin benzer fikirlerle geçmişte de karşılaştıklarını ve gelecekte de karşılaşacaklarını” dile getirdi.
Buna karşı olumsuz olmadıklarını, ancak ortaya koydukları koşulların net olduğunu ifade eden Kasulidis, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Herhangi bir anlaşmanın Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine ve egemenlik haklarına saygı duyması gerekir. Bunun ekonomik açıdan sürdürülebilir ve çevresel anlamda da kabul edilebilir olması lazım. Böyle bir şeyin olması için önce Kıbrıs sorununun çözülmesi ve MEB anlaşması gibi Türkiye’yle olan anlaşmazlıkların çözülmesi gerekir.” 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474