banner564

En büyük tehlike

Hasan Karaokçu, uyuşturucu kullanımı nedeniyle son 10 yılda 14 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi

En büyük tehlike
banner598
Zeynep CARAN
Ülke gençliği için en önemli tehlikenin başında kuşkusuz ki uyuşturucu geliyor. Uyuşturucuya ilişkin suçlarda ciddi artış yaşanırken, Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu bunun önüne geçebilmek için çeşitli çalışmalar yapıyor. 
Yüksek mahkeme Başkanlığı’nın hazırladığı istatistiklere göre uyuşturucuyla ilgili işlenen suçlarda müthiş bir artış yaşandı. Son 10 yılda suçlar neredeyse iki katına yükseldi.
Komisyon Başkanı Hasan Karaokçu, uyuşturucu kullanımı nedeniyle 14 kişinin yaşamını yitirdiğini kaydetti. 

10 yılda 177 dosyadan 260’a!
2006 yılında Ağır Ceza Mahkemesi’nde dosyalanan 177 “Uyuşturucu madde tasarrufu, uyuşturucu madde satma, kenevir  yetiştirme v.s.” suçları 2016 yılında 260’a yükseldi. 2014 yılında ise bu alanda bir rekor yaşandı… Tam 287 dosya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 
Uyuşturucuya yönelik artış büyük bir endişeyi de beraberinde getiriyor. Rakamlardaki artışın yanı sıra geçmişte Hint keneviri türü yaygınken bugün çok daha zararlı hatta öldürücü olan sentetik uyuşturucu kullanımı yaygın durumda. 
Devlet uyuşturucuyla mücadele için Başbakanlık bünyesinde kurulan Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun çalışmalarıyla bu illetin önüne geçmeye çalışıyor.

Karaokçu: Bonzai tehlikesi büyüyor
Uyuşturucu suçlarının her geçen gün arttığını söyleyen Karaokçu, gerek yasak, gerek eğitim anlamında çeşitli çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
“Uyuşturucu sorunu çok ciddi bir boyutta. Komisyon olarak göreve geldiğimiz 2 yılı aşkın süredir bu sorunun bütününe çözüm üretme konusunda hükümetin de tam desteği ile gerekli adımları atmaya çalışıyoruz” diyen Karaokçu, 2015 yılında  ilkokul, ortaokul, lise ve KKTC genelinde bilimsel araştırma yaptıklarını anlatarak , bu araştırma sonucunda elde ettikleri verilerle yaygınlığı ölçtüklerini kaydetti. Geçmiş dönemlere bakıldığında özellikle son dönemler de bonzai türü uyuşturucunun diğer maddelerin önüne geçtiğini gördüklerini ifade eden Karaokçu, bonzainin çok tehlikeli bir madde olduğunu kaydetti. 

“Anne babayı bile tanımıyorlar” 
Karaokçu bonzai kullanan bir bireyin çok tehlikeli bir hal alabileceğini ifade ederek şu bilgileri paylaştı:
“Bonzai kullanımında çok ciddi bir uyuşukluk, hareketlerinde ve reflekslerinde bir düşüş görülür. Bonzai kullanan kişide görülen en belirgin özellik; yoksunluk dönemindeki şiddet. Eğer elinde madde yoksa ne anne ne de baba tanımıyor ve oldukça tehlikeli hale gelebiliyor. Aileler çocukta sürekli olarak odaya kapanma, yalnızlaşma, uyuşukluk,  iştah kesilmesi gibi şeyler gözlemliyorsa ve özellikle öfke kontrolü ile ilgili çok hızlı bir değişim söz konusu ise dikkat edilmesi gerekiyor. Böyle bir şey varsa komisyona başvuru yapıp uzman doktorlar eşliğinde tedavi sürecinin başlatılması gerekmektedir. Bonzai de her geçen gün ciddi bir kayıptır ve geri dönüşü çok zordur. O nedenle ülke genelinde 14 tane çocuk kaybımız var. Kaybedilen her çocuk bizim yüreğimizi yakar. Daha fazla çocuğumuzu kaybetmek istemiyoruz. Aileler de toplum da duyarlı olması lazım. En ufak bir şey de komisyona başvuru yapabilirler.” 

“Uyuşturucunun ülkeye girişini engellemeliyiz”
Hasan Karaokçu, bağımlı olan gençlerin ve ailelerin kendilerine başvurması sonucu devreye girdiklerini ifade ederek bundan sonraki süreci anlattı: 
“Uyuşturucuyu önleme de alınması gereken önlemler mevcuttur. Bunlardan bir tanesi de uyuşturucuya ulaşılabilirliği engellemektir. Bunun için de ülkemize uyuşturucu girişini satış yollarını ne kadar aza indirebilirsek bunu önleyebiliriz. Son zamanlarda bu konuyla ilgili narkotik polisleri de başarılı çalışmalar yürütüyor. Ama genel olarak bu bile yetersiz kalmaktadır. Aslında daha iyi bir noktaya gelmemiz lazım.”

“Yüzleşmezsek çözüme ulaşamayız”
Denetimli Serbestlik Yasası’nı geçirdiklerini anımsatan Hasan Karaokçu, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Her insan hayatı boyunca hata yapabilir. Ama hatayı telafi etmek, tedavi etmek mümkündür. Uygulama da bazı eksiklikler var çalışmalar sürüyor. 2 yıllık gözlemlerimize dayanarak söylüyoruz ki, aile içinde çocuklarda çok fazla dışlanma var. Biz bu bilinç düzeyinin ve toplumsal farkındalığın artması için birçok sosyal ve kültürel etkinlik yaptık ve bunun olumlu dönüşlerini almaya başladık.  Uyuşturucu ile mücadelede 3 tane önemli ilkemiz var. Yüzleşme, kabule geçme ve çözüm üretme. Eğer yüzleşmezsek çözüme ulaşamayız. Kabule geçmezsek çözüm üretemeyiz. Ama toplumumuz bu duruma karşı henüz hazır değil. Toplumdan itilen ve kaybedilen her çocuk kendi çocuğumuza risk olarak geri döneceğini bilmemiz gerekiyor. O nedenle toplum olarak bu çocukları kucaklamaya hazır olmamız lazım.”

Güncelleme Tarihi: 28 Ağustos 2017, 09:52
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473