banner564

KKTC 2018 Seçimleri sonrası Turizm Sektöründe İstikrar Faktörü

İsmet ESENYEL- yorum

KKTC 2018 Seçimleri sonrası Turizm Sektöründe İstikrar Faktörü
banner598

Başlık yanlış değil. Bu haftaki yazımı 2018 yılının ocak ayında kaleme almıştım. Seçimlerden hemen sonra. Dikkat edin Covid-19 gölgesi altında kalan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve halkın en azından turizm sektöründe beklentilerinin ve bir turizm bilimci olarak ülkenin atması gerekli adımları teker teker yazmıştım. Değişen bir şey olmadı. Bu maddeleri gündeme getiriyorum tekrardan, çünkü teşhis orada. Ancak bu ortaya konulanları uygulayacak siyasi bilinç maalesef yok. En azından ekonomik iş birliği protokolü çerçevesinde büyük bir atılım ile en azından turizm maddelerini hayata geçirmeye başladığımızı hatırlıyorum. Ancak, bilinçsiz ve bilgisiz yönetimler turizm sektöründe bir adım ileriye gitmemizi ülke olarak engelledi. 
Yazının devamında, noktası virgülüne dokunmadan tekrardan sizlerin bilgisine getiriyorum. 
Yine çok olgun bir demokrasi dönemini geride bırakacağız. Kuzey Kıbrıs insanı olarak yılların getirdiği medeni duruşumuz seçim ortamına da son derece olumlu bir şekilde yansıyacak. Sonuçlardan ziyade Kıbrıs Türkü olarak artık sıkça yaşanan seçim dönemlerinden sanki halkımız usanmış gibi. Hani haksız da sayılmazlar çünkü kırk iki yılda otuz dokuz defa sandık başına gitmek gerçekten de kırılması gereken güç bir rekor. Tüm bu olanların tek endişe veren bir sonucu var oda şüphesiz hem siyasi hem de ekonomik anlamda tüm devletin yapısını olumsuz etkilemesi. Dikkat edin, devletin en üst kademesinden tutun da tarladaki çiftçimize, hayvancımıza, esnafımıza, restorancımıza, turizmcimize, kısacası herkese vermemiz gereken tek bir sorunun cevabı var. Acaba ekonomik anlamda sıkıntılı günler yaşanır mı?
    2016-18 Yapısal dönüşüm programı ve T.C ile imzalanan mali protokoller
Geçmiş hükumet dönemlerinde ne kadar olduğunu bilemem ama bizlerin en fazla önem verdiği konuların başında; T.C ile yaptığımız protokollerin uygulanmasındaki hassas duruşumuz oldu. Turizm, ekonomi, eğitim, tarım, ulaştırma, sağlık, maliye ve kamu yönetimi gibi devleti ilgilendiren başlıca sektörlerdeki uygulamaya çalışılan reformların hayata geçmesi T.C ve K.K.T.C. arasında bu süreçlerin ne kadar uygulanabilirliği açısından uğraş verdiğimiz konular oldu. Şurası bir gerçek; biz ne kadar bu yapısal dönüşüm programı kapsamındaki reformları hayata geçirirsek; Kuzey Kıbrıs hem kamu hem de reel sektör anlamında kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapıya kavuşmuş olacak. Siyasi anlamda ise bakmayın siz öyle Türkiye ile aramıza siyasi anlamda sorun var gibi göstermeye çalışan kesimleri. Bugün ister sol, ister sağ partiler olsun, halkımızın iradesini temsil eden yüzde doksan sekiz tüm partilerimizin temsilcileri bu yapısal dönüşüm reformlarının hem siyasi hem de ekonomik kazanımlarının farkındalar. T.C `nin et ve tırnak duruşumuzun da bilincindeler. Bu mali protokollerin gerekliliği neticesinde hepimizin aklında bulundurması gereken tek şey, tüm bu reformların sağlayacağı istikrar faktörü. 
    Turizm sektörümüzün istikrarlı bir yol haritasına ihtiyacı var
 Uzmanlık alanlarına göre tüm kamu yönetimi ile ilgili atanan bürokratlar ve üst düzey yöneticiler, öncelikle bu reformların istikrarlı bir şekilde uygulanması için her yolu denemeliler. Sebebi ise çok basit. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan kamu maliyemiz, büyük projeleri hayata geçirmekte zorlanıyor. Bu projeler tabii ki bizim küçük bütçelerimiz ile hayat bulamaz ama Türkiye Cumhuriyeti`nin sağladığı yıllık mali yardımın yanında, bizlere bu büyük projelerin hayata geçmesi için ayrılan bütçeleri de alabilmenin yollarını bulmalıyız. 
Bu aşamada; yazımızın da başlığında belirttiğim gibi turizm sektörümüzün yakalanan mutlak başarının sürdürülmesi için istikrar faktörü çok önemli. Tüm siyasi parti yetkililerinin de belirttiği gibi gelinen bu aşama turizm sektöründe herkesin takdir edilmek bir yana; sağlanan gelişme turizm sektörüne karşı olan ilgi ve alakanın artmasına vesile oldu. Artık turizm sektörünün ve onun yarattığı çarpan etkisinin dinamizmine karşı bir şekilde kayıtsız kalmak imkânsız gibi bir durum meydana getirdi. Bu şahsımı gerçekten çok mutlu ediyor. İstikrarlı bir yol haritasına bürünürsek ve en azından 2019 sonuna kadar bu ortaya konulan turizm siyasetinin uygulanmasına herhangi bir aritmetik ile devamı sağlanırsa öyle inanıyorum ki turizm sektörümüz bu iki yıl içerisinde en az yüzde otuzluk bir artışı daha gerçekleştirecektir. Bugün, geceleme oranları, gelen yolcu sayısı, konaklayan turist sayısı, turizm sektöründen elde edilen gelir, otel dolulukları nasıl ki on dokuz ayda 30 % oranında arttı ise önümüzdeki dönemlerde, turizm sektöründe yaşanacak olan yeni başarıların tek anahtarı; sürdürülebilir bir turizm yapısına bürünmemizdir. 
 
Sürdürülebilir yapının doğuracağı turizm alanındaki en büyük sonuçlar  
1-    Turizm destinasyonu olarak bir marka haline gelebilmek 
2-    Söz konusu markanın daha yüksek standartlarda mass ( kitle turizmi yanında)  ön plana çıkarılması gerekli olan, konferans, kongre, sağlık turizmi, ileri yaş turizmi, eğlence ve şans oyunları sektörü, eko agro turizm, kite, sürf turizmi, karavan, kampçılık, kültür  turizmi ve eğitim turizm modellere yoğunlaşması. 
3-    Stratejik turizm planının yazılması ile uygulama, eylem planlarında Yerel ve uluslararası medya yolu ile tanıtım, pazarlama faaliyetlerine hız verilmesi
4-    Ulaştırma alt yapılarının, deniz ve hava limanlarının iyileştirilmesi ve turizm sektörü hizmetine verilmesi.
5-    Turizm Bakanlığı teşkilatı yapısın daha fazla verim alınır hale getirilmesi ve günümüz çağdaş yapısına büründürülmesi. 
6-    Ulusal ve uluslar arası yatırımcılara yeni turizm rezerv alanları belirlenerek sağlık turizmi, kamp, karavancılık, eko agro turizm sonuç odaklı çalışılması ve derhal bu alanların kullanılmaya açılması.
7-    Bafra sahil şeridindeki yatırımların en kısa sürede bitirilmesi ve geri planının turizm sektörüne kazandırılması 
8-    Maraş’ın siyasi görüşmelerin ışığında, uluslararası hukuk çerçevesine göre ele alınması ve bu potansiyelin değerlendirilmesi 
Kuzey Kıbrıs insanının daha müreffeh, daha büyük ve yaşanabilir bir turizm sektörü görebilmesi için çok çalışmalıyız. Özellikle ülkemizde turizm fakülteleri, gastronomi okulları daha fazla aktif olmalı ve turizm sektörü, sivil toplum kuruluşları vs. ile her adımı birlikte şekillendirmelidir. Sağlanacak olan turizm istikrarı; şüphesiz bu adanın geneline de yansıyacaktır.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473