Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) Yeni Güçler Genel Sekreteri Sonay Adem, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Sibel’in, TKP Yeni Güçler özelinde, bir siyasi partinin kurumsal varlığını görmezden geldiğini, inkar ettiğini, Anayasa ve yasaları bilerek, isteyerek yanlış yorumladığını iddia etti.

TKP Yeni Güçler tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, Sonay Adem, 24 Ağustos 2017 tarihinde Siber’e bir mektup yazarak suçlamalarını iletti.

TKP Genel Sekreteri Adem, Siber’e yazdığı mektupta, “Bu aynı zamanda kendi kurumsal varlığınızın inkarıdır. Umarım bunun farkına varılır. Yasal ve Anayasal çizgiye geri dönülür” ifadelerine yer verdi.

Mektupta Adem, TKP Yeni Güçler’in Cumhuriyet Meclisi’nde Parti Genel Başkanı ve milletvekili Mehmet Çakıcı kanalıyla temsil edilmesinin engellendiğini, bu şekilde anayasa ve ilgili yasaların hiçe sayıldığını savunarak, “Bu tutumunuzu kabul etmek mümkün değildir” ifadelerini kulandı.

Siber’den jet yanıt

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber de dün yaptığı yazılı bir açıklama ile Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) Yeni Güçler Genel Sekreteri Sonay Adem’in iddialarını cevapladı.

Siber açıklamasında şunları aktardı, “Yapılan açıklamada, Meclis Başkanı'nın yasaları bilerek veya isteyerek yanlış yorumladığı öne sürülmüştür. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, yasaları yorumlayan Meclis Başkanı değildir. Meclis Başkanı görev ve yetkilerini kurumsal yapı içinde kullanır. Meclis'te yasaları yorumlayanlar Meclis hukukçuları ve talep edilmesi halinde de Hukuk dairesi yani Başsavcılıktır.

Bir yasama döneminde partisinden istifa eden bir milletvekilinin, o yasama dönemi tamamlanmadan Meclis'te başka bir siyasi partiyi temsil edip edemeyeceği ile ilgili Hukuk dairesinden aldığımız bir görüş vardır. Siyasi Partiler Yasası'nın 25. maddesi "Bir partiden milletvekili seçildikten sonra Yasama dönemi tamamlanmadan önce partisinden istifa eden veya kesin olarak partiden çıkarılma cezasıyla cezalandırılan bir milletvekili, o Yasama Dönemi tamamlanıncaya kadar bağımsız milletvekili olarak görev yapar." denmektedir. Yasanın 25. maddesi yürürlükte olduğu ve iptal edilmediği sürece bu yasaya uyulması zorunluluktur.

Hal böyle iken böyle asılsız ve gerçeklere dayanmayan basın açıklamaları, temelsiz suçlamalar, halk nezdinde güveni iyice sarsmakta ve kirli bilginin kayıt altına girmesini sağlamaktadır.  Temiz siyaset arzusunda olan halkımız asılsız suçlamaları, karalamaları, iftiraları değil, gerçekleri duymak istemektedir. Siyasetin ve siyasetçinin itibar kaybının önüne geçmenin yolu,  kamuoyu önünde açıklama, duyuru veya eleştiri yaparken doğru zeminde olmasına azami dikkat gösterilmesidir.”