banner564

'Dayanmak zorundayız  başka çare yok!'

4 yıldan beri cezaevinde tutulan iş insanı Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra Cumhuriyet’e konuştu

'Dayanmak zorundayız  başka çare yok!'
banner598

 İş insanı Osman Kavala’nın tutuklanmasının üzerinden 1412 gün geçti. AİHM, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, mahkemelerin beraat ve tahliye kararlarına rağmen tahliye edilmedi. 
Gezi davasında aklandı, yeni kanıtlar bulunamadı ama yargılama sürüyor. Casusluk, Çarşı ve Gezi davalarının birleştirilmesiyle oluşturulan “torba dava”nın duruşması 8 Ekim’de görülecek. 
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararlarını da ihlal ettiğini vurguladı. 
Peki, Kavala neden içeride tutuluyor, 8 Ekim’deki duruşmadan ne bekleniyor? 

Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, sürece dair yaşananları ve düşüncelerini Cumhuriyet gazetesine anlattı.

•    Eşim Ekim 2017’den beri cezaevinde. Son derece ağır suçlamalarla yargılanıyor. Bu anlaşılması zor süreç, bizim hayatımızın dört yılına mal oldu. Onun cezaevinde geçirdiği dördüncü yazın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu alışılacak bir şey değil.
•    Toplumun buna alışmakta olduğu düşüncesi ise yaşadığımız şeyin ağırlığını daha da artırıyor. İnsan bazen takatının tükendiğini hissetmiyor değil, ama ne kadar zor olsa da dayanmak ve güçlü durmak zorundayız. Başka çaremiz yok.
•    Ben hukukçu değilim ama Henri Barkey hakkında bir kırmızı bülten çıkarıldığını duymadım. Eşimin dava dosyasında kendisiyle Barkey arasında ne bir görüşme tutanağı ne de buluştuklarına dair bir fiziki takip tutanağı bulunuyor.
•    Delil olarak sunulan baz istasyonu örtüşmeleri, aynı istasyondan sinyal veren telefonlar. Eşimin ofisi şehir merkezinde pek çok otel ve işyerinin olduğu bir yerde olduğu için, bu örtüşmenin pek de anlamı yok.
•    AKP siyasetçileri arasında eşimin tutukluluğundan rahatsız olan var mı, bilmiyorum, ama olduğunu umuyorum. Böyle birilerinin olmadığını düşünmek bana çok üzücü ve hatta endişe verici bir şey gibi geliyor.
•    Eşimin, darbe teşebbüsüne destek vermek ve casusluk gibi inanılmaz suçlamalarla süren tutukluluğunun, Gezi’nin kriminalize edilmesi çabasına hizmet ettiği makul bir varsayım olabilir.
•    Başka bir varsayım, onun tutukluluğunun sivil toplum kuruluşlarını sindirmek amacına hizmet ettiği. Bu da doğru olabilir. Ama dediğim gibi, bunlar varsayımlar ve bu tutukluluk anlaşılmaz bir biçimde sürüp gittikçe ortaya başka varsayımlar da atılabilir. (Cumhuriyet) 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473