banner564

Maraş’ın bir karışı dahi verilmez

AB Bakanı Egemen Bağış, “limanları Rumlara açın” çağrılarına DİYALOG aracılığıyla yanıt verirken “Limana liman yola devam” dedi ve ekledi

Maraş’ın bir karışı dahi verilmez
banner598

  Züleyha KARAMAN 

   Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci  Egemen Bağış, Türk  hava ve deniz imanlarının Rum gemi ve uçaklarına açılması çağrılarına, DİYALOG aracılığıyla yanıt vererek, “Eğer Avrupa ülkelerinin havayolu şirketleri Ercan Havaalanı’nı kullanmaya başlarlarsa, biz de o zaman Rumlara kapattığımız limanlarımızı açabiliriz. Bunu daha önce de deklare ettik. Limana liman yola devam” dedi. 
   Gazetemizin sorularını yanıtlayan Bağış, Türkiye’nin, Kıbrıs sorununun çözümü için daima elini taşın altına koyan taraf olduğunu anımsatarak, Türkiye’nin fasıl açılması şöyle dursun; AB üyeliği için bile Maraş’ın bir karışını dahi vermeyeceğini vurguladı. Bağıs ana hedefin bütünlüklü ve kalıcı bir çözüm olduğunu belirtirken, yeni bir fırsatın heba edilmemesi gerektiğini vurguladı.
    AB ile nüzakerelerde 22. Fasılın açılmasını, Türkiye AB ilişkilerinde “motoru ateşleyen fitil” olarak niteleyen Bağış, “Bir faslın açılması kilidin anahtarını çevirmiştir, kapıyı açıp yolumuza devam etmek, diğer fasılların da ivedilikle açılmasına bağlı. Türkiye fasılalı değil fasıllı bir süreç istiyor” dedi.
Kıbrıs’ta yeni bir referandumdan bahsetmek için şuan ortaya çıkmış somut bir plan olmadığını kaydeden Egemen Bağış, Ortadoğu’nun siyasi çalkantılarla, Avrupa’nın daekonomik krizle boğuştuğu bir ortamda Kıbrıs’ın “barışı başararak” dünyaya örnek olabileceğini söyledi.
Egemen Bağış, Rumların Doğu Akdeniz’de çıkaracağı doğal gazın, borularla Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasının, ancak Kıbrıs’ta  bir çözümün gerçekleşmesi ile mümkün olcağını ifade ederek, “Biz hem suyun hem de petrol doğalgaz aramalarını, eğer doğru kanalize edilirse, Kıbrıs’ta çözüme katkıda bulunabilecek hususlar olarak görüyoruz. Akdeniz’in enerjisi Kıbrıs’ı ayrıştırmak için değil birleştirmek adına kullanılmalı” dedi.
   AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a yöneltilen sorular ve cevaplar şöyle:

Kilidin anahtarı çevrildi

   Soru: Türkiye’nin, AB ile müzakerelere başlama tarihinden bu yana 9 yıl geçti. Süreç Türkiye’nin istediği şekilde ilerlemiyor. AB’nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
  
 Bağış: AB’nin tavrının adil olduğunu söylemek güç. Maalesef hiçbir ülkenin müzakere süreci Türkiye’ninki kadar uzun sürmedi. Dile kolay, 54 yıldır kapıda bekletiliyoruz. Ama son dönemde özellikle 3,5 yıl aradan sonra açılan 22. Fasıl’la birlikte yeni bir olumlu ivme yakaladık. Vize konusunda da bazı somut adımlar atıldı. İnşallah yakalanan bu olumlu ivme Türkiye-AB ilişkilerine de somut bir kazanım şeklinde ilerleme olarak devam eder. 

   Soru:AB ile ilişkilerde bundan sonrası için ne tür gelişmeler bekliyorsunuz?

   Bağış: AB ile açılan 22. Fasıl Türkiye-AB ilişkilerindeki buzu çözen, motoru ateşleyen fitil oldu. 3,5 senelik durağanlıktan sonra gelen bu ivme tarafımızca memnuiyetle karşılandı, fakat hazır harekete geçmişken momentum kaybetmeden yolumuza devam etmek istiyoruz. 
   Bu sürecin daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde ilerlemesini istiyorsak diğer fasılların açılmasının sağlayacağı enerjiyi göz ardı edemeyiz. Bu noktada özellikle 23 ve 24. Fasılların açılması çok önemli. Bu fasıllardaki engellerin kalkması için bizzat AB yetkilileri artık açık çağrılar yapıyor. 
   Bir faslın açılması kilidin anahtarını çevirmiştir, kapıyı açıp yolumuza devam etmek diğer fasılların da ivedilikle açılmasına bağlı. Türkiye fasılalı değil fasıllı bir süreç istiyor.

Türkiye elini hep taşın altına koydu

   Soru:Türkiye, Kıbrıs’ta 2004 Annan Planı referandumunda gerekli adımları attığı halde her fırsaatta önüne Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü çıkarılıyor. Bu anlayışı kırmak için ne yapmalı?

   Bağış: Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümü için daima elini taşın altına koyan taraf oldu. Ada’da devam eden müzakerelerde Türk tarafı her zaman çözümden yana olan taraf olmuştur. Bundan sonra da aynı tutumla yolumuza devam edeceğiz. 
   Bölünmüş bir Kıbrıs’ın AB üyeliğinin daha ilk günden istenmeyen sonuçlar doğuracağını ifade ediyorduk ve nitekim bugün herkes bu acı gerçeği geç de olsa dile getiriyor. 
   Kıbrıs “barışı başararak” dünyaya örnek olabilir. Ortadoğu’nun siyasi çalkantılarla, Avrupa’nın ekonomik krizle boğuştuğu bir ortamda Kıbrıs bir dostluk adası olabilir.
  Atılan adımlar güven veriyor fakat daha somut adımların da takipçisi olacağız. 
  Çözümü birbirimizin kalesine atılmış gol olarak değil, birlikte kaldırılan kupa olarak görmeliyiz. Rum tarafının bu idrakle harekete teşvik edilmesi gerekiyor. Hatta daha önemlisi çözümsüzlüğün faturasının ağır olacağı başta BM olmak üzere uluslararası toplum tarafından açık açık hissettirilmeli. 

Çözüm fırsatı bir kez daha heba edilmemeli

   Soru:Kıbrıs Retrobet sorununun çözümü konusunda ikinci bir referandumdan söz ediliyor. Hatta referandum için mart veya nisan ayları öne çıkarılıyor. Bu konuda beklentiniz nedir?
  
 Bağış: Tabii şu anda ortaya çıkmış somut bir takvim yok. Bizim tek beklentimiz var: O da Ada’da çözüm fırsatının bir kez daha heba edilmemesi.

   Soru:Güney Kıbrıs’ın ekonomik açıdan büyük bir kriz yaşaması, çözüme olumlu etki yapar mı?

  Bağış: Güney Kıbrıs’ın son yıllarda içine girdiği ekonomik darboğaz herkesin malumu. Buna karşın Türkiye’nin ve kardeş vatan KKTC’nin ekonomik alanda büyük gelişmeler gösterdiği de dünyaca biliniyor. Burada çözümsüzlükten kimin zarar ettiğini anlamak zor değil. Ben iddia ediyorum: Rumlar için hesap şaşmıştır. Nasıl olsa ben istediğimi alıyorum, çözümsüzlüğün faturasını da Türk tarafına yıkarım hesabı kendi aleyhlerine dönmüştür. Ben iddia ediyorum... Eğer Rumlar Annan Planı’na “Evet” oyu verip çözümü desteklemiş olsalardı bugün yaşadıkları sıkıntılarla karşılaşmazlardı.
Hangi koşulda gelirse gelsin bizim kapımız barışa daima açık. Bizim derdimiz bağcıyla uğraşmak değil üzüm yemek. Biz sorun çözmek için masadayız, sorun yaratmak için değil.

Soru: Garantör ülkeler, Kıbrıs’ta çözüm için üzerlerine düşen görevleri yerine getiriyorlar mı?


Bağış: Burada meseleyi asıl çözecek olan taraf, asıl irade gösterecek olan taraflar Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Türkiye, Kıbrıs’ta sulh adına girişilen her faaliyetin destekçisi olduğunu ifade etmiştir.
   Garantör devletlerin de üzerine düşen bu çözümü teşvik etmektir. Biz Türkiye olarak her zaman çözümü teşvik ettik. Çözümsüzlük çözüm değildir anlayışıyla masada olduk. Bundan sonra da aynı tutumla, aynı yapıcı iradeyle KKTC’nin ve çözümün arkasında durmaya devam edeceğiz. 

Rum tarafı fırsat tepti

   Soru:İkinci bir referandumun da olumsuz sonuçlanması, yani Rumlar’ın yine ‘hayır’ demesi durumunda KKTC için ne yapılmalı?

   Bağış: 2004 Annan Planı için yapılan referandumun sonuçları ortada.
GKRY ayağına gelen büyük bir fırsatı teperek bir nevi bugünkü ekonomik darboğazına da zemin hazırlamış oldu. Bahardan hazırlığını yapmayan kış gelince sıkıntısını çeker. Kıbrıslı Rumların aynı hataya bir kez daha düşerler mi bilemeyiz. Bu kendi tercihleri. Ama şunu bilmeliler ki; çözümsüzlüğün faturası asla KKTC’ye ve Kıbrıs Türk halkına kesilemez. Rumlar da bir kez daha çözümsüzlük yanlısı tutumları nedeniyle ödüllendirilemez. Buna asla müsaade etmeyiz. 
Annan Planı’na hayır dediği halde Rumlar AB üyeliğiyle ödüllendirilmiş, KKTC ise evet dediği halde cezalandırılmıştı. Ama aradan geçen sürede ne oldu? Türkiye, Kıbrıs Türk halkını yine yalnız bırakmadı ve Hükümetimiz KKTC için gerçekleştirdiği projelerle kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapıyı orada tesis etmeye başladı. Özellikle su temini projesi bu anlamda dünyanın da gıptayla baktığı bir prestij projesidir. Biz neticede bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da KKTC’nin arkasında durmaya devam edeceğiz. Ama Rumlar yine çözüme hayır derlerse onların arkasında kim duracak? 

   Soru:Kıbrıslı Rumlara nasıl bir mesaj göndermek istersiniz?


   Bağış: Ben, Rum Yönetimi’ne ve Rum halkına mevcut Başkan Anastasiadis’in Annan Planı sürecindeki tutumunu hatırlamalarını ve bugün de o tutumun arkasında durmalarını tavsiye ediyorum. 

AB üyeliği için Maraş verilmez

   Soru:Zaman zaman kapalı bölge Maraş’ın iskana açılmasına karşılık, Ercan Havaalanı’nın uluslararası ulaşıma açılması gündeme getiriliyor. Maraş Rumlar’a verilir mi, bu konudaki değerlendimeniz nedir?

   Egemen Bağış: Biz Maraş’taki pozisyonumuzu gayet net bir şekilde ifade ettik. Daha önce de AB ile fasıl açılması karşılığında Maraş’ı talep eden akla ziyan açıklamalar yaptılar. Türkiye bırakın fasıl açılmasını, AB üyeliği için bile Maraş’ın bir karışını dahi vermez. 
Burada şunu müzakere edebiliriz. Eğer Avrupa ülkelerinin havayolu şirketleri Ercan Havaalanı’nı kullanmaya başlarlarsa biz de o zaman Rumlara kapattığımız limanlarımızı açabiliriz. Bunu daha önce de deklare ettik. Limana liman yola devam. 

   Soru:Türkiye’den KKTC’ye deniz altından getirilecek su ile ada etrafında petrol ve doğalgaz arama çalışmaları çözüm parametrelerini nasıl etkiliyor?

   Bağış: Biz hem suyun hem de petrol doğalgaz aramalarını eğer doğru kanalize edilirse Kıbrıs’ta çözüme katkıda bulunabilecek hususlar olarak görüyoruz. Akdeniz’in enerjisi Kıbrıs’ı ayrıştırmak için değil birleştirmek adına kullanılmalı. Yalnız bu noktada ifade etmek istiyorum Türkiye KKTC’nin haklarının daima savunucusu olacaktır. Kimse Türk tarafının hakkı olan bir konuda Türkiye’ye rağmen hareket edebileceğini sanmamalı. Kaldı ki çözüm olmadan hangi firma, hangi şirket gelir de orada petrol ve doğalgaz yatırımı yapar, bu da ayrı bir tartışma konusu. Hiçbir firmanın Türkiye’nin tepkisi olacak bir alanda yatırım yapabileceğine ihtimal vermiyorum. 

    Soru:Rumların, Doğu Akdeniz’de çıkardığını iddia ettiği doğalgazın, daha ekonomik olması nedeniyle, Türkiye üzerinden geçecek borularla Avrupa’ya taşınması planları da tartışılıyor. Böyle bir planın hayat bulma olasılığı nedir?

  Bağış: Böyle bir planın hayat bulması olasılığı sadece ve sadece Kıbrıs’ta çözümün gerçekleşmesi durumunda olabilecek bir husustur. Kimse boş hayaller peşinde koşmasın, boş yere kendi kendine de gaz vermesin. Türkiye ve Türk tarafı Ada’da sahip olduğu egemenlik haklarının sonuna kadar takipçisi olacaktır. Çözüm olmadan Ada’da fiili durum yaratmaya çalışanlara fırsat vermeyiz. 

Güncelleme Tarihi: 06 Aralık 2013, 12:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474