Rum Yönetimi’nin, mümkün olduğunca çok ülkenin masada olması için bölge ülkelerle işbirliği ittifaklarını genişletmeyi, bölge ülkeleriyle MED7 üyelerinin ortak görüşmelerini hedeflediği haber verildi.

   Fileleftheros “Çoklu işbirlikleri oluşturuluyor… Lefkoşa, Bölge Ülkeleri ve MED7’nin Ortak Görüşmelerini Hedefliyor” başlıklı haberindei Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in bu gazeteye açıkladığı bölge ittifakları hedeflerini aktardı.

   Habere göre, Körfez ülkeleri de dahil bölge devletleri arasındaki kurumsal bağlantının güçlendirilmesini murat eden Anastasiadis, metotlu, planlı ve Yunanistan’la işbirliği içerisinde bütün komşu ülkelerle ilişkileri ortak paydada güçlendirdiklerine işaret etti. 

   Halen oluşturdukları üçlü ittifakların kurumsallaştığını ve Rum Yönetimi’nin dış politikasının ana ayaklarından olan konularda sonuç vermeye başladığını, aynı şeyi Körfez ülkeleriyle de yaptıklarını, Suudi Arabistan ziyaretinin de bu kapsamda olduğunu söyleyen Anastasiadis, AB’deki bütün görüşmelere, PESCO’ya ve MED7 toplantılarına etkin biçimde katıldıklarını hatırlattı.

   Anastasiadis, Güvenlik Konseyi daimi üyeleriyle ilişkilerini de karşılıklı ziyaretlerle, görüşülen konu listesinin ve işbirliklerinin enerji, savunma, ekonomi gibi konularla genişleterek güçlendirdiklerini ve Güney Kıbrıs’ın rolünün önemini öne çıkardıklarını söyledi. Bu anlattıklarının devamını hedeflediğine işaret eden Anastasiadis, geleceğe dair projelerinin başında ise mevcut üçlü işbirliklerini, ortak meydan okumalarla karşı karşıya kalınan veya ortak hedef ve vizyonları paylaştıkları devletlerin katılımıyla gerek tematik, gerek bütünüyle AB, komşu ülkeler ve hatta Körfez ülkeleriyle genişletmek olduğunu belirtti.

   Gazete, Anastasiadis’in, bu sayılanların Kıbrıs sorununu da etkilemesini kaçınılmaz gördüğünü ve şunları eklediğini yazdı:

   “Bugün Kıbrıs, gerek uluslararası aktörler, gerek AB açısından özel coğrafik önemiyle istikrarsız bir bölgedeki en muteber ve öngörülen ortak ve güvenlik sağlayıcıdır. Bu çerçevede, Kıbrıs sorununa olası bir çözümün; üçüncü ülkelere bağımlılığımız olmadan, bölgedeki rolümüzü daha da güçlendirmesi, jeo stratejik önemimizi ve varlığımızı yükseltmesi gerektiği görüşünü de yerleştiriyoruz. Yani, yeniden birleşmiş devletin, zor ama jeostratejik önemi büyük bir bölgede  istikrar unsuru olmaya devam edebilmesi için bağımsız, güvenlik ve refah şartlarında, normal çalışabilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyoruz.”