İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki kimlik kartı ile seyahatin devam edeceğini belirterek, “Zaten öğrenciler ve çalışma izinliler pasaport ile geliyor, sadece turistler kimlikle geliyor” dedi. Baybars, cezaevindeki TC vatandaşlarının çoğunluğunun ise kimlikle gelenler değil, öğrenci olduğuna dikkat çekti.
Diyalog’a yaptığı açıklamada Yurttaşlık Yasası üzerinde çalışıldığını belirten Bakan Baybars, Beyaz Kimlik uygulamasının da bunun bir parçası olduğunu ve çalışmaları haziran ayına kadar tamamlamak istediklerini söyledi.
KKTC’deki nüfusun 350 bin civarında olduğunu ifade eden Bakan Baybars, öğrenci ve kayıtlı çalışanlarla birlikte rakamın 500 binin üzerine çıktığını kaydetti.
Baybars, Diyalog Tv’de Aytuğ Türkkan ile Detay programına katıldı, önemli açıklamalarda bulundu.
Hakkı olanlara kimlik veriliyor…
Yurttaşlık yasasına ilişkin açıklamada bulunan Ayşegül Baybars, hakkı olanların vatandaş olmaya devam ettiğini belirterek, yeni yasa tasarısı ve Beyaz Kimlik kartına yönelik süreci açıkladı. Baybars,
“Yurttaşlık Yasa Tasarısı ve daimi ikametlerle ilgili yasa tasarısı hazırladık. Bakanlar Kurulu’yla da paylaştık. Nüfus politikası, toplumsal konsensüs isteyen bir konu. Önümüzdeki hafta muhalefet kanadındaki vekilleri de davet edip tasarıyı paylaşacağız, görüşlerini alacağız ve kabul görürse Bakanlar Kurulu’ndan geçmesini sağlayacağız. Beyaz Kimlik uygulaması şu an var ama yurttaşlık yasasındaki taleplerin yüzde 90’ı ekonomik gerekçelerle. Yani yatırım, burs ya da sağlık hizmetinden yararlanma maksadıyla yurttaşlık isteniyor. Biz yurttaşlığı biraz daha katı, beyaz kimlik sahibi insanların haklarını biraz daha artıran bir yaklaşımı getirdik. Haziran 2019’a kadar şeffaf bir şekilde yasanın bir noktaya gelmesini istiyoruz” dedi.
Kimlikle giriş devam edecek
Türkiye’den kimlik kartı ile gelişlerin devam edip etmeyeceğine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Bakan Baybars, “Bu uygulama devam edecek” dedi. “Kimlikle girişlerde bir sıkıntı yok” diyen Baybars, şöyle devam etti:
“Sadece TC vatandaşları kimlikle geliyor. Öğrenciler pasaportla gelmek zorunda artık. Çalışma izinleri için de pasaport istiyoruz. Geriye turistler kalıyor. Biz Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla bu konuyu görüşmüştük ve bir online sicil sistemi kurulması konusunda anlaştık. Türkiye’de çipli nüfus cüzdanına geçiliyor. Eski nüfus cüzdanları sahtelenebiliyordu, çiplilerin sahtelenmesi ise çok zor olacak. Bu biraz daha kontrolü sağlayacak. Ben kimlikle girişin suçları çok artırdığına inanmıyorum. Yanılmıyorsan cezaevinde tutuklu olan TC vatandaşı 180 civarı… Bunların 100 civarındaki öğrenciydi… Öğrenci gibi gelip kayıt dışı yaşayan çok var. Bunla ilgili olarak da bir adım attık. Artık öğrenci izinleri kayıt altında; öğrenci olan ve olmayanı ayırıyoruz. Öğrenci izni yoksa cezaya düşüp deport oluyorsunuz.”
350 bin vatandaş
Ülke nüfusuna yönelik bilgiler de veren Bakan Baybars, en az 500 bin kişinin KKTC’de yaşadığını söyledi. Baybars şunları aktardı:
“350 bin civarında bir nüfusumuz var. Bir buçuk ay önce çalışma izinlilerin rakamı 47 bin civarı idi. 102 bin öğrencinin 24 bini KKTC vatandaşı, geriye kalanı da eklediğimizde 130 bin civarı öğrenci ve çalışma izinliler var. Bir de çalışma izinlilerin aileleri var. Yani 500 binden fazla bir nüfustan söz ediyoruz. Bir de bugüne kadar çalışma izniyle gelenlerin eşlerinin ve çocuklarının kaydı yapılmamış. İkamet Tüzüğü’nü bitirmek üzereyiz ve bunu artık tutacağız. Böylece sokakta gördüğümüz nüfus ortaya çıksın ve kayıt dışı yaşam için daha aktif çalışabilelim.”
2018 bütçesinde nüfus sayımıyla ilgili bir meblağ olduğunu anımsatan Baybars, 2019 bütçesinde ise bunun ayrılmadığını açıkladı. Bakan Baybars, nüfus sayımına şu an çok gerekli olmadığını belirterek, “Daha sağlıklı bir sisteme geçtikten sonra sayım daha iyi olacak. Biz şimdi kayıt altına alma, tespit etme gibi bilgileri tutmaya başladığımız anca gerçek veriler ortaya çıkmaya başladı zaten” dedi.
Fon var, para yok
Bakan Baybars, yaşanan sel felaketlerine değindi ve bakanlığın bu konuda maddi kaynak ayıracak bir bütçesinin bulunmadığını ifade etti.
İçişleri Bakanlığı çatısı altında doğal afet fonu olduğunu belirten Bakan Baybars, “Fon var ama bütçesi maalesef sıfır. Sel ile ilgili çıkan raporlara baktığımız zaman ev içerisindeki ev ihtiyaçları insanımıza sağlandı. Burada eksik kalan yollar ve yıkılan duvarlar.. Planlama inşaat dairesi bir tespit yapıyor, eklimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
Belediyeler reformu
Belediyeler reformu konusuna da değinen Bakan Baybars şöyle konuştu:
“Belediye seçimi sonrasında yeni Belediyeler Birliği ile görüştük ve yasayı belli bir noktaya getirdik. Mahmut Özçınar’la da görüştük Meclis’te ayaküstü. Bu konu 10 yıldır çalışılıyor ama örneğin biz belediyeleri birleştirdiğimiz zaman bir reform yapmış olacak mıyız sorusuna hiç kimse cevap vermemiş. Bu konuda 2 uzman ve belediyelerin de katılımıyla iki ay içerisinde bir şekle sokalım diye karar aldık. Mart sonunda bir taslağın ortaya çıkacağını düşünüyorum. Birçok veri var, hep birlikte toparlayacağız. Ana hatlarıyla belli yerlerde birleşmeler belli yerlerde hizmetlerin paylaşılması gibi olacak.”
Akacan olayı
Kavga dolayısı ile tutuklanan İşadamı Bulut Akacan olayına ilişkin de soruları yanıtlayan Baybars, Akacan’ın özel hastaneye sevk edilmesinin normalde hiçbir zaman yaşanmaması gerektiğini kaydetti. Kişinin tutukluluk süresince devletin kontrolünde olduğunu anımsatan Baybars, burada bir keyfi uygulama var, soruşturma yapılması için polise ve Savcılık’a yazı yazdım. Çünkü bu normal bir uygulama değil. Burada bir suiistimal olduğu aşikârdır. Soruşturma başlatıldı, ben bu soruşturmanın takipçisi olacağım” dedi.
Polisin Başbakanlık’a bağlı olduğunu anımsatan Baybars, “Tüm dünyada polis denince akla İçişleri Bakanlığı gelir. Benim muradım Polis Genel Müdürlüğü’nün İçişlerine bağlı olacağı bir sürece getirmektir konuyu” şeklinde sözlerini noktaladı.
