banner564

Talat: “Terapiye ihtiyaç var”

CTP lideri Talat, yapılan bir ankete göre halen bir Rum’un bir Türk patronun yanında çalışmak istemediğini belirtti

Talat: “Terapiye ihtiyaç var”
banner598
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Kıbrıs müzakerelerinde gelinen aşama ile ilgili halkı bilgilendirmek üzere ilçelerde başlattığı toplantıların sonuncusunu geçtiğimiz günlerde Lefkoşa’da gerçekleştirdi. Gönyeli Belediyesi’nin konferans salonunda yer alan toplantıda CTP Genel Başkanı ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat son on beş yılda Kıbrıs sorununda yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verdi. Talat yaklaşık 2 saat süren toplantıda çoğunluğu mülkiyet konusuna odaklanan katılımcıların sorularını da yanıtladı.
Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı Rumların çözüm karşısındaki pozisyonunun eskiye oranla iyileştiğini, ancak yapılan bir ankete göre halen bir Rum’un bir Türk patronun yanında çalışmak istemediğini belirterek daha bazı konularda halkın terapiye ihtiyacı olduğunu söyledi. 
Talat, “Tabii bizim tarafta da terapiye ihtiyacı olanlar var, bunu yapacak olan da bizleriz, yani barış güçleridir” dedi. 

Talat: Çözüm yakın hissediliyor
Çözümün yakın hissedildiğini belirten Talat, özellikle Rum tarafının koşullarının uygun duruma geldiğini vurguladı. 2004’te yoksul Türkleri biz besleyeceğiz endişesiyle ‘hayır’ diyen Rumların yetkilerini Kıbrıslı Türklerle bölüşmek istememesine değinen Talat, Rumların temeli olmayan finans yapılarının ve ekonomik gelişmişliklerinin, onları bu yöne ittiğini belirtti. 
Mehmet Ali Talat, dönemin Rum Maliye Bakanı’nın memurlara yönelik genelge yayımlayarak maaşlarının düşeceği korkusu salması yanı sıra Rum otelcilerin “Girne açılınca Baf’ın pabucu dama atılacak” diyerek propagandaya yöneldiklerini ve günün sonunda Rum halkının plana ‘hayır’ dediğini hatırlattı.
Talat, “Papadopulos iktidarı bunu teşvik ediyordu. Şimdi ise şartlar değişti, Rum tarafında ekonomi ciddi bir çöküş yaşandı. Şimdi herkes birleşik Kıbrıs’ın ekonomik getirilerinin farkına vardı” dedi. 

“Malı kullananla eski sahibinin hakları yakınlaştı”
AİHM’in aldığı Demopoulos kararıyla Kıbrıs’taki mülkiyet rejiminin günün koşullarına göre düzenlenebileceğinin uluslararası hukuk tarafından ifade edildiğini belirten Talat, bunun yeni ve çok önemli bir şey olduğunu vurguladı. 
Talat, “Rum tarafı diyordu ki 1974 öncesi sahip ne isterse o olur, ancak AİHM’in bu kararı ile Rum tarafı kriterlerin belirleneceğini, her bir malın iki tarafın eşit olarak kuracağı bir komisyon tarafından değerlendirileceğini kabul etti. AİHM’in kararıyla, malı kullananla eski sahibinin hakları yakınlaştı. Mülkiyet kriterleri belirlenirken bu karar dikkate alınacak. Bu nedenle çok rahat bir durum var çözüm konusunda…” diye konuştu. 


“Barış güçleri hiç durmadan çalışmalı” 
İki tarafın kabul edip imzaladığı bir anlaşmanın referanduma sunulacağını ve bu anlaşmayı Kıbrıslı Türklerin reddetmesi durumunda tam bir felaket senaryosu yaşanacağını yineleyen Talat, “Bunu söylediğim için eleştirildim ama yine söyleyeceğim. Böyle bir senaryo bizim açımızdan felaket olur. Çok büyük bir izolasyon baskısı altına gireriz. Onun için halkımızın bu konuda son derece duyarlı olması lazım. Bunu da biz yaratacağız, barış dostu insanların çalışmaları sonucunda olacak. Hiçbir gün boş durmamamız, bu gerçeği halkımıza anlatmamız gerekir” dedi. 

“Önemli konularda çatışma yok”
CTP Genel Başkanı Talat, 2010’a kadar Rum lider Hristofyas’la yapılan görüşmelerde elde edilen 31 yakınlaşma kağıdının yeniden ele alındığını ve teyit edildiğini, bazı farklılıkların da çözümlendiğini fakat birkaç konuda da henüz yakınlaşma sağlanamadığını hatırlatarak, anlaşılamayan dönüşümlü başkanlık ve çapraz oy gibi konuların çok önemli olduğunu vurguladı. 

Mülkiyette ilk defa kriterlere bağlı çözümün olacağının kabulünün 2010’da olmayan bir yenilik olduğuna işaret eden Talat, “Ekonomi ve AB ile İlişkiler” başlıklarında ciddi yakınlaşmalar yaşandığını ifade etti. Talat, “Kıbrıs sorununun esas nedeni olan ‘Yönetim ve Güç Paylaşımı’ konusunda ise çok daha büyük bir yakınlaşma oldu. Kıbrıs sorununun önemli kısımlarında ciddi bir çatışma olmaması noktasındayız” dedi. 

Garantiler ve toprak konusu
Talat sözlerini şöyle sürdürdü: “Geriye kalan iki önemli husus Toprak ile Güvenlik ve Garantilerdir. Güvenlik ve Garantiler uluslararası konferansla ele alınacak, burada sorun azdır.
Garantörlerden biri bu anlaşmayı onaylamazsa bu anlaşma yürürlüğe giremez. Bunu bilerek garantörlerin de ortak hareket etmesi gerekir. Kıbrıs Cumhuriyeti uluslararası bir anlaşmayla kuruldu, yeni bir uluslararası anlaşmayla değişebilir. Bu anlaşmanın imzacıları da Kıbrıslılar yanında Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’dır. Bu nedenle bu gerçekten yola çıkarak statü değişikliğini garanti anlaşmalarına uygun hale getirebilmek için bu üç ülkenin onay vermesi gerekir. Bu da uluslararası konferansta olacak. Toprak konusu ise biraz daha karmaşıktır. Annan Planı’nda haritalar vardı, ikinci harita referanduma sunulmuştu, bizim tarafımızdan kabul edilmişti, ama şimdi harita o şekilde mi kalmalı, tartışma konusudur. Zor bir haritaydı. Bence başka şekilde de ele alınabilir.”

Güncelleme Tarihi: 02 Kasım 2015, 11:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474