banner564

Turizm sektörümüzde geleceği inşa etmek 

İsmet esenyel - yorum

Turizm sektörümüzde geleceği inşa etmek 
banner598

Hayat bizleri müthiş bir sınavdan geçiriyor. Kuzey Kıbrıs adası her şeye rağmen dünyadan tecrit edilmiş bir yapıda olduğu için Covid-19 döneminde aslında şanslı bir ülke idi. İdi diyorum çünkü adaya Türkiye dışından direkt uçuş olmayan bir ülkede hasar daha kolay atlatılırdı. Dışa bağlı olarak gelen uçaklar tüm ülke vatandaşlarımızın moralini bozdu. Belki bu uçaklar içerisinde sizlerin de ailelerinden insanlar olabilir ama bu kişilerin bu zamanda adaya gelmesi tüm ülke insanının virüs kapma riskini yükseltti. Çoğu alınan hükümet kararları, bir yapboz tarzında, acemice ertesi gün veya bir sonraki gün üzerine gelen tepkiler bozuldu veya değiştirildi. Özel sektörün ve insanımızın tepkileri yükseldi ve yükselmeye de devam edecek. Ne yazık ki bakanlarımızı doğru yönlendirecek bir yapı oluşturulamadı. Neydi bu yapı? Ekonomide, eğitimde, sağlıkta, turizmde, bu ülkenin en önemli şah damarlarını oluşturan sektörlerinin kanaat önderlerini bir araya toplayarak daha bilinçli adımların atılması sağlanmalı idi. Hala daha bu fırsat var. Bunu yaparak inanın şu anda hükümette olanlar halkımızdan daha fazla itibar görür hale gelir. Şimdi siyaset yapma günü ve zamanı değil. Siyaset üstü atılan her adım ülkemizi aydınlığa taşıyacak. Neyse, gelelim turizm sektörümüze.

 Global turizm dünyasında neler oluyor? 

Coronavirüs salgını sebebi ile seyahatlerin nerede ise tamamen durması tabii ki küresel ölçekte büyük hacimli havayolu ve seyahat şirketlerini zor durumda bıraktı. Milyonlarca iptal, iade istekleri nedeni ile zora giren bu şirketler kimi ülkelerin hükümetlerince finans olarak kredi verilerek destekleneceği taahhüdü verilirken, bu yılın resmen bittiğini ve kendilerini 2021 yılına göre endekslemelerini istedi. Buradan açıkça belirtiyorum, geçen hafta kaleme aldığım Amerikan Kearney şirketinin ikinci senaryosu yanı gelecek yıla hazırlanılması gerektiği artık gün be gün su yüzüne çıktı. İki hafta önce üç senaryo vardı ama artık tek senaryo var.
Sizlere turizm dünyasından atılan bazı başlıkları paylaşmak istiyorum. “TUI Müşterilerini 2021 sezonuna hazırlıyor” , “Lufthansa Devlet ile milyarlarca Euro’luk tutan kredi için devlet ile pazarlık halinde“, “Almanya Seyahat Pazarı rezervasyon iadeleri için savaşıyor“, “Avrupa ülkeleri tatilinizi ülkenizde yapın diyor“, “Soru sektör ne zaman toparlanır değil, dünya ne zaman normale döner olmalı“ , “Ruslar bu yıl Türkiye’de yok“, “Antalya’da sadece turizm sektöründe 121 bin kişi işini kaybetti bu insanları gelecek yıl bulmak imkânsız.“

Çarpan etkisini doğru anlatabilmek 

Turizm sektörümüzde çarkların durması ki ben eğitim sektörünü de yani üniversiteleri de bu hareketin içerisine koyuyorum, tüm etkileşim halinde olan sektörleri domino taşı gibi birbirini etkiledi. Üniversite öğrencilerimiz, bu güzel ülkenin en uzun konaklayan turistleri aslında. Ne yapıyorlar? Markette alışveriş yapıyor tavuk, et, yumurta, süt, meyve sebze, alıyor, arabaları için benzin, restoranda yemek, belediyeye su, devlete elektrik, kafeye içecek, okula ücret, konfeksiyondan giyecek alıyor, ev kiralıyor, inşat sektörü canlanıyor ev satın alıyor, evde temizlik yaparken temizlik malzemesi tüketiyor, uçak, gemi bileti alıyor, bankadan para havale ediyor alıyor, vs. Turist ne yapıyor? Otelde konaklıyor, tüketiyor, yemek yiyor, içiyor, müze ören yerlerine gidiyor, suvenir eşyası alıyor, geziyor, görüyor ve ülkesine döndüğü zaman arkadaşlarına tavsiye ediyor. Ekonominin çarkları işte bu şekilde dönüyor. Aslında birbirimizin de müşterisi oluyoruz bir şekilde. İşte o yüzdendir ki bu iki sektörün adamıza koyduğu toplam finansman bir yılda bir buçuk milyar doların üzerindedir ve bu ülkenin en büyük can damarlarıdır. Kuzey Kıbrıs ve Türkiye turist profili orta düzey turistler yani orta direk misafir profili olduğuna göre genel itibar ile bu misafir profili yani (target market) dişinden tırnağından kesecek para bulamayacağı için tatile de istese de gidemeyecek. Ne yazık ki belki 2020 değil, önümüzdeki yıl bile bu salgının ne şekilde seyredeceğini de tahmin edemeyeceğimiz üzere maalesef küçüklü büyüklü iş yerleri, şirketler, aileler bile sadece tek bir şeye odaklanmalıdır. Sadece ayakta kalmaya ve mevcut konumumuza en az zarar ile atlatacak tedbirleri almaya yönelmeliyiz. Sadece kamu çalışanlarının maaşlarının düşünülmesi (memur devleti zihniyetinde çalışarak ve ona göre çalışmaların yapılması tüm toplumda büyük bir güven kaybının oluşmasına sebebiyet verecektir.) 

Yeni misafir profiline hazır olun

Toplu yerler, büyük plajlar, deniz kenarları, büyük restoranlar, oteller, hijyen kurlarını daha fazla arayacak. Butik işletmeler, “go green“ yani doğayı yeşili koruyan, ona göre işletme sistematiğini geliştiren tesisler ön plana çıkacak. Örneğin HACCP ( Hazard Analysis On Critical Control Point) temizlik kurallarını ve modellerini uygulayan sertifikalı işletmeler ve personel tercih edilecek. Yeni bir turizm dünyası kurulmaya başlanacak ve ülke olarak Kuzey Kıbrıs buna hazır olmalı. Çözüm var mı? Evet var, bilinçli turizm dünyasının dinamiklerini bilen, uluslararası kuralları uygulayabilecek kabiliyette kişilerden faydalanmak bu ülkenin yönetiminde olan kişilerin ajandasının en önemli adımları olmalı. Nedir bu adımlar? Mevcut Turizm ve Çevre Bakanlığı devletin verdiği teşkilat yapısı buna müsait olmadığından dolayı turizm siyaseti kısır bir döngüde kalıyor. Bu yıl iç turizme yönelme yılı, ama esas mesele aşağıda belirttiğim konular. 

Turizmde devletin atması ivedi adımlar ve çareler 

1- Turizm sektöründe icraatın içinden gelen kişilerin oluşturacağı bir bilim kurulu yerel üretim ve yerli istihdam projelerini takip edecek, turizm lise, okul, üniversite kalifiye personel yetiştirilmesi ve sektöre yerleştirilmesi süreçlerini koordinasyon sağlanması, bölgesel yerel üretimlerin (gıda, meyve sebze, hatta küçük yerli sanayi üretimi konularında temizlik malzemesi teşvik kapsamında olan, endüstriyel üretim vs.) 

2- Turizm ve Çevre Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak olan dinamik bir Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı. (Turizm Örgütünün yerini alacak Türkiye’nin de geçen yıl 2019’da oluşturduğu bir yapı.) 

3- KKTC ve TC arasında yapılacak olan Ekonomik İşbirliği Protokolündeki turizm maddelerinin takip ve koordinasyonunun yürütüleceği idari bir mekanizma oluşturulması.
Önümüzdeki hafta bu başlıkları daha geniş sizler ile paylaşacağım. 

Güncelleme Tarihi: 12 Nisan 2020, 11:54
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473