Güney Kıbrıs’ın iktidar partisi DİSİ Başkanı ve Rum yönetimi başkan adaylarından Averof Neofitu, Kıbrıs sorununu ‘içerisinde bulunduğu bataktan çıkarmak’ için güvenliği ve enerjiyi doğru değerlendirmeleri gerektiğini söyledi.

   Althia gazetesi Neofitu ile yaptığı özel söyleşiyi manşetten “Güvenlik ve Garantilerin Çözümü İçin Önerim Var… İki Kayığa Binmeye Son… ‘Bağlantısız’ Politika Efsanesi Bitti… Kıbrıs Sorununun Bataklıktan Çıkması İçin Net, Pastoral ve Cesur Öneriler ” başlık ve spotlarıyla aktardı.
   Neofitu, Rusya’nın Ukrayna saldırısı nedeniyle yaşanmakta olan uluslararası krizde, uluslararası konjonktürü ve meydana gelen büyük değişimleri doğru algılayabilmeleri halinde, bunlara eşlik edecek fırsatları da fark edebileceklerini söyledi.
   Kıbrıs sorununun çözümsüz kalması nedeniyle bölgedeki yatakların değerlendirilemediğini, çözümün bölgenin normal beslenmesi kapılarını açacağını ve bütün komşu ülkelerin faydalanması şartlarını yaratacağını kaydeden Neofitu, “enerjiyi ve güvenliği doğru değerlendirebilirsek çözüm yönünde yeni bir dinamik oluşur” dedi, özetle şöyle devam etti:
   "Müzakerelerdeki ana engeli, garantiler sorununu, Kıbrıs’ın derhal NATO’ya üyelik başvurusuyla kaldırmamızı öneriyorum. Elbette Türkiye karşı çıkacak. Ancak dinamik halen başlamış olacak ve çözümle birlikte, Türkiye de dahil bütün komşu ülkelerimiz enerji denklemine girecek.  ‘Bağlantısız’ politikalar çıkmaz döneminin geçtiğini anlamak zorundayız. Artık iki kayığa binemeyiz. Aksine suları karıştıracak bir inisiyatif stratejisi Kıbrıs Helenizm’ini güvence altına alırken Avrupa’nın, Batı’nın ihtiyacına cevap verecek.
   Ancak Kıbrıs sorununu NATO’da çözmeyeceğiz. Kıbrıs sorunu sadece BM misyonları çerçevesinde, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları temelinde çözülecek.  Ayrıca çözülmemiş Kıbrıs sorunu ile Kuzey Atlantik Paktı’na girebileceğimizi zannedecek kadar saf değiliz.  Bizim tarafın ana endişesi  güvenlik meselesi değil miydi? Bu çerçevede, konjonktürü değerlendirerek, neredeyse bütün Avrupa ülkelerinin ait olduğu Avrupa-Atlantik kurumlarına dayalı olacak yeni bir güvenlik ve işbirliği sistemi önermemizin vakti geldi. Bu yaklaşım konumumuzu,  zayıflatmamakla kalmayacak aksine AB-Türkiye ve AB-NATO işbirliğindeki birçok sorunu çözerek güçlendirecek.”