banner564

Aşık olduğum Hydra Adası

İsmet Esenyel - yorum

Aşık olduğum Hydra Adası
banner598

Yunanistan seyahatim turizm olarak çok fazla beklenti içerisinde olduğum bir gezi değildi. Daha önce 2009 yılında gitmiş ve çok da fark görmemiştim. Aslında Larnaka üzerinden Yunanistan’a gitmek tıpkı Ercan’dan İstanbul’a gitme kadar kolay. Burada kesinlikle tavsiye edeceğim ve veya görüşlerimi bildireceğim turizm anlamında çok önemli saptamalarım var. 
Eğer ki Yunanistan’a 5, 6 günlük bir seyahat düşünüyorsanız kesinlikle yapmayın. Sebebi gerekçesi; dünyanın en önemli buluşma merkezi ve belki de en güzel şehri olan İstanbul’dan sonra Yunanistan sizi çok çekmeyebilir. Özellikle Atina’da geçireceğiniz tam bir gün seyahat sizlere inanın fazlası ile tarihi ve kültürel yerleri görmek anlamında yeterli olacaktır. 
İkinci kez gittiğim Atina’da sadece Akropolis dışında göreceğiniz farklı bir etkileyici tarihi ve kültürel yer ne yazık ki bulunmamaktadır. Tarihi müze dışında, özellikle 60 ve 70 yıllardan kalma binaları ile Atina son derece İstanbul’a göre veya gittiğim diğer Avrupa şeylerine göre çok geride kalmaktadır. Özellikle 2010 ekonomik buhranının hala daha izlerini görmek mümkün. Yeni yeni yapılmaya başlayan alışveriş yerleri özellikle “ Plaka ve Monastriki caddeleri dışında gezilecek çok yeri de yok. Ancak Akropolisi çıktığınız zaman öylesine müthiş bir enerji ve tarihi derinliğe dalıyorsunuz ki; sadece burasının neden 100 binlerce turistin akınına uğradığını da gözlemeden duramıyorsunuz. Tavernaları, eğlenceli mekanları ve kafeleriyle Athena medeniyeti Avrupa ülkelerinin gerisinde yakalamaya çalışan bir turizm destinasyonu gibi. Restoranlarında geleneksel tatları görerek ve özellikle turizm açısından hizmet kalitesini hissederek buralardan makul fiyatlara günlük yiyecek içecek ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Sokak lezzetleri( Street Food ) anlamında öylesine başarı merdivenlerini tırmanıyorlar ki uluslararası isim yapmış Starbucks, Mc Donald’s gibi yerler bu bahsettiğim Sokak lezzeti satan dönercilere ( Giros ) veya lokal kafelere yenik düşmüş durumda. Öylesine bir sıra kuyruğuna giriyorsunuz ki gerçekten şaşırmamak elde değil. Fiyatları nispeten bu yukarıda bahsettiğim verilere göre; ayrıca güzel restoranlara göre çok çok daha makul. Bu tabii ki sizlerin beklentileri ile de alakalı. 

Gelelim aşık olduğum Hidra adasına 

Öncelikle yüzölçümü ve nüfusuyla alakalı olarak herhangi bir yanlışa sebebiyet vermemek adına Wikipediadan sizlere direk bilgi aktarma ihtiyacı hissediyorum. 
“Hydra (İdra) adası, Yunan adaları içinde belkide en etkileyicisidir, Saron Körfezi‘nin kalbinde yer almaktadır. Türkçe adı İdra ama bazı kaynaklarda Eşek Adası olarak da anılmaktadır. Hydra’nın popüler bir tatil yeri olmasının ana nedenlerinden biri, Atina’ya yakın olan yunan adalarından biri olmasıdır, yolculuk sadece 2 saat sürmektedir. Atina’ya bir şekilde yolunuz düşerse, İdra adasını da ziyaret etmeyi unutmayın. Hadi bakalım Hydra adasını keşfetmeye hazır mısınız? İdra adası nerededir, nasıl gidilir, gezilecek yerleri, Hydra adasında ne yapılır, plajları, şirin köyleri, nerede kalınır, tavsiye ettiğimiz otelleri, bu güzel Yunan adası ile bir çok bilgiyi bu sayfamızda bulacaksınız.
Hydra (İdra) adasını diğer yunan adalarından ayıran en büyük özellik, adada motorlu taşıtların olmaması (Belediyeye ait bir kaç küçük araba görebilirsiniz). E tabi bir şekilde ada içerisinde ulaşım gerek. O da eşekler ile gerçekleşiyor. İlginç değil mi? Yaklaşık 2 bin 800 nüfusa sahip olan adayı özel kılan ise Kanadalı meşhur şarkıcı Leonard Cohen’in de evinin bulunması. “A girl in black” ve “Boy on a dolphin” filmleri de Hydra adasında çekilmiştir. Aslında bir çok sinema filminin bazı sahneleri buradaki plajlarda ve köylerde çekilmiş. “ 
Nasıl gidilir ? 
Günübirlik “Athens day Cruises “ web sitesinden kendi rezervasyonunuzu dilediğiniz gün de ayırabilirsiniz. Cosmos Gemisi ile yapılan üç adaya ki bunlar “Hidra , Poros ve Egina “ adaları sadece 120 Euro verilerek sabahleyin Marina Delta Kallitheas’tan kalkarak çok makul bir seyahat gerçekleştirebilirsiniz. Kesinlikle tavsiye edeceğim ve Atina merkezli gidip gelebileceğiniz bu üç adanın içerisinde ve öğlen yemeğinizde dahil yapacağınız seyahat sizlere Atina’da yaşadığınız biraz hayal kırıklığını sonlandıracaktır. Sabah sekizde başlayan bu günübirlik üç ada ziyareti akşam saat 19.30’da son bulmaktadır. 
Yaklaşık 3,5 saat sonra vardığımız “ Hidra “ adasına ilk girerken sanki bir Picasso 
Tablosundan fırlayan evlerin ve küçücük sahil kasabanın silueti ile karşılaşıyorsunuz. Öylesine tertemiz sokakları, küçücük motel ve butik otelleri ayrıca restoranları ile sizlere merhaba diyor ki buradan ayrılmakta zorlanıyorsunuz. Bir ada ve turizm insanı olarak buralara gittiğiniz zaman buradaki nüfusun turizmden nasıl ekmek yediğini hissediyor ve gözlemliyorsunuz. 
Son derece özenle yerleştirilmiş oturma grupları restoranlardaki sandalyeler masalar, renklerin uyumu o kadar güzel ki gemi ile bu yerden ayrılırken adeta kalbinizi de burada bıraktığınızı anlıyorsunuz. Ayni Büyükada’da olduğu gibi kesinlikle hiçbir taşıtın kullanılmadığı bu küçücük ada kendisini haklı bir popülarite kazandırmış durumda. Özellikle ellili yaşlardan sonra buraya gelip de sakinliğine hayran olmamak ve adeta ömrünüze ömür katar hissiyatına katılmamak elde değil. Daha sonra Poros adasına ve en sonda antepfıstığının Toprakları denilen Egina adasına yaptığımız diğer gemi yolculuğumuz ne yazık ki bizlere Hidra adasında aldığımız tadı vermedi. Bu iki ada daha büyük, daha fazla gelişmiş, motorlu araçların kullanımının olduğu , nüfuslarının daha fazla ve daha bir turistik olmalarına rağmen “ Hidra “ adasının kalitesini asla bizlere hissettirmedi. 
Sonuçta cuma pazar yapacağınız bir hafta sonu kaçamağı güzel. Atina ve bu üç ada ziyaretiniz için fazlası ile yeter de artar bile. Ancak biraz daha uzağa; yani Mikonos ve Santorini güzelliklerini de göreyim derseniz bir gün daha fazla kalmanız gerekecek. Daha da fazlası; buralara yapacağını seyahat; daha bir yorucu; daha bir uzak ve cebinizi biraz daha fazla zorlayabilir. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474