Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar ile görüşen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum tarafının mülkiyetle ilgili tutuklama siyasetini eleştirerek, bu uygulamalara son verilmemesi halinde görüşmelerde ilerleme olamayacağını söyledi. Tatar, Holguin’in 3’lü görüşme önerisini de reddetti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar ile baş başa görüştü.
Cumhurbaşkanlığında saat 10.30’da başlayan görüşme yaklaşık bir buçuk saat sürdü.
Görüşme sonrası ilk olarak BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Holguin, ardından Cumhurbaşkanı Tatar basına açıklama yaptı.
Guterres'in Ekim 2024'te New York'ta yapılan gayri resmi buluşmada da ortak zeminin olmadığını ifade ettiğini, bunun iki devletin iş birliğiyle neler yapılabileceğinin konuşulmasına zemin yarattığını kaydetti.
Tatar daha önce Mart ayında Cenevre’de uzlaşılan altı başlıkta ilerleme sağlanması ve Temmuz ayı sonunda yapılması planlanan geniş katılımlı toplantıya hazırlık yapılması gerektiğini Holguín'e ilettiğini söyledi.
Tatar, Ekim ayında New York'taki yemekte, Kıbrıs Rum tarafının mülk meselesiyle ilgili insanları tutuklayıp, terörize ederek baskı unsuru yaratmaya çalışmasını tasvip etmediklerini ifade ettiğini belirten Tatar, bu görüşmede de Guterres'in konuya hassasiyet gösterdiğini anlattı. Tatar aynı konuyu Mart ayındaki Cenevre görüşmelerinde de gündeme taşıdığını hatırlattı.
İş birliği konuşuluyorsa ve Kıbrıs’ta yeni bir atmosfer oluşmaktadır ifadelerine saygı gösterilecekse mülkiyet konusunda böyle bir yaklaşımın asla kabul göremeyeceğini dile getiren Tatar, bu davranışın yapılan çalışmaları baltalayacağını vurguladı.
“Rum tarafının saldırıları artarak devam ediyor”
Cumhurbaşkanı Tatar ilgili toplantıda bu konuyu gündeme getirdiğinde Hristodulidis'in sessiz kaldığını kaydetti. Mart'tan bugüne işin boyutunun değiştiğini, “terörize hareketlerin” artarak devam ettiğini söyleyen Tatar, diğer konularda ilerleme kaydedilmesi ve Temmuz'da gerçekleşecek olası toplantının anlamlı olması için bu "terör faaliyetlerinin" durması gerektiğini vurguladı.
“Asıl mağdur Kıbrıslı Türkler”
Görüşmede, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüye dayalı siyasetini kararlılıkla sürdürdüğünü dile getirdiğini kaydeden Tatar, son dört buçuk yıldır izlenen bu politikanın Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin tam desteğine sahip olduğunu ifade etti.
Tatar, mevcut küresel konjonktürde, güvenliğin korunması ve sürdürülmesinin daha da önem kazandığını söyledi. Bu süreçte Kıbrıs Türk tarafının, her zaman olduğu gibi, temas ve diyalog zemininde hareket etmeye devam ettiğini belirten Tatar, Kıbrıs’ın geleceğine yönelik, her iki halkın da faydasına olacak çalışmaları sabırla ve cesaretle yürüttüklerini aktardığını da belirtti.
Tatar, esas mağduriyetin son 60 yıldır Kıbrıs Türk halkı tarafından yaşandığını da dile getirdiğini vurgulayarak, Kıbrıslı Türklerin hala ambargo ve izolasyonlar altında yaşam mücadelesi verdiğini söyledi.
Görüşlerimi Guterres’e iletmesini istedim
Görüşmede Holguín’e, özellikle mülkiyet konusundaki yaklaşımın Kıbrıs Türk tarafında büyük üzüntü yarattığını ve bu tutumun samimiyetsizlik içerdiğini dile getirdiğini söyleyen Tatar, Holguín’e bu konuyu Guterres’e iletmesini istediğini belirterek, “Bu konunun tolere edilecek bir tarafı yok. Eğer bu düzeltilmezse, diğer konuların sağlıklı bir şekilde görüşülmesi de mümkün olamaz” dedi.
Sınır kapılarından 2024’te 8 milyon geçiş yapıldı
Geçiş kapıları konusuna da değinen Tatar, 2024 yılında sekiz milyon geçiş yapıldığını, bunların yarısının Metehan Kapısı’ndan gerçekleştiğini vurguladı. Tatar, bir kapıda böylesi bir yoğunluğun sürdürülebilir olmadığını ve Lokmacı Kapısı’nın kapasitesinin de yetersiz kaldığını kaydetti.
Haspolat ve Akıncılar kapıları açılabilir
Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılabileceğini belirten Tatar, bu kapıların Metehan’daki yoğunluğu azaltacağını ve iki taraf arasında ulaşımı rahatlatacağını söyledi. Bu önerilerini haritalarla destekleyerek Holguín’e sunduğunu ifade eden Tatar, Rum tarafının önerdiği kapının gerçekte geçiş kapısı değil, koridor şeklinde planlandığını ve bu durumun samimiyetsizlik içerdiğini dile getirdi. “Geçiş kapısı” niteliği taşımayan bu önerilerin düzeltilmesi gerektiğini Holguin’e açıkça ifade ettiğini aktardı.
Bir kapı 2 milyon dolar
Her bir kapının açılmasının iki taraf için de yüksek maliyet barındırdığını söyleyen Tatar, “Her bir geçiş kapısının açılması en az iki milyon dolarlık bir yatırım gerektiriyor. 24 saat görev yapacak polis, gümrük görevlileri ve teknik personel düşünülmeli” diye konuştu.
Tatar, her iki tarafın yararına olacak gerçekçi düzenlemelere açık olduklarını ve bu tür yapıcı önerilerin Kıbrıs Türk tarafı tarafından kabul göreceğini belirtti. Samimiyetlerini bir kez daha vurguladıklarını söyleyen Tatar, Holguin’e süreci sürdürme çabaları ve iki taraf arasında diyalog ile iş birliği kültürünün gelişmesi için gösterdiği çaba nedeniyle teşekkür etti.
Fidan’la görüşecek
Tatar, Holguin’in Atina’dan Ankara’ya geçerek Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşeceğini belirtti.
“Sorunlar düzelmeden üçlü görüşme kimseye fayda sağlamayacak”
Rum Lider Nikos Hristodulidis ile Holguin huzurunda “üçlü görüşme” yapma konusunda basında bazı haberler yer aldığına işaret eden Tatar, buna gerek olmadığını, mal-mülk meselelerinden dolayı büyük bir rahatsızlık olduğunu ve bu konular düzeltilmeden üçlü görüşmenin kimseye fayda sağlamayacağını ifade ettiğini söyledi.
Tatar; mülkiyet gerekçesiyle son günlerde Rum Yönetimi'nde yapılan tutuklamalara karşı BM’nin tutumuna ilişkin bir soruyu yanıtında, “Birleşmiş Milletler bu işi tasvip etmiyor” ifadesini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 27 Mayıs 2025, 09:56
Kıbrıs Türk tarafının, her zaman olduğu gibi, temas ve diyalog zemininde hareket etmeye devam ettiğini belirten Tatar:
Eeeeee ne dediğini biliyor mu!
Yoksa oynatmaya az mı kaldı?