banner564

Kuyuya teslim edildiler

Kıbrıs’ın en gözde, en tarihi bölgelerinden; orkide cenneti Hisarköy, Geçitköy barajına sadece 800 metre mesafede ama susuzluktan kırılıyor

Kuyuya teslim edildiler
banner598
Sonuç CEVİZCİ
Oldukça ilginç bir geçmişi var Hisarköy'ün... Orkideleri ile turistik cazibesi, çok zengin bir kültürel geçmişi var... Doğası kadar tarihi de çok zengin... Lüzinyanların, Venediklilerin, Osmanlıların ve de Maronitlerin yaşadığı bir köy... Köydeki bazı Türkler Osmanlı döneminde Trakya'dan göçmen gelmiş... 
KKTC’yi yönetenlerin hiç uğramadıkları bu köyün nüfusu sürekli azalıyor... Bunun en önemli nedenleri; gençlere kırsal arazi verilmemesi, hayvancılığın yok edilmesi ve hepsinden önemlisi susuzluk... Asrın Projesi sayesinde dolup, taşan Geçitköy barajına sadece 800 metre mesafedeki bu köye hala su götürülmediği için, insanlar kuyu suyu kullanmaya devam ediyor...
Diyaog Halk Meclisi 38’inci toplantısınıu işte bu güzel köyde gerçekleştirdi.  Lapta’ya bağlı 200 nüfuslu köyde büyük sorunlar var. Lapta Belediye Başkanı’nın su fiyat politikasının yoğun olarak eleştirildiği programda, siyasilerin ilgisizliği de sert sözlerle eleştirildi. 
Türkiye’den gelen suyun köye ulaşmadığını köydeki su rezervlerinin kullanılmasına rağmen suyun tonuna 5.75 TL ödemek zorunda bırakıldıklarından şikayetçi olan köylüler, bu soruna bir çare üretilmesini istiyor. 
Köy meydanında gerçekleştirilen programa Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fazilet Özdenefe, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Zorlu Töre, bazı Lapta Belediyesi üyeleri ile bölge ve köy halkı katıldı. Programda söz alan konuşmacılar şunları aktardı:

Can Polat Şemi / Hisarköy Muhtarı: 
Yılda bir kere yaptığımız festivalde derneğimizin yaptığı aktivitelerle köyümüzü tanıtmaya çalışıyoruz. İçme suyunun verilmemesi köylüde büyük huzursuzluk yaratıyor. Suyun fiyatı 5 TL. Kendi suyumuzu niye bu paraya satın alıyoruz diyor. Bizden sonraki nesil köyde kalmıyor artık. Kıbrıs Türk halkı olarak 60 yıllık kooperatifçilik geçmişimiz var. Köylünün, çiftçinin kooperatifi siyasilerin elinde batırılmaya çalışıyor. Halkın eline verilirse siyasiden kurtulup başka kooperatife ihtiyaç kalmayacak. Köyün iki bölgesine kırsal kesim projesi yapıldı ve araziler açıldı. Dönemin İçişleri bakanına arazilerin köyden uzak ve altyapısı olmadığını bildirdik eğer o araziler verilirse ayrı bir köy oluşacağını dile getirdik. Yerleri açacağım başka köy yapacağım adını da İslam köyü koyacağım cevabını verdi.

Osman Mısırlısoy / Çamlıbel Muhtarı:
Bizim ülkede en büyük sorun siyasilerdedir. Ülkede adalet yok, insanların moralini bozan da bu. Belediyenin 5-6 ay önce yolsuzluk bulduğu ortaya çıktı. Belediye başkanı çıktı dedi Sayıştay haddini aştı. Konu kapandı. Yasalar garibanlar için vardır. Böyle devam ettiği sürece aynı kalır her şey. Umut vaat eden hiçbir şey yok ülkede. Su geldi geleli arıtma bizde olmasına rağmen Çamlıbel susuzdur. Depolar yetersiz kalıyor. Depolar arası su aktarımı var bize en son geliyor. 

İrfan Işıksal: 
1965 -74 yılları arasında Hisarköy ileri karakoldu. Tepebaşından göç edildi buraya göçmen yatağı oldu. Bu insanlar boğaz ve Lefkoşa sancağı ile irtibatı çerisindeydi yıllarını verdiler. Birkaç kişi kaldı eskilerden. Bu insanlar çok çekti. Bölgede kaç tane milletvekili var burada olanlar ortadadır. Suyum 9,5 TL’ye akıyor. Hangi para ile ödeyecek insanlar bu su parasını? Hayvancının çitçinin ne çektiğini çok iyi biliyoruz. 

Halil Zeybekoğluları: 
Herkes komşu köylere gidiyor. Biz eti 50 liraya yiyoruz Güney’de 32 TL geliyor kilosu. Paranızı Rum’a vermeyin diyorlar, e kendileri nereye veriyor aldıkları parayı. Büyük sorunlara devletin el atması lazım. Bu ülkeyi idare edemeyiz, hükümet olamayız. Aybaşı gelsin maaş alalım diye oturuyoruz. Hükümet yollamaz kimseyi köylere gitsin toplumla ilgilensin. Her alanda sorunlar var. Anavatandan su geldi ama piyasada yok. Köyün eskiden kalma suyu var oradan içiyoruz suyu. Kuyumuzun yanına da geldi biri tuvalet kuyusu yaptı. Belediye halledemedi bu sorunu. Su içilir dedi başka bir köylü tahlil yaptırdı içilmez çıktı. İskan Bakanlığına sesleniyorum erken zamanda köyümüzün kırsal arazi sorununu çözsün. 

Ergün Aysal: 
Son 10 yılda bu hükümete gelmeyen parti kalmadı kimi neyi eleştirelim? Gelen giden birbirini tamamladı bu ülkede çok bir şey değişmedi. Geçen yıl yolumuz çok kötü bir hal aldı. Kışın asfaltlama çalışması oldu ikinci etabı yapılmadı. Yol nadas tarlaya döndü. Yılmazköy’le aramızdaki yol kış aylarında geçilmiyor. Okulların hali ayrı bir durum.  İnşaatlar okulların açılmasına yakın başlıyor nasıl bitecek? 

Fazilet Özdenefe  / CTP milletvekili: 
Bölge sorunlarında insanlar çok haklı. Ağıllar sorunu var bölgenin bunlarla ilgili çalışmaların hızlandırılması gerekiyor. Su konusunun plansız programsız yapılması suyun birçok noktalara gitmemesi ve fahiş fiyatlarla gitmesini doğurdu. Buğday iyi fiyatlara ihraç edildi ve bugüne kadar ödenmemesi ile ilgili geçerli bir açıklama yapılmadı. Et ithali ile ilgili olarak da ciddi rahatsızlık verici plansız programlar var.  Arazi dağıtımında bugüne kadar çok büyük hatalar yapıldı. Alındı el değiştirildi, yıllarca elde tutuldu. Şehirlerdeki sıkışıklığı azaltmamız gerekiyor, gençleri bu tarafa çekelim ki kalkınsın köylü kesimi de. Sosyal konutlara ve ihtiyacı olan bütün gençlere fırsat verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Muhit Nalçakanoğlu:
Köyümüzün bir kısmında geçim küçükbaş hayvancılık ile yapılmaktadır. Ancak bütün toplantılarda sanayicisi, kasabı kendine göre şikayetçi. Süt sanayicileri ve kasaplar zenginliğine zenginlik katarak devam ediyor tek suçlu olan günden güne yok olmaya giden parası ezilen çobandır. Hastalıklara kendisi mücadele etmek zorundadır. Esas ekonomik kayıp sebeplerinden bir tanesi Scarpi visna ve tüberküloz hastalıklarıdır. 

Mehmet Uzunboylu:
Programda vekillerden bir tane var, belediye başkanı yok, Girne Kaymakamını tanıyan yok. Vekiller ortada yok. Görevlerini bilmiyorlarsa gelmesinler. 

Tarcan Çelikkanat:
Köyümüze bir yol yaptılar geçen yıl banketi yok, adeta ölüm yolu. Hükümet bekliyor herhalde birileri ölsün yolu yapmak için. Bakan gelip kontrol etti mi acaba? Her dönem müracaat yapıyoruz kırsal kesim arsası için kimse ilgilenmez. Bakalım seçimlerde nasıl gelecekler köye? Hiçbir şey değişmez bu düzende. 

Cemal Darbaz:
Bir arpa boyu yol kat etmiyoruz sebebi de bizi idare edenlerden kaynaklanıyor. Kıbrıs halkının sözünün eri idarecilere ihtiyacı vardır. Su konusunda bütün belediye başkanları yalan konuşuyor su konusunda suçu hükümete atıyorlar fiyatlar konusunda. Suyun barajdan belediyenin deposuna kadar olan sorumluluk DSİ’nindir depolardan sonraki sorumluluk belediyenindir. İsterse beleş verir kimse karışamaz. Kimse halkla dalga geçmesin. Son günlerde et konusu gündeme geldi. Hayvancı kasaba 7 çeşit hayvan verir; kuzu, oğlak, keçi, koyun, düve, inek, tosun. Ama kasaptan üç çeşit hayvan alıyor tüketici. Koyunun kilosunu 5 TL’ye verir kasaba hayvancı, kasap kaç paraya satıyor? Şu anda koyun ve keçi etlerinin 13-14 TL’ye satılması lazım fakat halk 45- 50 liraya yiyor. Bakanlığın bu durumda denetim yapması gerekiyor. 

Durmuş Akınal:
Arabamın muayene ve seyrüseferini yapmak için Araç Kayıt Dairesine gittim, durum içler acısı. Sistem bozulmuş, bir kişinin dahi işlemini yapmadılar. Ertesi günü gittim 857’inci numarayı aldım saat 2’ye kadar bekledik kavga dövüş yaşandı. Kimse gelip bakmadı bu insanları hali nedir diye. İnsanlar trilyonlarca para akıtıyor bu ücretler için yollarda hayır yok. Bütün yollarımız kötü 

Emre Efendi:
Belediyeler suyu 2.30’a alıyorlar ama tamamı barajdan gelmiyor. Ciddi kısmı köylerin yerel kaynaklarından geliyor o suyu damı 2.30’a alıyorlar?  Ülkedeki en pahalı su fiyatı bizdedir. Diğer bütün hizmetlerde en pahalı belediye ücretleri bizdedir.  Yerel kaynaklardan 10 kuruşa alınan su neden 1.65’e satılıyor? Belediyeler ekonomik çıkmaza girdiği için ceremesini halk ve çalışanlar çekmemelidir. Çalışanların maaşları bir ay geriden geliyor. Halkın mutsuzluğunu çözmek için özelde belediye genelde hükümet? Hayır, insanların mutlu olması için düşünce yok. Hayvancı battı batıyor. Vizyonsuz ve fütursuzca yönetilmemeli halk. Daha güzel günler göreceğiz inşallah. Alınan devlet katkı payı sadece çalışanların giderlerini giderecek miktarda bir paradır. 

Zafer Hüray: 
Su konusunda 2. 30’a alınan ve yerel kaynaklardan 20 kuruşa alınan su bize 5,5TL’den satılıyor. Alsancak dibimizde 4,20’ye Paşaköyde 3,5 TL’ye satılıyor. Bu nasıl olur? Devlet katkısından alınan maaştan mı ödenir çalışanlar yoksa bizim ödediğimiz su parasından mı? Seçimlere 10 ay kaldı yatırım olarak düşürecek herhalde suyun fiyatını. 

Berran Çin:
Doğma büyüme buralıyım. Ne bir sosyal aktivite var, ne de başka bir şey. Bir saha var o da toprak. Her yaz saman ve arpaları sahaya koyuyorlar. Sahanın kale tarafını arkadaşlarla temizledik bütün arpa samanı koydular oraya oynayacak yer kalmadı. Daha fazla aktivite yapabileceğimiz alanlar istiyoruz.

Zorlu Töre: 
Bu köyde gençlere arsa verilebilir. İhtiyacı olan gençlere verilmesi gerekir arazilerin. Eşdeğer malını alamayan insanlar vardır. Rezerv arazi bu bölgede vardır ve eşdeğer arazilerini alamayanlara arazileri verilmelidir. Hayvancılıkla uğraşan insanlara öncelikli olarak arazi verilmeli ekim yapabilmesi için. Bu ülkede küçükbaş hayvancılığı geliştirmeliyiz. AB’de küçükbaş sütü olmadan hellim yapmanın kotası vardır. Biz de uygulanmıyor prosedür. Daha ciddi bir devlet yönetimi olması gerekir. Bölgeler de olan emirnamelerin süratle kaldırılması gerekir. Kooperatifçilikte siyasetten uzak üreticiye yönelik, köydeki üretici ve tüketiciyi düşünen insanlara kredi sağlanması yönünde kararlar üretilmesi gerekiyor. Geçitköy barajındaki suyun bölgelere neden dağıtılamadığının araştırılması gerekir. Biz de dünyada uygulanan kuralları burada uygulayalım dediğimizde veryansın oluyor.

Güncelleme Tarihi: 04 Eylül 2017, 10:13
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474