Kıbrıs Barış Harekâtı’nda amfibi birliklerin adaya ilk kez ayak bastığı ve ilk şehitlerin verildiği Yavuz Çıkarma Plajı; iki yıl önce KKTC bakanlar kurulu kararıyla, otel yapılmak üzere özel iki şirkete kiralanmıştı.
Yaklaşık 19 dönüm olan arazinin Altınbaş Holding’e bağlı 2 ayrı şirkete (bir tanesi Kennedy Trading) kiralandığı yönündeki haberler üzerine, o dönem UBP-DP hükümetini eleştiren Özersay
“Çıkarma Plajını bir tamam kapatacak şekilde Bakanlar Kurulu kararıyla izin vereceksiniz ve sonra da milli değerlere sahip çıkan iki parti olarak Şafak Nöbetini herhalde Beşparmaklarda tutacaksınız” diyerek, karara sert tepki göstermişti.
Hüseyin Özgürgün’ün Başbakan olduğu UBP-DP koalisyon hükümeti döneminde alınan Bakanlar Kurulu kararı sonrasında ortaya çıkan tepkiler üzerine söz konusu araziyle ilgili herhangi bir kira sözleşmesi yapılmamıştı. Ancak Bakanlar Kurulu kararı da iptal edilmemişti. Özersay dün yaptığı açıklamada “Biz bu kararı iptal ettik” dedi.
İki yıl önce şiddetle eleştirdiği bu kararı, koalisyon ortağı olarak iptal eden Özersay dün yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“İki yıl önce Yavuz Çıkarma Plajı olarak bilinen bölgenin 30 yıllığına bir şirkete kiralanması ve ertesinde yaşanan tartışmaları anımsayacaksınızdır. Bakanlar Kurulu’nda alınan tartışmalı bu karar daha sonra önce Meclis’te ardından da kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olmuştu. Kıbrıs Türk Halkının hassasiyet gösterdiği ve tarihimiz açısından bu denli önemli olan bu bölgenin kiralanması kararı gelen tepkiler üzerine uygulanmamış ancak iptal de edilmemişti. Yani Bakanlar Kurulu kararı yürürlükte kalmış ancak uygulanmamıştı.
Farklı kurumların bu karara karşı çıkması, kamuoyunda bir tepki oluşması ve Meclis Komitesinin bu arazinin tarihi ve doğal sit alanı ilan edilmesi yönünde oybirliği ile almış olduğu karar, Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasını engellemiş ancak bahse konu karar iptal edilmemişti. Zaman zaman “siyasi konjonktür uygun olursa uygulamaya koyacakları için iptal etmiyorlar” iddiası ortaya konulan bu kararları incelemeye aldık.
Vakıflar Örgütünün Ekim ayında aldığı bir kararla yaptığı talep üzerine dün itibariyle Hükümet olarak bahse konu kiralamaya dair 2017 yılında alınan ilgili Bakanlar Kurulu kararlarını İPTAL ettik.
Şeker Sigorta dosyası
Özersay dün sosyal medya hesabından yaptığı “Vatandaş soruyor” başlıklı ikinci açıklamasında Şeker Sigorta dosyasıyla ilgili gelişmeleri aktardı.
İşte o paylaşım:
“ Önceki yönetim kurulu döneminde kurumu zarara uğrattığı iddia edilen usulsüzlük ve hukuksuzluklarla ilgili olarak ne aşamadayız? Bazı şeylerin ilerlemesi için takipçi olmak ve kamuoyunu da bilgilendirmek önemlidir diye düşünüyorum.
Konuyu Polis Teşkilatımız üzerinden takip ettik. Başbakan Yardımcılığı olarak hem yazılı hem de sözlü sorduk. Polisimiz kurum müdürünün ve personelin ifadelerini aldı, bazı belgeleri emare olarak aldı ve süreç ilerledi. Yaklaşık iki hafta sonra bahse konu dosya ile ilgili olarak polis tahkikatı tamamlanıyor, ardından olası suç unsurları çerçevesinde konu mahkemeye taşınacak.
Hatırlanacağı üzere 2018 Ağustos ayında dörtlü koalisyon döneminde atamış olduğumuz yönetim kurulu, görevi devraldığında önce mali tabloyu incelemiş ve bazı usulsüzlük ve hukuksuzluklara rastlamıştı. Bu çerçevede hemen bir rapor hazırladılar. Ardından da hükümet olarak bizim de desteğimiz ile polise giderek şikayette bulundular. O dosya rafta kaybolmadı ve tozlanmadı, takip ettik, hem önceki hükümet döneminde hem de bu hükümet döneminde.
Hazırlanan o raporda yer alan iddialardan bazıları şöyleydi: Sigortası bitmiş olan araçlara ödeme yapılması; birden fazla ödeme yapılması; kiralık araçların yönetim kurulu üyelerinin kullanımına verilmesi; kiralık araçların usulsüz şekilde seçim dönemlerinde kullanılması; 2013’ten 2018 yılına kadar beş yıl boyunca genel kurul yapılmamış olması ve dahası. Bunların ve dahasının ne oranda doğru olduğu, tahkikat sonucunda suç unsurlarının neler olacağı yakında ortaya çıkacak.
Kamuoyunun bilgisine
