Yunanistan’ın Güney Kıbrıs’taki yeni büyükelçisi Theoharis Lalakos oldu.
Lalakos’un, Rum Başkanlık Sarayı’nda düzenlenen törende, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e güven mektubunu sunduğunu yazan Alithia gazetesi, Lalakos’un törendeki konuşmasına yer verdi.
  Lalakos, konuşmasında “Kıbrıs sorununun çözümünün ve Türkiye tarafından uluslararası hukuka saygı duyulmasının pekiştirilmesinin, Yunanistan ile Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz bölgesinde karşı karşıya bulunduğu iki büyük sorun olduğunu” iddia etti.
    “İlk ve en önemli sıkıntının, Kıbrıs sorununun çözümü ile Kıbrıs topraklarının 46 yıldır devam eden işgalinin sonlandırılması olduğunu” öne süren Lalakos, “Bunun, Türkiye’nin,Kıbrıs sorununun kalıcı ve işlevsel çözümünün sağlanması için samimi ve yapıcı bir diyaloğa girme konusundaki isteksizliğinden kaynaklandığını” öne sürdü.
   “İstikrarlı hedeflerinin istila ve işgalin kötü etkilerinden kurtulmak ve adanın tüm sakinleri için güvenlik, barış ve refah şartlarının hüküm sürmesi amacıyla BM kararları ile AB normlarına dayanacak bir çözümün sağlanması olduğunu” öne süren Lalakos, “Bu yüzden Yunanistan’ın müzakerelerin BM himayesinde yeniden başlaması çabalarını desteklediğini” söyledi.
   Lalakos “Fakat ne yazık ki Türkiye’nin bu çabaları, yalnızca yeni ve yasadışı şartlar ortaya koyarak değil, Kıbrıs’ın deniz alanları, ara bölge ve Maraş’taki yasadışı ve kışkırtıcı eylemleri aracılığıyla gerilimin tırmandırılması taktiklerinde ısrar ederek sabote etmeyi sürdürdüğünü” iddia etti.
Lalakos’un güven mektubunu kabul eden Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ise konuşmasında, Lalakos’a, iki ülkenin ve daha geniş anlamda Hellenizmin yararına olacak şekilde, Güney Kıbrıs ile Yunanistan arasında ezelden beridir var olan mükemmel ilişkilerin ve kardeşçe bağların daha da derinleştirilmesine yönelik güçlü bir işbirliğinde bulunulmasına ilişkin irade konusunda güvence verdi.
Anastasiadis, Doğu Akdeniz’in karşı karşıya bulunduğu istikrarsızlık ve birçok sıkıntıya bağlı olarak, Güney Kıbrıs ile Yunanistan’ın bölgedeki istikrar ve barışın ileriye götürülmesine dair siyasi iradesinin, özellikle komşu devletlerle ortaklaşa kurdukları üçlü mekanizmalar çerçevesinde, bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesi için üstlendikleri aktif rolle pratikte de kanıtlandığını sözlerine ekledi.