KKTC’nin eski Ekonomi bakanlarından, deneyimli murakıp Derviş Kemal Deniz, pandemiden kaynaklanan sorunların çözümü için plan ve program yapılmadığına dikkat çekerek “Aşı konusunda bile herhangi bir planları yoktur” dedi.
  Deniz, dün gece sosyal medya paylaşımında şu görüşlere yer verdi:
  “Bugünlerde sağlık nedenleri dolayısı ile alınan tedbirlerin yarattığı ekonomik sıkıntıları aşmak için planlar yapıldığı söyleniyor.
Aslında içinde bulunulan ve işyerlerinin büyük bir kısmının kapalı olması durumu bazı şeylerin zamanında yapılmamış olması yani plansızlığa bağlıdır.
Bugün sektörlerin açılması için elzem olan aşı konusunda bile bir plan yoktur.
Böyle bir plan olmadan ekonomik önlem almaktan bahsetmek doğru bir yöntem değildir. 
Önce aşı tarihi ve aşılanacak kişi sayısı belirlenir sonra önlemlerin etkili olabilmesi sağlanır.
Önümüzde atlatılması gereken dokuz ay var. 
Bu dokuz ay içerisinde yurt dışından öğrenci gelecek, turist gelecek deniyor. Böylece insan nüfusu artacak ve ekonomik çarklar dönecek.
Bu beklenti gerçekleşirse güzel. 
Ya gerçekleşmezse.
Allaha şükür Türkiye yine maaşları ödedi diye mi teselli bulacağız. 
Bu neye benziyor bilir misiniz? Hiçbir doğru dürüst meslek ve düzenli gelire sahip olmayan bir gencin devamlı baba parası ile yaşamasına benziyor.
O zaman insana sormazlar mı “Ne kadar devlet oldunuz?” diye.
Ama esas sorun göz ardı ediliyor. Günü kurtarma gailesi ile gelecek tam unutulmuş.
Eylül 2021’de her şey normale döndüğünde işyerlerinin ne durumda olacağını düşünen mi var.
Düşünülecek tek şey Ekim 2021’deki seçim.
Halbuki esas sorun pandemi sonrası işletmelerin ne durumda olabileceğinin şimdiden öngörülmesi.
Bakın size birkaç soru. Bu sorulardan sonra işletmeler ayakta kalacak mı kalmayacaklar mı siz karar verin.
1. Eylül 2021’de kaç tane işletme ayakta kalmış olacak?
2. Devlet İstatistik Kurumuna göre; kaç işletme kapalı, kaç kişi işsiz (özel sektör)?
3. Pandemi sonrası kaç işletme tedarik zinciri içinde kalabilecek? Yani mal satın alabilecek firma veya kaynağı olabilecek mi?
4. Tedarik zinciri dışında kalan ve kalacak olan çiftçi, hayvancı, sanayici, esnaf, otel, restoran, meyhane, bar ve diğer işletmelerin tedarik zinciri içindeki yerini kim alacak? Büyük ihtimalle oluşacak monopol işletmelere karşı ne gibi yasalar geliştirilecek?
5. Kapanan işyerlerinin vergi, sosyal sigorta, ihtiyat sandığı primlerini kim yatıracak? İşsiz vatandaşların emeklilik hakları da mı tehlikeye girecek?
6. Bütün bu olumsuzlukların etkileyeceği finansal ortam dolayısı ile işletmelerin ve şahısların bankalara olan borçlarını kim ödeyecek? Ödenmemesi halinde ne olacak?
7. Küçük ve orta işletmelerin çöküşü ile demokrasimiz ne olacak?
Bu sorulara cevaplar bellidir. Acilen kaynak bulunması ve bunun için 9 ay sonrasının öngörüsü temelinde proje ve plan yapılması gerekir.”