banner564

Batı bölgesi Eko Agro turizm

İsmet Esenyel - yorum

Batı bölgesi Eko Agro turizm
banner598

Yolculuğumuz geçen yazımızda  Akdeniz köyünde bitmişti.
Ne yazık ki yangınlarla büyük tahribata uğrayan Kalkanlı köyü. Güzelyurt ve çevre halkına  yıllardır  piknik bölgesi olarak hizmet veren bu güzelim coğrafya, ne yazık ki şimdilerde kahverengi bir bitki örtüsüne gömülmüş durumda.
Çok iyi  hatırlıyorum; bu güzelim okaliptüs, çam ağaçları ile çevrili, Güzelyurt bölgesi insanlarının gidip dağın içinden çıkan akan pınarı  ile birlikte kebaplarını çevirdiği ve bölge halkının da  sosyalleştiği çok özel bir alandı.
Ne yazık ki yangınlar bu güzelim coğrafyayı da yeşilden karaya çevirdiler. Üzerinden ciddi bir zaman  geçmiş olsa da bu coğrafyada kesinlikle ağaçlandırma çalışmaları ne yazık ki yapılmamış. 

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü ve Kalkanlı 

   Kalkanlı köyünün içerisine doğru ilerlediğimiz zaman, köyün çehresi gerçekten de çok değişmiş. Neden mi çünkü Ortadoğu Kuzey Kıbrıs kampüsü buraya gerçekten de hayat veriyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ortadoğu kampüsü gerçekten de görülmeye değer bir güzellik içerisinde. Yıllardır adeta Güzelyurt'un gelişimine ayak uyduramayan Kalkanlı köyü özellikle Ortadoğu teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs kampüsünde okuyan öğrencilerin bir anlamda büyük bir yurt haline dönüşmesi ile büyük bir kasaba haline gelmiş durumda.  
   Ortadoğu teknik Üniversitesi şüphesiz Güzelyurt bölgesine inanılmaz bir katkı koymasına rağmen esasta eskiden Asil Nadir portakal fabrikası olarak bilinen ve şimdilerde ise yeni "Cypruvex " olarak faaliyetlerine devam eden portakal fabrikası aslında çok çok daha verimli bir şekilde çalıştırılabilirdi.
   Bu bölgeden geçtiğim zamanlarda aklımda tıpkı Avrupa'da olduğu gibi ana yol güzergahı üzerine belli aralıklarla taze  portakal suyu sıkan güzel kafeler  portakal reçel, marmelat satan şık satış alanları olsa, bölgeyi ziyaret eden turistlere çok güzel hizmet eden yiyecek içecek ülkelerini hayal etmek  uzak bir beklenti olmasa gerek.
Güzergah üzerinde Güzelyurt'a hemen Yuvacık köyüne bağlayan alanda bilindiği üzere "tumba tou skuru " sit alanına ulaşmak mümkün. Genelde diğer tarihi ve kültürel varlıkları gibi bu bölgede kesinlikle hak ettiği değeri görmüyor kanaatindeyim.

Güzelyurt gerçekten eski ismiyle güzel bir yer

   1974 öncesi " Omorfo " yani güzel yer olarak adlandırılan bu müthiş portakal bahçeleri ile çevrelenen  güzelim Güzelyurt bölgesi ne yazık ki yıllardır sürekli siyasi masaların al-ver süreçlerinde   ön sıralarda olmuş ve takdir edersiniz ki hiçbir zaman diğer bölgelerin yakaladığı gelişimi gösterememiş.
74 öncesi gerçekten kültür ve sanatın başkenti olarak nitelenecek ve diğer bölgelerde göre portakal bahçelerinin inanılmaz verimi ve zenginliği ile bölge halkı da çok gelişmişti.  Hiç unutmam bir gün saydığım en az 8 açık hava sineması ve 5 adet kapalı sineması vardı. Güzelyurt halkı 74 sonrası 90'lı yılların başına kadar yine herkesin bildiği gibi  alışverişlerini Güzelyurt'ta yapmak isteyen diğer bölgelerden  ve "Şeherden " Lefkoşa’dan gelen insanlarla doluydu.
Zaman içerisinde portakalın tuzlu suya yenik düşmesi ile birlikte rekoltenin de düşmesi ve bölge halkının özellikle Gönyeli ve Lefkoşa’ya memur olarak yerleşmesi ciddi anlamda göç hareketini başlatmış ve Güzelyurt adeta kendi kaderine terk edilmiş durumda. 
Hele bir Güzelyurt insanı olarak 90'lı yılların ortasına kadar bölgenin en önemli düğünlerine ev sahipliği yaptığı herkesin hatıralarında hala daha canlı olarak yer tutmaktadır.
Turizm açısından en önemli noktası"  Etnografya müzesi olarak ve herkesin de bildiği Aslan Yürekli Richard'ın tefsirinin duvarlarının  olduğu Aziz  Mama kilisesi bütün ihtişamıyla Güzelyurt'un göbeğinde durmaktadır. Özellikle  geçtiğimiz aylarda hizmete açılan tren istasyonu müzesi gerçek anlamda Güzelyurt turizmine katkı koymayı beklemektedir.
Bir zamanlar 70.000 dönümden fazla olan portakal bahçeleri ne yazık ki günümüzde 28.000 dönüme kadar düşmüş durumdadır. Güzelyurt'un içerisine ikinci bir üniversite olarak hizmet vermeye başlayan Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi yine bölge halkına çok önemli bir kazanım olarak da  son yıllarda faaliyet göstermeye başlamıştır.

Gaziveren köyü

Gaziveren  bölgesi son 15 yıldır özellikle sahil şeridine dikilen tesisler ve apart otelleri ile çok ciddi anlamda bir turizm hareketi içerisine girmiş ve bölge halkına alternatif bir turizm modeli olarak gelir kapısı olmaya başlamıştır.  Onlarca yıldır gelirini ziraat tarım ve buna bağlı ekonomik modellerle hayat sırlarını idame ettirmeye çalışan bölge insanı Eko turizmin önemine yavaş yavaş anlamaya başlamış ve Bu doğrultuda bölgede  kahvaltı veren yerler, restoranlar, turizm faaliyetleri çoğalmaya başlamıştır.

Yeşilyurt köyü

Yeşilyurt yani "Pendaya"  bölgesi ile birlikte inanılmaz bir eko turizm potansiyelini kendi içerisinde saklayan bu bölge Cengiz Topel Hastanesi bölgesinde İngiliz döneminde de aktif olan golf alanları ve keşfedilmeye namzet Eko turistik bölgeleri ile  gerçekten de her an patlama yapabilecek bir potansiyele sahip. Doğru turizm yatırımcıları ile  sağlık alanındaki" ileri yaş"  turizmine müthiş derecede yatkın olan bu bölgenin alternatif  turizm modelleri ile bölgenin kaderini  tamamıyla değiştirecek bir yapıya bürüneceğine dair inancım devam etmektedir. Son yıllarda gittikçe ülkemizde artan uyuşturucudan kurtulmak için " rehabilitasyon merkezleri de kurulabilir" 
Cengiz Topel Anıtı ise gerçekten de güzel bir alan olmuş ve hemen bir kilometre sonrası bildiğiniz üzere Gemikonağı ve CMC madeni. 

Lefke ilçesi 

Uzun bir dönem kendi kaderine CMC maden atıkları ile birlikte terk edilen  bu bölge, geçmişte Cyprus Mines Cooperation ( CMC ) üst düzey yöneticilerinin kaldığı Flamingo yolu olarak da bilinen evler hala daha bölgeye güzel bir görüntü sunmaktadır.  Kendi nevi şahsına münhasır dinginliği ve tarihi "Osmanlı konakları"  ve yapısı ile günümüzde alternatif Turizm modelleri düşünüldüğünde hem "butik otelcilik " anlayışı hem de "Eko Turizm"  faaliyetlerinin agro turizm faaliyetleri ile birleştirilerek bölgede Lefke üniversitesinin de koyduğu ivme ile birlikte yepyeni bir turizm kabiliyetini içerisine sokulabilir.
En büyük değerlerin başında gelen " Nakşibendi mezhebinin  " en önemli kişilerinden olan Şeyh Nazım Kıbrıs-i’nin mezarının ve tarikatın burada olduğunu da not etmek gerekli.  Turizm faaliyetleri her ne kadar da yavaş yavaş gelişmeye başlasa da özellikle Gemi konağından sonra adeta antik kent Soli harabelerinin  de daha kazılarının genişletilerek bölgeye yeni alanların yaratılması bizleri son  derece Umut vaat etmektedir. Bölge halkının kaderini 20 yüzyılın başlarında değiştiren CMC madeni özellikle  harabeye dönüşen ve çevre felaketi ile sonuçlanan bu bölgede yeni faaliyet başlatılması felaketlere sebebiyet verebilir. Geçmişte bitirilmeye çalışılan- vasıf palas müzesinin bitirip açıldığına  dair çok bilgim yok ama öyle tahmin ediyorum ki bölgede belediye ile Turizm Bakanlığı el ele verilerek bu güzel bölgeye  de çok önemli turizm faaliyetlerinin başlamasına katkı koyabilirler. 

Bağkıköy - Ambeliku

Eski ismi ile "ambeligo"  yeni ismi ile Bağlıköy gerçekten de eko turizm denildiğinde bölgede ilk akla gelen kendi nevi şahsına münhasır müthiş bir köydür. 15  yıl önce başlayan eko turizm hareketi maalesef kendi içerisinde aşama kaydedememiş bölge insanı Turizmi nasıl ekonomik kazanıma dönüştürmeyi  bilememiştir. Yedidalga güzergah üzerine konulan şirin restoranları  plajları, Sınır kapısının açılması ile Rumlar tarafından da yazın sayfiye alanı olarak başlamıştır.

Yeşilırmak bölgesi

Yeşilırmak gerçekten de "Vuni Sarayının"  girişinden itibaren tipik agro eko  konseptine uygun Kıbrıs'ın meşhur çileğinden tutunda kolokasına ve ayrıca çeşitli sebze ve meyvelerine ev sahipliği yapan müstesna bir köyümüzdür.
Bölge adeta sancılanan bir kadın gibi Turizm anlamında doğum yapmayı bekleyen müstesna yerlerimizden bir tanesidir. Yeşilini hala daha koruyan ve bölge insanının çok çalışkan olması sebebiyle göç verse de özellikle yazın bu bölgeye gelen insanlara gerçekten de eko turizm ve akro turizmin en önemli örneklerini sunmaktadır. Tahmin ediyorum ki yakın bir zamanda özellikle Aplıç kapısının da  açılması ile birlikte istenilen turizm hareketi bu bölgede başlayacak ve Batı bölgesi hak ettiği yeri turizm anlamında  kazanacaktır. 

Turizm Hayattır 

Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2022, 03:28
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474