Ayşen ATABEY

   Karmi, yani Karaman; Kıbrıs’ın İngiltere sömürgesi olduğu 1870'li yıllarda İngiliz aristokrat kesimin keşfettiği ve yerleştiği bir köydür. 
   Beşparmak Dağları'nın eteğinde, yemyeşil ormanın içinde bulunan bu bölgeye yerleşmeye başlayan İngilizler, Akdeniz mimarisine uygun köşk ve villalar inşa etmişlerdir. 1870'lerden itibaren bu bölgede yaşamaya başlayan İngilizlere 1900'lü yıllarda Avrupa ve Amerika'dan gelen yabancılar da eklenmiştir. Ancak Kıbrıs'ta baş gösteren iç karışıklıklar ve savaş dönemi ile birçok kişi evlerini terk edip adadan ayrılmıştır. 
   Savaşın sona ermesi ile kurulan yeni KKTC hükümeti yabancıları tekrar bu bölgeye toplamış ve evlerin onarılması koşulu ile burada yaşamalarına izin vermiştir. 
   Girne'nin batısında bir dağ yamacına kurulmuş, eşsiz bir manzaraya sahip köye yerleşen sakinler orijinaline sadık kalarak restore ettikleri 150 haneli bir Akdeniz ütopyası yaratmışlardır. Girne'ye 8 km uzaklıkta olan köyde birçoğu İngiliz olmakla birlikte Almanlar, Fransızlar, İtalyanlar, Hollandalılar, İsviçreliler, Amerika ve Kanadalılardan oluşan yabancılar atalarından kalan bohem hayatın izini sürmektedirler. 

Daracık yolları ve rengarenk çiçekleri var

   Karmi daracık yürüyüş yolu ve değişik sokak isimleriyle, bahçelerdeki rengarenk çiçekleriyle, tertemiz dağ ve deniz havasıyla adanın cennetten bir köşesi adeta. 
   Karmi'ye, Girne yolunda göreceğiniz Karaman tabelasından saparak ulaşabilirsiniz. Yokuş yukarı ve dar bir yoldan yaklaşık 8 km ilerledikten sonra köyün merkezine varılıyor. Köyün merkezinde bulunan Virgin Mary (Bakire Meryem) Kilisesi'nin olduğu yere aracınızı park edebilir ve kilisenin hemen sağından köyü gezmeye başlayabilirsiniz.  
   Sokaklarda gezinmeye devam ederken evlerin giriş kapılarına dikkat edin. Bütün dış kapılarda evlerin isimleri ve yapılış tarihleri yer alıyor. Ayrıca kapılar birbirinden güzel ve otantik bir tarza sahip. Buradaki evler satın alınamıyor. Hükümet bu evlerin satılmasına izin vermiyor çünkü evler vakıflara aittir. Hükümete ait olmayan hiçbir yapı satılamıyor. Evler, sadece uzun süreliğine kiralanabiliyor ve zaten çoğu da tatil amaçlı kullanılmakta.

Kültürlü bir yaşam var
 
   Köyde yaklaşık 6 ay boyunca yaptığım anket sonuçlarına göre; burada yaşayan halkın 55-75 yaş aralığında olduğunu saptadım. Ev sahiplerinin çoğu 15 yıldan fazladır bu evleri kullanmakta. Yaşayan halkın farklı ülkelerden geldiğini ve bundan dolayı da köyde çok kültürlü bir yaşam olduğu gözlemlenmektedir. 
   Genelinin İngiltere’den geldiği köy halkının arasında İskoçya’dan, Almanya’dan, Amerika’dan ve Finlandiya’dan gelip buraya yerleşmiş olan az bir kesim de bulunmaktadır. Evlerde Türk yapısı gibi kalabalık aileler yaşamamaktadır. Genelde 2 kişilik aileler gözlemlenmektedir. Evli karı – kocaların emekliliklerini geçirmek amacıyla buraya yerleştikleri gözlemlenmektedir. Dinleri Hristiyan’dır. 

Fotoğraflar: Çiçek Özçelik ÖZHAMİT