banner564

Herhangi bir çalışma var mı?

Özersay, TL’nin değer kaybı nedeniyle oluşacak sıkıntılar için yaptıkları önerilerin dikkate alınmasını istedi ve hükümete soru yöneltti

Herhangi bir çalışma var mı?
banner598

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu dün saat 11.45’te Önder Sennaroğlu başkanlığında toplandı.
Meclis Genel Kurulu’nda yer verilen güncel konuşmalarda ağırlıkla ekonomik durum, elektrik ve hellimin tescili konuları üzerinde duruldu.
Bu bölümde ilk olarak HP Genel Başkanı Kudret Özersay “Sağlık ve ekonomideki son gelişmeler” başlıklı konuşma yaptı.
Girne Hastanesi konusunda ihale bağlamında yaşanan tartışmalara işaret eden Özersay, resmi durumun ne olduğunu sordu. Başbakan’a “ihale iptal oldu mu?” diye soran Özersay, ihaleye katılabilecek şirketlerin sayısı itibarıyla devletin bu kadar büyük harcama yapacağı bir işte daha rekabetçi bir ortam oluşması adına ihale iptalinin doğru bir adım olduğunu dile getirdi.
TL’nin değer kaybı nedeniyle oluşacak sıkıntıların üstesinden gelmek için yaptıkları önerilerin dikkate alınmasını isteyen Özersay, hükümetin dövizin dar gelirli vatandaş üzerinde yaptığı etkiyi ortadan kaldırmak için herhangi bir çalışma yapıp yapmadığını sordu.
“Elektrik fiyatları ucuzlatma çalışması başlattık” dedikten 3 ay sonra “bu işin astarı yüzünden pahalı, muhtemelen yüzde 15 zam yapacağız” dendiğini ifade eden Özersay, 26 Mart’ta Bakanlık Müsteşarı’nın yapılacak zammın yüzde 15’ten fazla olması gerektiği yönünde açıklama yaptığını, aynı tarihte Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı’nın “devlet kurumun zararını karşılamazsa zam yapmak kaçınılmaz olur” dediğini ve yine aynı gün hükümetin “elektrik zammını vatandaşa yansıtmayacağız” dediğini kaydetti.

Hellimde oyuna mı gelindi? 
Dışişleri Bakanı’nın “hellimde resmen oyuna geldik” şeklindeki açıklamasına da işaret eden Özersay, kendilerinin Sanayi Odası’yla yaptıkları görüşmede tam olarak bir avantaj elde edilebilecek mi bunun uygulamada ortaya çıkacağını anladıklarını kaydetti.
Kudret Özersay, böyle bir kararla ilgili olarak eğer resmen oyuna gelindiyse Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık yoksa Cumhurbaşkanlığı’nın mı oyuna geldiğini sorarak her üç makamın da UBP’den olduğunu anımsattı.

Arıklı: Zam hoşumuza giden bir konu değil
Özersay’ı yanıtlamak üzere kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, zam konusunun kendilerinin de hoşuna giden bir konu olmadığını dile getirdi.
Önceki hükümet döneminde zammı halka yansıtmamak için yaptığı işleme işaret eden Arıklı, 2018’de Kıb-Tek’e herhangi bir ödeme yapılmadığını bildirdi.
2019-2020’de kurumun bilerek ya da bilmeyerek zarara uğratıldığını söyleyen Arıklı, gerek üniversitelerin gerek otellerin kapalı olması nedeniyle şu an elektrik üretiminin azaldığını, bu nedenle birim maliyetlerinin arttığını söyledi. Arıklı, üretim arttıkça maliyetlerin aşağıya düşeceğini anlattı.
Arıklı, maliyetleri aşağı düşürmek için çalıştıklarını, akaryakıt ihaleleriyle ilgili yapılmak istenenin de bu olduğunu dile getirdi.

Ertuğruloğlu: Toplum statüsünü asla kabul etmem
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da kürsüye çıkarak konuşmalara yanıt verdi. Hellim konusuyla ilgili en başından beri hangi görüşü savunduğunun bilindiğini söyleyen Ertuğruloğlu, geçenlerde Niyazi Kızılürek’in yazdığı bir yazıda isim vermeden ama kendisiyle ilgili “hatta aralarında biri var ki iki devlet, güvenlik, savunma adına hellimimizi Avrupa’ya satmamayı göze aldı” dediğini kaydetti.
“Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti adını taşıyan Rum Devletinin Kıbrıslı Türkleri bu sözde cumhuriyetin bir toplumu olarak gördüğünü ancak Kıbrıslı Türklerin toplum statüsünde olmadığını” vurgulayan Ertuğruloğlu, asla toplum statüsünü kabul etmediğini, Kıbrıslı Türklerin bir devlet sahibi olduğunu vurguladı.
Ertuğruloğlu, asla toplum statüsünü kabul etmeyeceğini, devletin varlığı temelinde bir politika savunan herkesin de hellim konusunda yaşanan süreci, yukarıda anlattıkları sebebiyle yanlış bulduğunu anlattı.
Bir soru üzerine, hellim konusunun 12 yıllık bir konu olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, iyi niyetle ama “hellimimizi Rum’a kaptıramayalım” diye başlayan süreçte hellimin Rum’un ya da Rum’un tayin edeceği kişilerin onayına bağlı hale getirildiğini söyledi.
“Biz AB’ye ne kadar hellim sattık?” diye soran Ertuğruloğlu, İngiltere’ye hellim satıldığını, İngiltere’nin de artık AB üyesi olmadığını kaydetti.
Kıbrıs sorununun bir statü sorunu olduğunu belirten Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu, bu adada, kim kimdir, kim kim değildir sorunudur” dedi.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bir başka soru üzerine de, hangi partiden olursa olsun diğer makam sahipleriyle ters düşme gailesi olmadığını, esas sıkıntının ülkede estirilen popülizm havası olduğunu belirtti.

Özyiğit: Egemenliği en çok savunan biziz
Meclis’te daha sonra TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun konuşmasına yanıt vermek üzere kürsüye çıktı.
“Egemenliğe inanıyor musun inanmıyor musun” sorusunun doğru olmadığını söyleyen Özyiğit, Kıbrıs Türkü’nün bir devleti olduğunu, bunun tüm çözüm müzakerelerinde de yer aldığını belirtti.
“Egemenliği en çok da savunan biziz ama siyasal eşitlik temelinde, ne birinin yaması ne birinin vilayeti…” diyen Cemal Özyiğit, onurlu bir barış istediklerini, iki bölgeli iki toplumlu siyasal eşitlik temelinde bir çözüm istediklerini anlattı.

Amcaoğlu: Aşılama kademe kademe yapılacak
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, 271 okuldaki tüm öğrenci, öğretmen ve diğer personelin bakanlığının sorumluluğunda olduğunu vurgulayarak Sağlık Bakanlığı ile toplantıda aldıkları karar uyarınca yaş gruplarına göre aşılamanın kademe kademe yapılarak okulların açılacağını söyledi.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, okullara yapılan yatırımları anlatarak, yeni okul projeleri ve eğitime başlayacak olanları tek tek söyledi.
Eğitimcilerin bundan sonra müfredatlarını yaparken seyreltilmiş eğitim sistemine hemen hemen geçilmiş olacağını kaydeden Amcaoğlu, özel okul ve devlet okulu arasında ayrım olmadığını, tüm müfredatın aynı olduğunu kaydetti.
Pandemi döneminde eğitimdeki eksiklikleri tamamlama adına attıkları adımları da anlatan Olgun Amcaoğlu, eğitimdeki muhataplarla toplantılar yaptıklarını ve mevcut hedefler için gerekli çalışmaların tamamlandığını, planlamaların hazır olduğunu belirtti.
Temas bulaş protokolünün eksikliğinin giderilerek aşılamanın planlaması için de Sağlık Bakanlığı ile görüştüklerini dile getiren Amcaoğlu, 271 okuldaki herkesin bakanlığın sorumluluğunda olduğunu ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi kararları ile okulların açılmasının planlandığını belirtti.
Öğretmenler ve okul çalışanlarının PCR’larının yapılacağını ve pazartesi günü öğrencilere de antijen testlerinin yapılacağını dile getiren Amcaoğlu, gelen aşılarla, iyi planlamalarla öğretmenlerin aşılanacağını kaydetti.
Eğitim sendikaları ile uzlaşı sağlanıp sağlanmadığının sorulması üzerine Amcaoğlu, kendisi için sendikanın taraf olmadığını, öğretmenlere karşı bir uzlaşı aramadıklarını burada herkesin gailesinin öğretmenler olduğunu vurguladı.

Şahiner: İhale iptali yasal mı?
CTP Milletvekili Salahi Şahiner, “Kıb-Tek akaryakıt alımı ihalesinin iptal edilmesi yasal mı?” konulu konuşmasında, hatalar zinciri ile uzun süre Kıb-Tek kurumunun konuşulacağını kaydetti.
Yakıt alımı ile ilgili ihale konusunda söylenenlerin doğru olmadığını dile getiren Şahiner, ihalenin nasıl iptal edilebileceğine ilişkin mevzuatı okuyarak, şu anda bu hallerden hiçbirinin mevcut olmadığını söyledi.
Bu halde ilgili bakanlığı ve yönetim kurulunu sıkıntılı günler beklediğini dile getiren Şahiner, ihalenin iptal edilmesinin mevzuata aykırı olduğunu kaydetti. 
Bunun kurum için ciddi zarar olduğunu söyleyen Şahiner, yasalara uyulmadığından dolayı kurumun 150 bin dolar zarara uğratıldığını belirtti.
Elektrik Kurumu’nun göz göre göre çamura sürüklendiğini dile getiren Şahiner, UBP vekillerinin ne yaptığını sordu.

Manavoğlu: Turizm Bakanı ne işle meşgul?
HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu “Girne Hastanesi ve Girne Antik Liman projeleri ihaleye çıkmayacak mı?” konulu konuşma yaptı. 
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı’nın “aşılama yapılmadan okullar açılmayacak” söyleminin hata olduğunu açıklamasını isteyen Manavoğlu, şu anda sadece 12. sınıfların değil 5. veya 8. sınıfların da sınavları olduğunu ve bunların konuşulması gerektiğini kaydetti.
Girne Hastanesi ihalesinin iptal olduğu bilgisi geldiğini fakat artık bu ihaleye hızlı şekilde çıkılması gerektiğini söyleyen Manavoğlu, esas sıkıntının Çalışma Bakanlığı’nda olduğunu ve bu konunun derhal çözülmesi gerektiğini belirtti.
Girne Antik Limanı ile ilgili ihaleyi de hatırlatmak istediğini dile getiren Manavoğlu, Turizm Bakanlığı’nın halen bu ihaleyi sonuçlandırmamasından dolayı sınıfta kaldığını kaydetti.
Manavoğlu, Turizm Bakanı’nın ne ile meşgul olduğunu sordu, Turizm Bakanlığı’nın ne yaptığını kendilerine açıklamasını istedi. Ortada icraat olmadığını söyleyen Manavoğlu, hükümetin bakanlarının işinin sadece televizyon kanallarını gezmek olduğunu savundu.
Hükümetin son üç ayda ne yaptığını ve Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan protokolde yapamayacakları konuların nasıl yazıldığının da hesabının verilmesi gerektiğini söyleyen Manavoğlu, bu hükümetten ümidinin olmadığını ifade etti. 

Rogers: Bir ileri iki geri
HP Milletvekili Jale Refik Rogers Covid-19 önlemleri ile ilgili konuşma yaptı. 
Coronavirüs salgınında bir adım atılması halinde iki adım geri gidildiğinin görüldüğünü dile getiren Rogers, bazı iş kollarından istenilen haftalık testlerin rastgele testlerin arasına almasının doğru olmadığını kaydetti.
Ev karantinası ile ilgili tanıtımlar yapıldığını düzgün denetlenebilir sistem kurulması halinde kimsenin buna karşı çıkmadığını dile getiren Rogers, hükümetin merkezi karantinaları bile kontrol edemezken ev karantinaların nasıl kontrol edilebileceğini sordu.
Rogers, “Dünyada Covid 19’un varyantları görülürken biz üç maymunu oynayamayız” dedi.
Konuşmasında Kanser Haftası’na da değinen Rogers, kanserin kalp ve damar hastalıklarından sonra en önemli ölüm sebebi olduğunu ancak bugüne kadar kanserle mücadelede de pek bir şey yapılamadığını kaydetti.
Erken teşhisin hayat kurtardığını dile getiren Rogers, devletin bu hizmetlerin verilebilmesi için de adım atması gerektiğini vurguladı.
Kanser ilacına erişimin kolay olmadığını ve pandemi ile birlikte bunun daha da zorlaştığını dile getiren Rogers, yeni binaların yapılasının güzel olduğunu fakat var olanların da kullanılmasını istedi.

İncirli: Şimdi ne olacak?
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Müziğin sesi, sporun hareketi durdu; peki şimdi ne olacak” başlıklı konuşma yaptı.
Ülkede insanların hareketleri kısıtlanarak sürecin ilerletildiğini dile getiren İncirli, insanların hareketsizleştirildiğini ve karanlığın içinde, dizlerinde derman olmayan halk olma yolunda ilerlediklerini ve bunun da çok sakıncalı olduğunu kaydetti.
Bireysel sporların bile uzun süre yasak olduğu bir süreç yaşandığını söyleyen İncirli, halkın fiziksel aktivite ve beslenmeye dikkat edilmesi konusunda uyarılmadığını belirtti.
Hem hareketsizlik hem de aşırı yemenin birçok hastalığa davetiye çıkardığını dile getiren İncirli, insanların sağlık sorunlarında savunmasız bırakıldığını kaydetti.
Sporcuların, kulüplerin ve antrenörlerin dert çekerken bunlarla ilgili dert çekmeyen sadece sporla ilgili bakanlık olduğunu söyleyen İncirli, kapalı spor tesislerinin yerine açık hava sporlarının yapılmasının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

Töre: Rumlar ENOSİS’ten vazgeçmedi
UBP Milletvekili Zorlu Töre, “1 Nisan 1955 EOKA günü ve ENOSİS” ile ilgili konuşma yaptı.
Rum tarafının meclisinde ENOSİS kararlarının var olduğunu dile getiren Töre, Rumlar ve Yunanlıların Kıbrıslı Türkleri yok etmek istemesi üzerine “ya taksim ya ölüm” tezinin gündeme geldiğini, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasına sebep olduğunu söyledi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki halka dayalı kurulduğunu fakat Rumların ENOSİS’ten vazgeçmediğini dile getiren Töre, EOKA kararlarının görevlerinin bitmediğinin söylendiğini kaydetti.
1963 yıllarında yaşanan olayları da anlatan Töre, Rumların halen Türkleri eşit görmediğini belirtti.
Kıbrıslı Türklerin tarihinin 1571 yılında başladığını söyleyen Töre, Kıbrıs Türk halkının ulusal değerlerini koruyarak bugünlere gelindiğini kaydetti.
Anavatan Türkiye’den asla kopmamak gerektiğini dile getiren Töre, KKTC’nin milli bir devlet olduğunu ve yaşayacağını belirtti.

Angolemli: Tarım sıfırlandı
TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de hükümetlerin icraatları ile ilgili konuşma yaptı.
KKTC’nin tanınmasını isteyen UBP’nin neden Bangladeş’in tanımasına izin vermediğini ve Türkiye Annan Planı’na “evet” derken UBP’nin neden “hayır” dediğini sordu.
Meclis İç Tüzüğü’nü okuyan Angolemli, kendisinin konuşma sırasının Danışma Kurulu tarafından değiştirilmesini eleştirdi.
1974’ten 86 yılına kadar narenciye, patates ve süt ürünlerinin öncelikli olduğunu dile getiren Angolemli, o tarihten sonra turizm, ticaret ve bankacılık ile uğraşılması için bu sektörlerin teşviklendirildiğini ve o yüzden tarımın sıfırlandığını kaydetti.
Tarım sektörünü zor duruma sokanın UBP olduğunun bilinmesi gerektiğini söyleyen Angolemli, yerel ürünlerin girdisinin çok pahalı olmasından dolayı hayvancılıktan vazgeçildiğini belirtti.
Hüseyin Angolemli, bütçede tarıma ayrılan miktara bakıldığında yeterli olmadığını ifade ederek, Tarım Bakanı’nın samimi olması halinde bütçeye ek konularak hayvan yeminin üretilmesinin teşviklendirilmesi ve meraların şimdiden hazırlanması gerektiğini kaydetti.
Kooperatif Merkez Bankası’nın gerçek sahiplerine iade edilmesinin şart olduğunu dile getiren Angolemli, Güvercinlik halkına meralardan vazgeçmeye hazır olup olmadığının sorulması gerektiğini kaydetti.

Uluçay: Pozitif gündeme ihtiyacımız var
Meclis’te son konuşmayı CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay, “Pandemi, ekonomi ve pozitif gündem” konusunda yaptı.
Halkın beklentisine cevap verecek çözümlerin üretilmediğini dile getiren Uluçay, AB-Türkiye ilişkileri ışığında kendilerinin de pozitif gündem oluşturmaya ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Ekonomik koşulların nasıl iyileştirebileceği yönünde pozitif gündem oluşturmaya ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Uluçay, özellikle hellim konusunun ülke ekonomisine önemli açılım sağlanacağını belirtti.
Üreticileri teşvik etmek ve yönlendirebilmek için daha kapsamlı ve programı sonuç alabilecek bir takvimin kurgulanması gerektiğini dile getiren Uluçay, bu alanda çalışacak girişimcilerin olumlu sonuç almasını sağlayabilecek olmanın önemini vurguladı.
Hellim konusunda bir konsensüs oluşturulması gerektiğini söyleyen Uluçay, Cumhurbaşkanının ülkede gerginlik siyasetini benimsemiş gibi hareket ettiğini kaydetti.
Teberrüken Uluçay, Cumhurbaşkanı’nın belli konularda birleştirici olmasını sağlamak yerine ateşe benzin ile yaklaştığını kaydederek, Cumhurbaşkanı’nın Anayasal yetkilerini uygulaması ve ülkede birleştirici adımlar atma yönünde hareket etmesi gerektiğini belirtti.
Meclis Genel Kurulu dünkü çalışmalarını Uluçay’ın konuşmasıyla tamamladı.
Meclis’in bir sonraki birleşimi 5 Nisan Pazartesi günü saat 10.00’da gerçekleştirilecek. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473