Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis BM Güvenlik Konseyi’nin, Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün görev süresini 6 ay daha uzatan 2646 sayılı kararından memnuniyet belirtirken, Rum siyasi partileri kararın "olumlu ve olumsuz" noktaları üzerinde durdu.

   Fileleftheros’un haberine göre karardan memnuniyetini dile getiren Kasulidis bakanlığının, BM Barış Gücü’nü desteklemeye ve kollamaya devam edeceğini ancak ara bölgenin Güney Kıbrıs tarafına çektikleri dikenli tellerle ilgili tutumlarında ısrarlı olduklarını söyledi.
   Kasulidis Dış Rumlar Konferansı’nda yaptığı konuşmada Rum yönetiminin 2646 sayılı karardan, Genel Sekreter’in raporlarında yer almayan, Kıbrıs sorununun çözüm zemini, iki bölgeli iki toplumlu ve siyasi eşitliğe sahip federasyon ifadelerine yer verilmesi, Maraş ile ilgili kararlara ve Güvenlik Konseyi Başkanlığı’nın ilgili açıklamasına atıf yapılması nedeniyle memnun olduğunu anlattı.
Kararda, müzakere süreci olmamasından üzüntü belirtilmesini haklı bulan Kasulidis “buna kendi üzüntümüzü de ekliyoruz. Anlaşılacağı gibi müzakere masasına tek başımıza gidemeyiz, birisiyle görüşmemiz gerekir” dedi ve Kıbrıs Türk tarafını kast ederek “görüşmemiz gereken taraf yeni yayımlanan kararlara aykırı şartlar koşuyor” ifadesini kullandı.

AKEL’in yorumu

   Rum Komünist AKEL Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin iki devlet çözümünde ısrar ettiği bugünkü şartlar altında iki bölgeli iki toplumlu ilgili kararlarda belirtildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip federasyon çerçevesinde tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet, tek vatandaşlık öngörülmesinin ve Maraş’la ilgili önceki görüşlerin tekrarlanmasının önemine işaret etti.  
Parti tarafından yapılan açıklamada iki devlet çözümünde ısrar eden Türk tarafının “kınanmamasından, bunun yerine, BM Güvenlik Konseyi kararları, Guterres Çerçevesi’ ve yakınlaşmaların sağlıyor olmasına karşın”, ortak zemin bulunmasından söz edilmesinden endişe belirtildi.
AKEL, Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) konusunda, tarafların daha çok müdahil olması gereğine değinilirken Rum tarafının önerdiği GYÖ’lere herhangi bir atıf yapılmamasının da kendilerini (Rum tarafı) kaygılandırması gerektiğine dikkat çekti. AKEL en kaygı yaratan şeyin ise, Türk tarafının iki devlet söylemini yoğunlaştırdığı bir zamanda kararda Kıbrıs sorunundaki çıkmazdan her iki tarafın da eşit sorumlu tutulması olduğuna işaret etti.