Suna ERDEN
Eski cezaevi ile yeni cezaevinde toplam tutuklu ve mahkum sayısı binin üzerine çıktı. Nüfusu 392 bin olan küçük bir yerde binden fazla mahkum ve tutuklunun bulunması, ülkede suç patlamasının yaşandığını ortaya koyuyor. Suçlarda ağırlıklı olarak uyuşturucu, şiddet, dolandırıcılık ve kaçak yaşam öne çıkıyor.
Diyalog muhabirinin elde ettiği bilgilere göre; yeni cezaevinde 10 kişilik koğuşlarda mahkum veya tutuklu sayısının 14’e çıkması üzerine eski cezaevi yeniden devreye girdi. İki gün önce cezaevinde bulunan toplam 993 kişi bulunuyordu. Bunların 235’i eski binaya aktarıldı. Ancak dün tutuklanan kaçakların da mahkeme emriyle cezaevine gönderilmesi nedeniyle sayı binin üzerine çıktı.
Cezaevlerindeki yoğunluk oluşmaması ve nüfusun azaltılması için kaçak ve kayıt dışı oldukları gerekçesiyle tutuklananların direk deport edilmesi öneriliyor.
Cezaevlerine sadece kapasite sorunu değil, personel sıkıntısı da yaşanıyor.

Personel sıkıntısı var
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, 10 kişiye göre tasarlanan koğuşların 14 kişinin kalabileceği şekilde yeniden düzenlenmesinin sorun yarattığını söyledi. Bengihan, “Bu durum mahkumların kalabalık bir şekilde kalmasına neden oluyor. Oysaki koğuşlardaki tuvaletler, alanlar, banyo gibi altyapı alanları 10 kişiye göre tasarlanmıştı” dedi. 
Cezaevlerinin esas amaçlarının, mahkumları ıslat etmek ve topluma kazandırmak olduğunu dile getiren Bengihan, şunları söyledi:
“Sosyal hizmet uzmanı, psikolog doktor, hemşire, elektrikçi, tesisatçı hemen her alanda personel eksikliği yaşanıyor. 
Mahkumların ıslah edecek ve topluma kazandıracak altyapı ve uzman kadro yok. 
Giderek artan cezaevi nüfusu sorunların büyümesine neden olurken, yeterli personel olmaması da durumunun vahametini artırıyor.  Yeni cezaevi de eski cezaevinin durumuna dönüyor. Eski cezaevinde de önce ranzalar çiftelendi, binalar labirente döndü. Şimdi yeni binada da aynıları oluyor. 
Demek ki cezaevlerinin büyüklüğü ülkedeki sorunu çözme açısından yeterli değildir.
Cezaevlerinin insanlık onuruna yakışır ve içerideki mahkumları da topluma kazandırabilecek bir yapıda olması gerekiyor.
Personelin de verimli, kaliteli ve güvenli bir şekilde çalışmasına olanak sağlanması gerekiyor.  
Ancak cezaevleri mahkumları topluma kazandırmıyor, potansiyel anlamda suçlu yetiştiriyor.
Cezaevine farklı türlerde suç işleyenler aynı yerde yoğun bir şekilde kalınca başka suçları da öğreniyor.
Önemli olan cezaevlerini çoğaltmak, büyütmek değil, giriş-çıkışları güvenli hale getirmektir.
Öğrenci veya turist vizesi adı altında yeterli parası ve kalacak yeri olmayanlar ülkeye geliyor ya suça karışıyor ya da kaçak yaşam sürüyor. 
Kayıt dışı yaşam sürenler veya mülteciler yargılanıncaya kadar cezaevine gönderiliyor.  Her mahkum veya tutuklunun günlük maliyeti 736, aylık masrafı ise 22 bin 80 lirayı buluyor. Ayrıca yabancı uyruklular cezalarını bitirdikten sonra onları ülkelerine göndermek yine devlete kalıyor ve bu da ayrı bir mali yük getiriyor.”

İstihdam bekliyoruz
Bengihan, cezaevinde elektrikçi ve tesisatçı alınacağına dair sözler verildiğini ancak istihdam edilen işçilerin devlet dairelerinde memur olarak kadroya alındığını ifade ederek, “ Bu durumu sorduğumuzda bize başbakan yaptı, bakanların dahi kimlerin istihdam edildiğini bilmediği söylendi” dedi.
Bengihan, söz verildiği gibi cezaevine gerekli yerlere istihdam yapılmasını beklediklerini söyledi.