Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman katıldığı bir televizyon programında, ülkede o kadar bir keşmekeş yaşandığını, siyasetin de zemininin kaydığını kaydetti.
UBP’nin azınlık hükümeti kurması iddialarını da yanıtlayan Erhürman, “Eğer UBP Azınlık Hükümeti olacaksa, Ersan Saner de Başbakan olacaksa, YDP ve DP’nin de mutlaka olması gerekiyor. Hükümetin içinde olmayacaklarsa dahi, güvenoyunda hükümete destek verilmesi için.
Onlar yoksa 19-20 milletvekiliyle azınlık hükümeti kurulması mümkün değil. Bütün bunlar görüşüldü mü? Süreçleri yüzlerine gözlerine bulaştırmaya devam ediyorlar. Bunu da nereden kaynaklandığını bilmediğim bir özgüvenle yapıyorlar. İstişare mekanizmalarını da çalıştırmıyorlar” dedi.
“Ülkede taşlar iyice yerinden oynadı”
Kendilerinin “Bu hükümet yok hükmündedir” açıklamasını ilk yaptıkları tarihin Ağustos’a kadar gittiğini söyleyen Erhürman, “Zaten o zamandan siyaseten yok hükmünde bir hükümet karşımıza çıkmıştı. Koalisyon ortakları İmar Planı konusunda birbirlerine girdiler.
Hangi konuda kim önce açıklama yapacak, yarışması yaşandı. Koalisyon ortakları arasında kamuya açık, çok ciddi tartışmalar yaşandı. Birbirlerini hukuku ihlal etmekle, hükümete duyulan güveni sarsmakla suçlayan iki hükümet ortağı gördük” dedi.
“Saldım çayıra Mevla’m kayıra”
Kapalı Maraş konusunda da açıklamalarda bulunan Erhürman şunları kaydetti:
“Bir şey bilgiyle konuşulur. Siz çağrı yaptınız diye, insanlar gelip girecek mi oraya? Bir kere sizin Taşınmaz Mal Komisyonu’na iade başvurusu yapılsın diye çağrı yapabilmenizin birinci koşulu, orayı askeri bölge olmaktan çıkarmaktır. Çünkü 2005 tarihli Taşınmaz Mal Komisyonu Yasası’nın taslağını hazırlayanlardan biri benim. Orada söylenen şey, askeri bölgelerde iade olmaz. Dolayısıyla siz iade kapsamına almak zorundasınız önce.
Bunu yaptıktan sonra ancak çağrı yapabilirsiniz. Yaptınız mı bunu? Hayır. Birleşmiş Milletler ile temasa geçildi mi? Hayır. Saldım çayıra, Mevla’m kayıra gidiyor bu işler. Bu dosya Cumhurbaşkanlığı’nın dosyasıdır. Cumhurbaşkanı’na makamında sorduk, ‘Bilmiyorum’ dedi. Senin orada piknik yapmanın hiçbir manası yok ki orada. Silkinin, kendinize gelin.”
