Cumhurbaşkanı Tatar, 2020-2025 görev süresi boyunca ortaya koyduğu hedefler ve ulaşılan kazanımları basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı.
Lefkoşa Pasha Otel’de gerçekleşen toplantıya, Başbakan Ünal Üstel, Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar ve basın mensupları katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.
Toplantıda, Cumhurbaşkanı Tatar’ın beş yıllık görev süresine ilişkin çalışmalarını özetleyen “İradenin Yolunda: Egemen Eşitlik, Uluslararası Eşit Statü 2020-2025” başlıklı kitapçık da kamuoyuna sunuldu.
Göreve geldiği ilk gün verdiği sözü hatırlatan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Bana oy versin ya da vermesin, bu ülkenin her bir vatandaşının derdiyle dertleneceğimi, sevincine ortak olacağımı ve kimseyi ayırmadan sorunların çözümü için çalışacağımı söylemiştim. Bu sözümü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum” dedi.
“Ben Bu Toprağın Ersin Tatar’ıyım”
Tatar, “Köküm bu vatanın havasına, suyuna, kültürüne, geleneğine ve tarihine bağlıdır. Ben bu toprağın Ersin Tatar’ıyım.” ifadeleriyle halka olan bağlılığını vurguladı.
Konuşmasında iki devletli çözüm vizyonunun önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Neden iki devletli vizyonla yola çıktık ve azimle devam ediyoruz, önce buradan başlamalıyız.” dedi.
Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü iradesine sahip çıktıklarını belirten Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ni güçlendirmek, halkımızın refah ve güven içinde yaşamasını sağlamak, Türkiye ile ilişkilerimizi her alanda geliştirmek ve adada kalıcı bir barış için bu iradeye sarıldık.” diye konuştu.
“Geçen 4 yıl 8 ayda, bu hedeflerin tümünde çok önemli ilerlemeler kaydettik.” diyen Tatar, Anavatan Türkiye’nin de tam desteğiyle iki devletli çözüm vizyonunun kararlılıkla ortaya konduğunu vurguladı.
Türkiye’nin adadaki askeri mevcudiyeti vazgeçilmezdir
Rum liderliğinin, yabancı güçleri adaya davet ederek yalnızca sorumsuz bir tavır sergilemediğini, aynı zamanda Kıbrıs’ı ciddi bir güvenlik riskiyle de karşı karşıya bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk’ü için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, müdahale hakkı ve adadaki askeri mevcudiyetinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Tatar “milli davanın” anlamını yitirmiş içi boş müzakere sloganları değil, Kıbrıs Türkü’nün ve devletin özgür, bağımsız ve refah içinde gelişimini sağlamak, geleceğe ve vatana sahip çıkmak olduğunu kaydetti. Göreve geldikleri günden itibaren kararlı bir duruş sergilediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı 2021’de BM Genel Sekreteri Guterres’le gerçekleştirdikleri zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanları’nın şahitliğinde Rum lidere vizyonlarını en net şekilde ifade ettiklerini söyledi.
“Ortak zemin bulunmadan, geçmişi tekrar ederek, çökmüş, tüketilmiş zeminde müzakereye oturmanın hiçbir anlam ifade etmeyeceğini açıkça belirttik” diyen Tatar BM Genel Sekreteri’nin toplantının ardından ortak bir zemin olmadığını uluslararası topluma teyit etmesinin kendileri için dönüm noktası olduğunu kaydetti. Rum tarafına yönlendirilen işbirliği önerileri hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Tatar, adadaki tüm halkların yararına yönelik tüm önerilerin Rumlar tarafından reddedildiğini anlattı.
Anavatan Türkiye ile sevgi, saygı, kardeşlik bağları içinde ortak tarihi ve milli değerlere dayalı ilişkileri güçlendirmenin en önemli görevlerimden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı “Türkiye’siz bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nefes alamaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmadan, Türkiye Mavi Vatan’da ve Doğu Akdeniz’de eksik kalır.” dedi
Uluslararası diplomasi yolunda yeni bir atılım dönemi başlattık
Uluslararası diplomasi yolunda yeni bir atılım dönemi başlattıklarını da kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu dönemin en önemli kazanımı, hiç kuşku yok ki KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Gözlemci Üye olarak kabul edilmesidir” dedi.
Tatar konuşmasını şöyle tamamladı; “Şu bir gerçektir ki iki devletli çözüm zemini, Kıbrıs’ın iki yakasına da barış, huzur, refah ve güvenlik getirecek tek zemindir. İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğini, gerçekçilikten kopmuş sözde hayallerle değil, yaşadığımız dünyanın somut gerçekliklerini dikkate alarak halkımızın iradesiyle ve halkımızın sağduyusuyla hep birlikte kuracağız.”
30 Kere Daha Başkan olsan KKTCyi yine Tanıtamazsın Sayın Başkan ! Kıbrıslı Türklerin heba olup giden Beş Yılına yazık olmadı mı Yani ?