banner564

Eczacılar tepkili: Canımız tehlikede

Gündüz vakti Lefkoşa’daki Gülizar Özteknik Eczanesi’nin camını taşla kırarak içeri giren ve 2 paket ilacın yanı sıra kasadaki 260 lirayı alan Turgut Kömürcan kısa sürede yakalandı

Eczacılar tepkili: Canımız tehlikede
banner598

Onur ULAĞ

Lefkoşa’da dün öğle saatlerinde uyuşturucu bağımlısı olduğu belirtilen Turgut Kömürcan, Gülizar Özteknik Eczanesi’nin camını taşla kırarak içeri girdi, 2 paket ilaç ve 260 TL nakit para çaldı. Vatandaşların ihbarı üzerine zanlı kısa sürede yakalanırken, eczacılar yaşanan olaya tepki gösterdi. Diyalog’a konuşan Gülizar Özteknik Eczanesi’nin sahibi Gülizar Özteknik, bazı şahısların uyuşturucu madde içeren yeşil reçeteli ilaçları talep ettiğini, vermedikleri zaman da tehdit edildiklerini söyledi. Eczacılar Birliği Başkanı Umut Öksüz de, son 2 yılda bu tür olayların üçüncü kez yaşandığını belirterek, “Eczacıların can güvenliği yok. Onları koruyacak bir sistem de bulunmuyor” dedi. 


Gündüz vakti taş atıp camı kırdı
Lefkoşa’da dün gündüz vakti yaşanan olayda Turgut Kömürcan isimli zanlı, sokağa çıkma yasağını da ihlal ederek, Küçükkaymaklı bölgesindeki Gülizar Özteknik Eczanesi’nin camını taşla kırarak içeri girdi. İçeri giren zanlı 2 paket ilaç ve 260 TL nakit para çaldı. Zanlı daha içeriden çıkamadan kısa sürede olay yerine intikal eden polis ekipleri tarafından kıskıvrak yakalandı.
Olay saat 11. 15 sıralarında meydana gelirken, zanlının eczanenin cam kapısını önce çiçek saksısıyla kırmaya çalıştığı ancak başarılı olamayıp, taş atarak amacına ulaştığı belirtildi. Vatandaşların ihbarı üzerine polisin kısa sürede olay yerine gelmesiyle yakalanan zanlı önce karakola, ardından kontrol için hastaneye götürüldü. Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği belirtilirken, zanlının uyuşturucu bağımlısı olduğu belirtildi. 

Gülizar Özteknik: Tehdit ediliyoruz
Gülizar Özteknik Eczanesi’nin sahibi Gülizar Özteknik, olayı kendisine gelen bir telefonla öğrendiğini söyledi. Özteknik şunları ifade etti: “Sabah 11.00 civarı polis arkadaşlar beni aradı ve olayı aktardı. Hemen kalkıp geldim, polis arkadaşlar soyguncuyu zaten suçüstü yakalamıştı. Soyguncunun uyuşturucu bağımlısı olduğu, buraya gelmeden önce bir nöbetçi eczaneye gittiği, istediğini alamadığı söylenildi. Kasadan bir miktar para ve içeride bulunan ilaçlardan aldı. Ama istediğini bulamadı çünkü biz uyuşturucu madde içeren yeşil reçeteli ilaçları başka bir yerde muhafaza ediyoruz.” 
İlk kez böyle bir olay yaşadığını kaydeden Özteknik, şöyle devam etti: 
“Yeşil reçeteli ilaçlarımızı reçetesiz bir şekilde almak istiyorlar ama ben vermiyorum. Bu tür ilaçları eminim diğer eczacı arkadaşlarımız da vermiyordur. Bu ilaçları reçetesiz vermiyoruz diye tehditler  alıyoruz. Bazen ellerinde içkiyle de geliyorlar bizi tehdit de ediyorlar ama yine de vermiyoruz. Ancak bizim de bir güvencemiz yok, sadece bu tuttuğumuz paneller az da olsa güvencemiz oluyor. Çünkü bir yerden bir kaçış noktamız olabilir.
Eğer nöbetçiyken böyle bir şey olmuş olsaydı beni kim koruyacaktı. O saat yani biz kendimizi savunmuş olsaydık biz suçlu çıkacaktık. Bunları her gün yaşıyoruz bunları herkesin bilmesini isterim. Bu tarz şeyler böyle devam edecek tabi pandemi döneminde kapalı olmamızın dezavantajları da diyebiliriz. Pandemiden dolayı dükkân komşularımın hepsi kapalı.”
Özteknik, gündüz vakti böyle bir girişimde bulunulduğunu ifade ederek, “Gece olsa daha kötü olacakmış, vay halimize bunun için zaten nöbeti gece 00.00’a kadar yapıyoruz.  Çünkü bu tarz şeylerle çok karşılaşıyoruz. Sonuçta bizi bekleyen, merak eden ailelerimiz var. Yetkililer bize güven sağlayabilecekse tabi sabaha kadar nöbette kalırız çünkü her şeyden önce güven önemlidir.”

Umut Öksüz: Bu ilk vaka değil
Eczacılar Birliği Başkanı Umut Öksüz de son iki yılda yaşanan üçüncü vaka olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:  “Yeşil reçeteye tabi uyuşturucu içerikli ilaçların bir ülkede artık otomasyon sistemine ilaç takip sistemine bağlanmalıdır. 
Gerek öğrenci gerek vatandaşlarımızdan olsun reçetesiz bir şekilde bu tarz ilaçları almayı talep eden onlarca kişi var. Sürekli bunlarla bir münakaşa içerisindeyiz. Son iki sene içerisinde yaşanan üçüncü vakadır. Daha önce bir meslektaşımızın yine camı kırıldı. Daha önce bir kadın meslektaşımızın nöbette üzerine yüründü, fiziksel şiddette bulunuldu. Biz bundan dolayı dedik ki; nöbetlerde eczacının can güvenliği yoktur. Yani şu anda bu meslektaşım nöbetçi olsaydı, camı bu hale getiren bir vakanın artık gözü görmez demektir. Eczacımız bu ilacı kendisine vermeseydi fiziki şiddet de uygulayabilirdi başka bir şey de yapabilirdi. Çünkü uyuşturucu bağımlısıdır ve artık otokontrolünü kaybetmiş bir bireydir. Böyle bir durumda eczacı sabaha kadar nasıl hizmet versin. Can güvenliği yok. Kepenkleri indirelim, camımıza delik açıp küçük bir kutu içerisinde insanlara hizmet mi verelim?” 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474