banner564

Soruşturma memuru çalışmalarını anlattı

Analiz raporunu sahteledikleri iddia edilen iş insanı Tekin Arhun ile eski müsteşar Turgut Muslu’nun davasında yeni tanık dinlendi

Soruşturma memuru çalışmalarını anlattı
banner598

Bafra Turizm Yatırım Bölgesi Pis Su Artırma ve Kanalizasyon İnşaatı Projesiyle ilgili çalışma raporunun 2 ayrı sayfasını sahteledikleri gerekçesiyle yargılanan iş insanı Tekin Arhun ve eski Turizm Planlama Müdürü Turgut Muslu, yeniden hakim karşısına çıkarıldı.
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde görüşülen davanın dünkü oturumunda sanıklarla ilgili ilk soruşturmayı yapan eski polis Umut Kulle tanık olarak dinlendi. Tanık Kulle, 12 Mart 2014 tarihinde Kaskon LTD.’in sahibi İsmail Sergen’den şikayet alındığını, aynı gün Turizm Planlama Dairesi’ne giderek, sekreter Goncagül Özsoy’dan ifade aldığını anlattı.
Kulle, Özsoy’un ifadesinde; Tekin Arhun’un 5 Aralık 2013 tarihinde randevu alarak Turgut Muslu ile görüşmeye geldiğini ve Muslu’nun da kendisine davaya konu evrakı verdiğini söylediğini aktardı. 
Kulle, ayrıca dönemin Turizm Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu ile de görüştüğünü ve ilgili raporun orijinali olduğu söylenen evrakın “resmi evrak” olduğu bilgisini aldığını belirtti.
Kulle daha sonra da ilgili projenin Bakanlar Kurulu kararıyla sabit koordinatörü olan EBİ firmasına gittiğini ve burada da direktör Fahri Kaya ile görüştüğünü belirtti. 
Kulle, buradan aldığı orijinal olduğu söylenen raporla, hukuk davasında sunulan ve sahte olduğu söylenen raporu karşılaştırıp farklıları belirlediğini söyledi. 
Tanık Kulle, 17 Mart 2014 tarihinde sanıkları teminat duruşmasına çıkardığını belirtti. 

Soruşturmayı başkası devraldı
Savcı Mustafa İldeniz, sekreter Goncagül Özsoy’a ait olduğu ve üzerine Tekin Arhun’la Turgut Muslu’nun 5 Aralık’ta görüştüğüne dair delil olduğu iddia edilen masa takviminin fotokopisini gösterdi.
Savcı İldeniz, Kulle’ye kağıt üzerindeki “aslı gibidir” notunun ve imzasının kendisine ait olup olmadığını sordu. 
Kulle, notun kendisine ait olduğunu söyledi. 
Savcı, Kulle’ye, neden ilgili fotokopi kağıdının orijinalini almadığını sordu. Kulle bunun üzerine Sekreter Özsoy’un kendisine, “Üzerinde notlarım var, aktif olarak kullanıyorum” dediğini aktardı.  
Kulle, 19 Mart 2014 tarihinde de raporların incelenip parmak izi çıkarılması için yazı yazdığını söyledi ancak uzman raporlarının kendisine gelmediğini, çünkü 24 Mart 2014 tarihinde dosyaya başka bir tahkikat memurunun atandığını anlattı.

Savunma Sergen’in şikayetçi olmadığını iddia etti
Savcının ardından Umut Kulle’yi savunma avukatlarından Süleyman Dolmacı sorguladı ve inceleme talebinden sonra hazırlanan sonuç raporlarını görüp görmediğini sordu.
 Kulle bunları görmediğini çünkü o sırada tahkikatın artık başka bir polise devredildiğini belirtti. 
Dolmacı, Kulle’nin yalan söylediğini çünkü Kaskon LTD. yetkilisi İsmail Sergen’in polise ilk gidişinde şikayetçi olmadığını ve sadece evrakın araştırılmasını istediğini iddia etti. 
Kulle, bunun kendileri için fark etmediğini, gelen kişinin sonuçta bir talepte bulunduğunu söyledi. 
Dolmacı, “Bu şekilde ifade alamazsınız, bu bir suçtur. İlgili kişi ‘Ben şikâyet etmedim’ diyor” dedi.  Kulle ise hukuk davasında sunulan bir evrakla ilgili olduğu için bunu bir şikayet olarak anladığını kaydetti.
Kulle’nin bu davayla ilgili alt mahkemede anlattıklarının hiçbirini ağır cezada anlatmadığını söyleyen Dolmacı, ilgili iki raporu inceleyip incelemediğini sordu. Kulle, iki raporu daha önce bu kadar detaylı incelemediğini söyledi.  Dolmacı, Kulle’ye, “Neden EBİ’ye gidip Fahri Kaya ile görüştüğün halde oradaki bilgisayarları ve printerı emare olarak alıp inceletmedin?” sorusunu yöneltti. Kulle, “Bilgisayarların alınması konuşuldu ama tahkikat amiri böyle bir emir vermedi” cevabını verdi.

İki rapor arasındaki farkları buldum
Dolmacı, “Tarihin en hızlı tahkikatını yaptınız. 12 Mart 2014’de şikâyet geldi, aynı gün ifade almaya gittiniz. 13 Mart’ta da Fahri Kaya’dan ifade aldınız. İki tane de evraka bakıp birkaç farklılık görüp ‘sahtekârlık var’ diyerek dava okudunuz öyle mi?” şeklinde iddialarda bulundu.  
Dolmacı, bu şekilde tahkikatın nasıl olur da tamamlanıp dava okunduğunu sordu. Kulle, “Soruşturmanın safhaları var, benim yaptığım ilk safhasıydı” dedi. 
Dolmacı Kulle’ye, Turgut Muslu’ya 14 Mart’ta dava okumasının ve bu kadar kısa sürede suçun oluştuğuna kanaat getirmesinin nedenini sordu. 
Kulle, dava okumak, arama yapmak ya da tutuklamak gibi şeylere tahkikat amirliğinin karar verip talimat verdiğini söyledi. Dolmacı bu kez Kulle’ye, “Sen tahkikatını yapıp suç oluştuğuna kanaat getirmezsen ve yine de tahkikat amirliği sana ‘tutukla’, ‘dava oku’ derse ne olur?” sorusunu yöneltti. Kulle, “Bazı aramalar ve araştırmalar tutuklama sonrası yapılır. Benim 13 yıllık polislik hayatımda hep böyle oldu. Ben iki rapor arasındaki farkları buldum” dedi.
Dolmacı Kulle’nin suçun nasıl işlendiğini bulup bulmadığını sordu ve bunu anlatmasını istedi, Kulle ise sadece 12 günlük bir tahkikat yaptığını ve sonrasını bilmediğini belirtti.
Fahri Kaya’ya gidip orijinal denilen raporu aldıktan sonra herhangi bir parmak izi incelemesi talep edip etmediğini soran Dolmacı, suçun nasıl ve neyle işlendiği sorusunu bir kez daha yöneltti, “2 günde bunu nasıl tespit ettin?” diye sordu.
Kulle, 12 günlük bir soruşturma yaptığı, sonrasında neler olduğunu bilmediğini söyledi.
Dolmacı Kulle’ye, iki rapordan birinin orijinal diğerinin sahte olduğuna nasıl kanaat getirdiğini sordu.
 Kulle, “Turizm Bakanlığı’mda yaptığım soruşturmada resmi evrak denildi. Ben de o evrakın daireden dışarı çıkarıldığını öğrendim. Sekreterden aldığımız ifadelerle de buna kanaat getirdim” dedi.

Banka hesaplarını incelemedim
Turgut Muslu’nun, Tekin Arhun’la organize şekilde evrak sahtelemek için ne gibi bir menfaati olabileceğini soran Dolmacı Kulle’ye, Muslu’nun banka hesaplarının incelenip incelenmediğini de sordu.
Kulle menfaat elde edip etmediğini bilmediğini, banka hesaplarına bakılmadığını belirtti.
Bunun üzerine Dolmacı, Fahri Kaya’nın banka hesaplarına bakılıp bakılmadığını sordu, Kulle buna da “hayır” cevabını verdi.
Süleyman Dolmacı, tanık Umut Kulle’ye EBİ’den alınan raporun “resmi evrak” olduğu kanaatine nereden vardığını sordu. Kulle de Bakanlar Kurulu kararında EBİ’nin resmi koordinatör şirket olmasını gerekçe gösterdi.
Dolmacı, “Bunun resmi evrak olduğuna sen nasıl karar verdin? Sana biri mi söyledi?” diye sordu. Kulle, “Turizm Planlama Müdürü Şahap Aşıkoğlu önce ‘Resmi evraktır’ dedi ancak daha sonra ‘Resmi evraktır diyemem’ dedi. Ben de Mahkemede zaten ‘resmi evrak’ ifadesini kullanmadım” dedi.
 “İmza yok, mühür yok, tarih yok, hangi tarih aralığına ait olduğu yok, nasıl resmi evrak olur?” diye soran Dolmacı, bu evrakın Bakanlıkta arşive girip girmediğini de sorguladı.
Kulle, Muslu’nun ifadesine göre evrakın arşive girmediğini, bir evrakın resmi evrak olması için sadece imza ve mühür aranmadığını söyledi. Kulle Dolmacı’nın, “Sanıkları çağırıp, iki evrakı da önlerine koyup, karşılaştırma yaptırdınız mı?” sorusuna da “Hatırlamıyorum” cevabını verdi.
Duruşmaya 15 Mayıs 2024 tarihinde savunmanın Umut Kulle’yi sorgulamasıyla devam edilecek.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner582

banner471

banner628

banner474