Halkın Partisi (HP) Milletvekili Gülşah Manavoğlu, azınlık hükümetine destek vermesi için baskı gördüğünü iddia etti. Manavoğlu, tv2020'de Reşat Akar'ın sunduğu Gündem Özel programına telefonla katılarak, önemli açıklamalarda bulundu. 
Manavoğlu, hem kendisinin hem de partideki diğer arkadaşlarının üzerinde ciddi şekilde baskı kurulmaya çalışıldığını ifade ederek, doğruyu yapmaktan vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.
Manavoğlu, HP’nin koalisyon konusunda duruşunu koruduğunu, UBP’nin zeminin hükümete uygun olmadığını ifade etti. 
UBP’nin erken seçim istemediğini dile getiren Manavoğlu, ‘erken seçim’ çağrısının blöf olduğunu öne sürdü. UBP’de demokratik başlayan ama anti demokratik süren bir kurultay süreci olduğunu kaydeden Manavoğlu, Ersan Saner’in anti demokratik bir şekilde genel başkan vekilliğine geldiğini ve hükümet çalışmalarına başladığına vurgu yaptı. 
UBP’de yaşanan olayların koalisyona girmeyi sağlıklı kılmadığını dile getiren Manavoğlu, “Gelmiş olduğumuz pozisyon sağlıklı bir hükümetin kurulabileceği durum değil” dedi.
Ersan Saner’in hükümet kurma çalışmalarında başarılı olmadığını söyleyen Manavoğlu, “Hükümet kurma görevini cumhurbaşkanına iade etmesi gerekir. Bu da dünyanın sonu değildir. Bazı şeyleri kabullenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
UBP’nin kendi içindeki yarışın faturasının halka kesilemeyeceğini söyleyen Manavoğlu, Ersan Saner'in hükümet kurma görevini teslim ettikten sonra, demokratik bir şekilde UBP'nin kurultay sürecini tamamlaması gerektiğini, bunun en akılcı yol olduğunu, böylece bundan sonraki sürecin de kolaylaşabileceğini aktardı.

Ciddi anlamda baskı var
“Olması gereken bu” diyen Manavoğlu, azınlık hükümeti kurulmasının gündeme geldiğini, bu konuda hem kendisinin hem de partideki diğer arkadaşlarının baskı altına alınmaya çalışıldığını söyledi. Manavoğlu şunları ifade etti:  Azınlık hükümetine destek vermek için bana telefonlar geldi, arkadaşlarımı da odalara çektiler. Ciddi anlamda herkesin üzerinde baskı var. Bir tane iki tane değil her taraftan baskı var. ‘UBP’yi güven oyu verin’ dediler.
Onlara ‘annem babam beni şerefli ve verdiği sözleri tutan bir kişi olarak yetiştirdi” dedim. Neyse yapılması gereken öyle davranırım. Yoksa bana gelen tekliflerle hareket ederim ama ben ülkemin geleceğini düşünüyorum. Bu ülkenin geleceği makamdan daha önemlidir.”