banner564

Hasta çocuk sayısı 7 bini aştı

Pandemi sürecinde Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine başvuran hasta sayısı 30 bine yaklaştı

Hasta çocuk sayısı 7 bini aştı
banner598

   Geçtiğimiz yıl başlayan pandemi sürecinde Lefkoşa’daki Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne başvuran hasta sayısının 30 bine yaklaştığı, bunların 7 bin 406’sının çocuk olduğu belirtildi. Hastane Başhekimi Dr. Abidin Akbirgün, 180 yatak kapasiteli hastaneden 100 sağlık görevlisinin hizmet verdiğini söyledi.
   Psikolojik sıkıntı yaşayanların yanı sıra ‘can sıkıntısından’ şikayet ederek destek almaya çalışanların olduğuna dikkat çeken Akbirgün, bu konuda önlem alınmasını istedi. Akbirgün; ekonomik sıkıntıların çözümünün psikolojik değil devletin ilgili kurumlarının desteğiyle aşılabileceğini kaydetti.

Kapasite 180 yatak 
Lefkoşa’da 40 yıldan beri hizmet veren Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin Başhekimi Dr. Abidin Akbirgün, pandemi döneminde ruh sağlığı konusunda açıklamalarda bulundu.
Akbirgin; 5 psikiyatrist, 5 çocuk ve ergen psikiyatristi, 7 psikolog, 30 hemşire ile hizmet veren hastanede idari personel, temizlik, güvenlik, ara bakım elemanları ile beraber toplam 100 kişinin çalıştığını belirterek, hastanenin 3 ayrı servisinde toplam 180 yatak kapasitesi bulunduğunu söyledi.
Pandemi döneminin başında acil ihtiyaç nedeniyle hastanenin servislerinden birinin Göğüs Hastalıkları Servisi’ne devredildiğini belirten Dr. Abidin Akbirgün, “Bu devir sonrası yatak kapasitesi 120 olup koğuş sistemi olarak çalışması uygun görülmediği için her odada ayarlama yapılmış ve odalar tercihen en çok iki kişilik olarak düzenlenmiştir” dedi.
Poliklinik hizmetlerinin genel psikiyatri polikliniği, adli psikiyatri polikliniği, AMATEM polikliniği ve Çocuk Psikiyatrisi Polikliniği olarak düzenlendiğini bildiren Başhekim Akbirgün, 2013 ile 2020 yılları arasında Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi polikliniğine başvuru sayılarını da paylaştı. 

En çok başvuru 2019’da 32 bin 303 hasta
En çok başvurunun 32 bin 303 hasta ile 2019 yılında olduğunu gösteren rakamlar şöyle:
“2013: Toplam 12 bin 661 hasta (10 bin 565 yetişkin, 2 bin 96 çocuk - ergen)
2014: Toplam 18 bin 620 hasta (15 bin 19 yetişkin, 3 bin 601 çocuk - ergen)
2015: Toplam 18 bin 126 hasta (14 bin 79 yetişkin, 4 bin 47 çocuk - ergen)
2016: Toplam 18 bin 271 hasta (13 bin 333 yetişkin, 4 bin 933 çocuk - ergen)
2017: Toplam 19 bin 422 hasta (13 bin 375 yetişkin, 6 bin 47 çocuk - ergen)
2018: Toplam 26 bin 98 hasta (17 bin 548 yetişkin, 8 bin 550 çocuk - ergen)
2019: Toplam 32 bin 303 hasta (23 bin 323 yetişkin, 8 bin 980 çocuk)
2020: Toplam 29 bin 617 hasta (22 bin 211 yetişkin, 7 bin 406 çocuk)”

Görüşme sayıları kısıtlandı
Dr. Abidin Akbirgün, 2020 yılında pandemi nedeniyle acil psikiyatrik vakalar için triaj uygulandığını ve çalışanları koruma amacıyla görüşme sayılarının kısıtlandığını; telefoniyen görüşmeler düzenlendiğini ve hastalığı ciddi olmayanlara telefoniyen hizmet verildiğini veya randevulu görüşmelerin seyrekleştirildiğini anlattı.
Polikliniğe başvuran hastaların sayısının yıllara göre değişmekle birlikte erkek/kadın oranının yetişkinler için 1.5; çocuklar için 2’ye yakın olduğunu söyledi.

Yatılı hastalarda kadınlar daha fazla
Özellikle yetişkinler için askerler ve madde bağımlıları dışarda bırakılırsa kadınların sayısının eşit hatta daha fazladır denilebileceğini ifade eden Başhekim Akbirgün, 2013-2020 arasında yatılı tedavi gören hastaların sayısının 2013’te 245, 2014’te 367, 2015’te 388, 2016’da 353, 2017’de 372, 2018’de 415, 2019’da 592 ve 2020’de 478 olduğunu açıkladı. 
Yatılı tedavi gören hastaların erkek/kadın oranının 2 ve yüzde 96’sınn yetişkin, yüzde 4’ününse ergen olduğunu ifade eden Dr. Akbirgün, şu bilgileri verdi:
“Psikiyatrik hastalıklar çok geniş spektrumda oldukları için bazıları hayat boyu tedavi gerektirirken bazıları 6 aylık tedavi programı ile iyileşebilmektedir.
Hastanemize sadece hasta olanlar değil danışma amaçlı ya da durumsal zorlanmalar ile de başvuranlar vardır. Bunlara bazen 1-2 seans da yeterli olabilmektedir.”

İlk dalga başarıyla atlatıldı
Coronavirüs pandemisi dönemiyle ilgili soruları yanıtlayan Akbirgün, “Pandemiden kaynaklanan 
kaygı düzeyi ilk dalgada yüksek olduğu için bireyler daha dikkatli davranmış, kurallara uymuştur ve bunun sonucunda ilk dalganın başarı ile atlatılmasında büyük yardımları olmuştur” dedi.
Lefkoşa Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Abidin Akbirgün, sonbaharla beraber gelen süreçte toplum kaygısının yeteri kadar yüksek değil gereğinden düşük olduğunu; bunun da bugün daha kötü bir durumda bulunulmasının etkenlerinden biri olduğunu düşündüğünü söyledi.

Pandemi sürecinde kaygı düşmanımız değil dostumuzdur
“Son bir hafta içinde gerekli kaygı düzeyine ulaştığımıza dair emareler vardır. Pandemi sürecinde kaygı düşmanımız değil dostumuzdur” diyen Akbirgün, kaygı düzeyi hastalık düzeyine ulaşanlara profesyonel destek verildiğini belirtti.
Dr. Abidin Akbirgün, bu dönemde kaygı düzeyinin çok yüksek olduğu kesimin sağlık çalışanları olduğunu ama onların da zaten yoğun eğitim süreçleri içinde normal bireylerden daha yüksek kaygı düzeylerinde çalışma eğitimini ve alışkanlığını edindiklerini ifade etti.
“Yine de kaygı kontrolü açısından birincil öncelik gösterilecek kişiler sağlık çalışanlarıdır” diyen Akbirgün, can sıkıntısının kaygı bozukluğu olmadığını vurguladı.
Akbirgün, “Canı sıkılıp kurallara uymayanların psikolojik sıkıntı kılıfına sarılmaları son derece yanıltıcıdır gerekirse kesin ve net olarak cezai işlemler uygulanmalıdır bunlar için…” diye konuştu.

Sabırlı olmak gerekiyor
Ekonomik sıkıntıların çözümünün psikolojik değil devletin ilgili kurumlarının desteği ile aşılabileceğini de ifade eden Dr. Abidin Akbirgün, şu görüşleri paylaştı:
“Yaşanan süreç, psikolojik hastalıklar ile değil kişisel gelişim eksiklikleriyle ilgilidir. Şahıs evde yalnız kaldığı zaman can sıkıntısı yaşıyorsa, kişisel gelişiminde bir sorun var demektir; kendini geliştirmelidir. Evde eşiyle kapalı kalamıyorsa muhtemelen evlilik sorunları vardır. Ailesiyle evde mutlu olamıyorsa aile dinamiklerinde bir sorun var demektir. Bunların hiçbiri psikiyatrik hastalık olarak kabul edilemez. Zorlanmaları için istiyorlarsa psikolojik danışmanlık alabilirler ama pandemi sürecinin ortası bunun için uygun değil. Süreci kabul etmek, sabırlı olmak, hayatı yavaşlatmak, sakin kalabilmek bu dönem için yararlı olan psikolojik etkenlerdir.”
Başhekim Akbirgün, pandemi sürecinin yönetilmesinde psikiyatrik destek istenmediğini belirterek “Toplum ruh sağlığı özellikle kaygı düzeyinin kontrolü, doğru iletişim ve doğru algı yönetimi için yardım istenebilirdi ama acil durum müdahalelerinde işin psikolojik faktörü ikincil plana atılabilir. Fakat kriz uzadık sonra ya da kriz bittikten sonra görülebilecek stres sonrası reaksiyonların yönetilebilmesi için psikiyatrik destek şart olacaktır” dedi. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474