Yasama ve denetim gündemiyle toplanan Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda İlahiyat Koleji açılmasına yönelik tasarı gerginliğe yol açtı. Tasarı, muhalefetin yoğun eleştirilerine rağmen oy çokluğuyla kabul edildi. Meclis’teki tartışmalar sırasında milletvekilleri, kamusal eğitimdeki eksiklikler, okul müfredatları ve bölgede öncelikli eğitim ihtiyaçları konularında görüşlerini dile getirdi. Muhalefet, ekonomik ve sosyal sorunlar varken ilahiyat koleji açılmasının doğru olmadığını savunurken, hükümet yetkilileri tasarının ülkedeki yasal okul türlerinden biri olduğunu ve eğitimin devlet denetiminde yürütüldüğünü vurguladı.
Yeni bir ilahiyat “vakası”
CTP Milletvekili Erkut Şahali, yeni bir ilahiyat “vakası” ile karşı karşıya olduklarını ve ülkede önceliğin bu olmadığını söyledi.
Şahali, ülkede, çağdaş, laik eğitimin önünün açılması gerekirken, çağdaş sınıflar, okullar yapılması gerekirken, konteyner sınıfların kaldırılması yerine ilahiyat koleji görüşülmesinin "kabul edilemez" olduğunu söyledi.
CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya da, ilahiyat koleji tartışmalarının yeni olmadığını, ülkede kamusal, çağdaş ve nitelikli eğitimin geliştirilmesi gerekirken, kamusal eğitimin geriye götürüldüğü eleştirisi yaptı.
“Esas konuşulması gereken ekonomi, sağlık, ulaşım, eğitim”
CTP Milletvekili Ürün Solyalı da, ülkede esas konuşulması gereken ekonomi, sağlık, ulaşım, eğitim konuları yerine Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun görevde olduğu dönemlerde atılan "laiklik dışı" adımları konuştuklarını kaydetti.
CTP Milletvekili Ongun Talat da devletin kamusal eğitime önem vermesi gerektiğini, ancak çekilmeye çalıştığını, ülkede ilahiyat koleji olduğunu ve şu andaki başarısının ne olduğunu merak ettiğini ifade etti ve bu yönde sorular sordu.
Yasa tasarısı üzerine söz alan CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, devletin tüm kurumlarının iş yapamaz hale geldiğini söyledi. Özdenefe, gelinen noktayı “Artık ‘biz yapamayız’ deme noktasına geldiniz.” sözleriyle değerlendirdi; hükümeti halka dönmeye ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye çağırdı.
Daha ciddi sorunlar var
Özdenefe’nin ardından söz alan CTP Milletvekili Sami Özuslu, hükümetin toplumu germekten ve kutuplaştırmaktan vazgeçmesi yönündeki çağrılarına rağmen ısrarla bu yönde adım atıldığını söyledi.
Atılan adımların halk nezdinde “geri teptiğini” belirten Özuslu, ülkenin karşı karşıya bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunlara işaret etti. Sosyal devletin temel görevleri olan sağlık, eğitim ve altyapı hizmetlerinin yetersiz olduğunu dile getiren Özuslu, ülkede ciddi ekonomik sıkıntılar, güvenlik sorunları, olduğunu söyledi.
Konuşmasına devam eden Özuslu, Bakan Çavuşoğlu’nun protokole istemeyerek imza attığını iddia etti.
CTP Milletvekili Devrim Barçın da protokolün kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini belirterek, düzenlemenin ilahiyat eğitimi gerekçesiyle getirildiğini söyledi.
Protokolde yer alan ilahiyat müfredatlı eğitim ifadesinin belirsiz olduğunu kaydeden Barçın, bu müfredatın ne anlama geldiğinin açıklanması gerektiğini ifade etti.
Atun: Merdiven altı din eğitimleri sona erdi
Kürsüye çıkarak söz alan UBP Milletvekili Sunat Atun da Gazimağusa bölgesinde bu eğitime ihtiyaç duyan büyük bir kesim olduğunu ifade etti.
Atun, bu okullar sayesinde merdiven altı din eğitimlerinin sona erdiğini, eğitimin devlet denetimine girdiğini kaydetti.
Derya Atun’a sorular yöneltti
Rusların veya Yahudilerin kendi inanç eğitimleri için okul açmak istemeleri hâlinde aynı yaklaşımın sergilenip sergilenmeyeceğini sordu; okulun bulunduğu arazinin Rum malı olup olmadığını ve din kurslarının bu okulların açılmasıyla birlikte kapatılıp kapatılmayacağını gündeme getirdi.
Atun ise, söz konusu malın eşdeğer olduğunu, vakfa devredildiğini söyledi. Müfredatın dahi laiklik ilkesi çerçevesinde hazırlandığını belirten Atun, Çolakoğlu’nun ifadelerini geri almasını istedi.
Çavuşoğlu eleştirilere cevap verdi
Muhalefetin eleştirilerine yanıt vermek üzere kürsüye çıkan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, tartışmaların Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde okuyan bin 313 öğrenciyi ötekileştirdiğini söyledi.
İlahiyat Koleji’nin ülkedeki yasal okul türlerinden biri olduğunu belirten Çavuşoğlu, okuldan bugüne kadar bin 457 mezun verildiğini; bunların 860’ının KKTC, 366’sının TC, 87’sinin ise üçüncü ülke uyruklu olduğunu aktardı.
Okula kimsenin zorla yönlendirilmediğini, Türkçe bölüme yoğun talep geldiğini ve baskı aldıklarını, kolej bölümüne ise sınavla girildiğini ifade eden Çavuşoğlu, Hala Sultan’da 542 erkek, 771 kız öğrenci bulunduğunu, bunlardan 250’sinin başörtülü olduğunu belirtti.
Okulun maksadı "dinci insanlar yetiştirmek değildir." diyen Çavuşoğlu, öğrencilerin akademik eğitimin yanı sıra dini bilgilerle de eğitim görmek istediklerini söyledi.
Dipkarpaz’dan iki buçuk saat yol giderek okula ulaşan öğrencilerin olduğunu anlatan Çavuşoğlu, siyasi eleştirilere “Keşke söylediğiniz gibi en iyisini yapıyor olsaydınız, buna tanıklık edebilseydim.” diyerek yanıt verdi.
Çavuşoğlu konuşmasının devamında, 2024-2025 mezun yerleşme bilgilerini paylaşarak, mezunların çok çeşitli alanlara yerleştiğini, okulun sadece imam yetiştirmediğini söyledi.
Çavuşoğlu, Hala Sultan’da 149 öğretmen bulunduğunu, bunların 125’inin KKTC, 24’ünün TC kökenli olduğunu, bu yıl sadece 5–6 öğretmen talep ettiklerini aktardı.
Protokolle ilgili olarak da, bir hayırsever vakfın bağışıyla, Türkiye’nin kendi imkânlarıyla yapacağı okulun devlete teslim edilmeden açılamayacağını, açıldıktan sonra da tek sahibinin ve denetleyicisinin devlet olacağını vurguladı.
Oy çokluğuyla onaylandı
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gazimağusa İlahiyat Koleji Yapım Projesi Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin (Onay) Yasa Tasarısı” Meclis Genel Kurulu’nda oy çokluğuyla onaylandı.
Bir sonraki toplantı 24 Kasım Pazartesi günü yasama öncelikli olmak üzere yasama ve denetim faaliyetleri birlikte yapılacak. Toplantı saat 10.00’da başlayacak.
foto>>nazım-atun-şahali- Özdenefe-derya- Özdenefe- Sami Özuslu,-devriö barçın
Güncelleme Tarihi: 18 Kasım 2025, 10:02


Aslında bizim ihtiyacımız hastaneye ihtiyacımız mı var? Millet sokaklarda namaz kılıyor. En az olduğundan bir o kadar fazla camiye ihtiyaç var. Depremde okullar yıkılıyormuş. İlkokula, ortaokula, liseye, teknik okullara ihtiyaç yok. Konteynerler nesine yetmiyor. Onlara çok bile.İlahiyat okullarına ihtiyaç var. Her ilçeye bir iki ilahiyat okulu lazım. Baş örtüsü kreşlerden, yuvalardan başlamalı.İmamların, din adamlarının sayısı çok az, öğretmenlerden fazla olmalı. Denize mayo ile girmek yasaklanmalı. Atatürk büstleri okullardan kaldırılmalı.Sadece bir külliye olur mu? Yazlık, kışlık, mevsimlik, gündelik, yabanlık külliyeler olmalı. Malum itibardan tasarruf olmaz.